Açılmayan okullar ve çocuklarımız

A -
A +
Virüs tehlikesinden dolayı okullar eğitime ara verdi. Neredeyse herkes evlerine kapansın istendi. Şimdi öğrenciler Millî Eğitim Bakanlığı’nın sunduğu ders konularını evde TV’lerden izlemekte. Aslında ideal olarak kabul edilemeyen bu durum, ailelere değerli bir fırsat sunmuş oldu.
İmkânı olan anne babalar virüsle ilgili tedbirlerini alırken, çocuklarıyla da; sohbet etme, oynama, eğlenme, kitap okuma, ders programlarını birlikte izleme fırsatı buldular.
Yeterince anne baba sevgisi alamayan çocukların birtakım problemler yaşadığı bilinen bir gerçektir. Çocuk, sevildiğini hissetmeden yaşayamaz. Çocuğun dünyasının tek dayanağı ve anlamı ana-baba sevgisidir. Anne-babalar, çocuklarına karşı sevgi sözcüklerini kullanmaktan kaçınmamalıdırlar. “Çocukların şımaracağı”, ya da “bizim kendilerini sevdiğimizi zaten biliyorlar” düşüncesi ile sevgilerini esirgemeleri doğru değildir.
Anne babalar artık; önemsedikleri, taviz vermedikleri, durmadan koşturdukları işlerinin ve birtakım uğraşlarının “unuttukları, ihmal ettikleri biricik çocuklarından” daha değerli olup olmadığını yeniden değerlendirmelidir.
Hayatta bazı hataların dönüşü ve telafisi olmaz. Çocukların ihmali bu türden en vahim hatadır. Zamanında sevemediğimiz, ya da sevmediğimiz minicik çocuklarımızın, yetişkin olduklarında saçlarını okşamaya kalksak, komik duruma düşer, aldığımız cevaplarla hayal kırıklığına uğrarız.
Bir haber programında, zamanında çocuklarını sevemeyen bir babanın; “keşke yeniden küçülseler de doyunca sevebilsem” itirafını dinlediğimde duygulanmıştım. Her şey zamanında değerli ve güzeldir, bunu göz ardı etmemek gerek.
Çocuklar karşılıksız sevgi ister. Çocuk, kendisiyle geçirilen zamana eş olarak sevilip sevilmediğini anlar. Çocuğu sevmek; onunla bütünleşmek, bazı etkinliklerde onunla beraber olmak, onun gerçeklerini anlamaya çalışmaktır. Dileğimiz en kısa zamanda yüz yüze eğitimdir ama en azından bu sürede madem evde kalıyorsunuz hiç olmazsa çocuklarınızla birlikte mutlu olmanın yollarını arayın...
         Seyfettin Karamızrak
 
 
ŞİİR
 
          Huzur kapısı
 
Yârim, aşkın gülü huzur kapısı
Gönül kaderinde, kelam yazısı
Gül'ün teridir, âleme nur salışı
Hâl, terk-i candır, gider bal arısı
 
Gönül burağı asumana yolcu
Dilekçemde duam salevat burcu
Derdim ezelden ebede, aşk yolu
Vuslat, kaderin güle varan sonu
 
Acep âşık mıdır ezel, ebedi vuslata
Sevdası olan bekler mi bu dünyada
Ademde ademim, ben ki bu handa
Hicretime ferman eyle ya Hüda
 
Cefa vuslata giden gizli tünel,
Geçidi kim geçse ondadır hüner,
Nefis satılık, dünya kiralık el…
Hak hâl etsin bizi sana ol Server
 
Bu pazar hep dert satar âşıklara
Ebede ezel suyu, dermana dert
Nasibi gariplik düşer maşuklara
Nebiyi seven çeker çile gam dert
 
             Yavuz Selim Bulut 
 
 
ENTERESAN BİLGİLER
 
FOBİ: Belli nesne veya şartlardan ferdin kaçmasına sebep olan ve kaçılamadığında şiddetli heyecana, bütün bedenin irkilmesine, bir facianın gelmekte olduğunu hissetmeye, derin bunalım ve depresyona, kalp çarpıntısı, tam bir halsizlik, terleme ve diğer heyecan belirtilerine sebep olan bir hâl. Korkulan nesne ve şartlara göre isimler verilmiştir.
Mesela kapalı yerler korkusu (klostrofobi), açık alanlar korkusu (agorafobi), yüksek yerlerden korku (akrofobi) vardır.
Yaşanmış korkulu hâdiseler sonradan fobilere sebep olabilirlerse de, korkulan şeyin üstüne gitmek korkuyu azaltmakta, kaçmak ise korkuyu arttırmaktadır. Bu prensip tedavide kullanılmaktadır. Ayrıca heyecan yatıştırıcı ilâçlarla da tedavisine çalışılmaktadır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.