Bu diziler kimi anlatıyor? -2-

A -
A +
Ne anlatılıyor demiştik bu dizilerde? Ne anlatılacak, imrendirilecek abartılı bir zenginlik, adı konulmadık bir israf, akla hayale gelmedik zorlama ve saçma entrika, aldatma, yalanın bini bir para… Birbirinin kopyası bayatlamış konular… Bir sahneden öbür sahne bir yüzden öbür yüz olan kolaydan da öte tam ekran çekimler…
Geçtiğimiz yıllarda, edebiyatımızdan uyarlanarak dizisi yapılan ve amcasının karısıyla aşk yaşayan genci anlatan “Aşk-ı Memnu” dizisini yadırgamadan nasıl da izledik? Şimdi de birbirine sadakatsiz olanlar konu ediliyor hemen her dizide…
Ayakkabısını çıkararak evine giren Anadolu insanının, ayakkabılarıyla evlerine giren sosyete insan yaşantısını anlatan, aile yapısında en ufak bir farklı dünya olmayan insanların birbirini aldatan insanları konu eden dizileri merakla beklemesi size de garip gelmiyor mu?
Hayat, dizilerde anlatıldığı gibi giyinip süslenmekten, gezip tozmaktan, yiyip içmekten ibaret değildir. Normalde bir mütedeyyin insan “acaba bu dizide neler olacak?” diye merak etmez. Çünkü insanın hayat gibi daha büyük bir gerçeği vardır. Çoluk çocuğunun düzgün ve problemsiz bir nesil olarak yetişmesi gerçeği vardır. Ana baba akraba eş dost komşu olmanın gerektirdiği gerçekler vardır. Devletine milletine yararlı birer fert olmak gerçeği vardır. Öte taraftan inandığı dini yaşamak ve Allah’ın rızasına kavuşmak gerçeği vardır.
Asıl gayemiz bu gerçekler olmalıdır. Yoksa dizilerin yalancı dünyasına kendimizi kaptırırsak, Allah muhafaza asıl gayemizi unuturuz. Zaten çoğu kanallar, programlar, diziler sanki bizzat buna hizmet ediyor. Bu milletin aile yapısına kaleye top güllesi ata ata surları yıkmak istercesine her bir dizi bir top mermisi olarak surda bir gedik açmayı hedefliyor…
Silkinerek kendimize gelmemizin zamanı çoktan geldi de geçiyor bile. Toplum olarak böyle boş, gayesiz dizileri izlemeye devam ettiğimiz sürece bu diziler bitmeyecektir.
Katıldığım bir konferansta, bir yazar abimiz şöyle bir ifade kullanmıştı: “Sarhoşunun bile ‘Allah!’ diye nara attığı toplumumuzdan ümit kesilmez...”
Yine de ben ümidimi kaybetmiş değilim. Sizin de ümidinizin kaybolmaması dileğiyle…
          İsmail Aybey-Manisa
 
 
ŞİİR
 
      Neler oluyor!
 
Gök mü gürlüyor?
Yoksa kuşlar mı ötüyor.
Benim güzel şehrimde,
Elektrikler mi kesiliyor,
Ağaçlardaki yapraklar?
 
Bulutlar gibi uçmak için,
Kendilerini boşluğa bırakıyor,
Bir heves için,
Neler oluyor İstanbul.
 
Elektrikler mi kesiliyor?
Yoksa trafolardan alevler mi yükseliyor?
Dolunayın ışığında,
Bir santral mi gidiyor,
Acaba kısa devre yaptı,
Ondan mı bahsediyor.
 
Ahmet Osman Özalp-Emir Sultan Orta Erkek Öğrenci Yurdu
 
 
 
ENTERESAN BİLGİLER
 
ÇEKİMSER: Parlamento, toplantı ve konferanslarda oylama yapılırken olumlu veya olumsuz yönden değeri olmayan oyun ismi. Oy veren vekil oylamada kabul veya ret için kararsız olduğunu belirtir. Bu oyun, kabul veya ret oylarına hiç etkisi olmaz.
Büyük Millet Meclisi'nde oylama yapılacağı zaman; ret için kırmızı, kabul için beyaz, çekimser için yeşil oy kullanılır. Milletvekillerine üç rengi belli eden yuvarlak oy pusulaları verilir. Bunlardan vereceği karara göre olan rengi seçer ve oy atılacak yere atar. Yeşil oylar, parlamento geleneğine göre çekimserdir ve kararı etkilemez. Bu konuda Meclis iç tüzüğünün 115. maddesinde açık hüküm mevcuttur. BM Güvenlik Konseyi kararlarında da oylama vardır. Konseyin beş büyük tabiî üyesi olan devletlerden biri ret oyu verince, karar yürürlüğe girmez. Ancak olumsuz vermeyip çekimser kalırsa, bu veto sayılmaz ve kararı engellemez.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.