Bu millete nasıl âşık olunmaz? -2-

A -
A +
Sırada mescit, bordür ve elektrik onarım işleri vardı. Bordür için gelen ekip tam ölçümü yapmış, maliyet hesaplanırken Ulukışla Belediye Başkanımız Ali Uğurlu Bey teşrif etti. Ali Başkan, "ne ölçüsü aldırıyorsunuz hocam?" diye sorunca, kendilerine bilgi verdik. Ali Başkan “Hocam, bu işi ben yaptırmak isterim” dedi. Biz de, "Başkanım, haberli gelseydiniz ancak bu kadar denk gelirdi, sizi Allah gönderdi" dedik.
Divarlı Belediye Başkanımız Mustafa Balcan Bey teşrif ettiler bir gün “Hocam, ben eğitime çok değer veririm. Okullarımıza sahip çıkmak bizim en önemli görevimiz. Beni en çok mutlu eden geleceğimizin teminatı yavrularımız için bir şeyler yapabilmek ve onların o masum gözlerindeki ışıl ışıl parlayan mutluluğu görebilmektir” dedi. Çok ilginç, Mustafa Balcan Başkan'ıma da okulumuzun elektrik onarım işlerini yapmak nasip oldu. Şimdi dersliklerimiz -kendilerinin tabiriyle- ışıl ışıl.
Bir gün Bor ilçe müftümüz İsmail Çakır Hocam teşrif ettiler. Erkek mescidi, müdür odasının tam karşısında olduğu için görmek istediler. Mescit hoşlarına gitti. Hanımlar mescidi de olup olmadığını sordular. Küçük bir mescidimizin olduğunu, ihtiyaca cevap veremediği için daha büyük bir mescit yapmayı düşündüğümüzü arz edince, bayan mescidi olarak düşündüğümüz odayı görmek istediler. Mekânı çok beğenen hocamız “Müdür Bey, burada öğretmenlerimiz ve genç çocuklarımız namaz kılacaklar, bunun sevabına ben ortak olmak isterim. Siz ölçüleri alıp istediğiniz halıyı beğenin, inşallah bu hafta içinde mescidimiz hazır olur” dediler...
Bir kere telefonda görüştüğüm Servet Yüksel Bey'in “Hocam yapılacak bir iş varsa, alo demen yeter” sözleri nasıl bir asalet örneğidir...
Şimdi siz, bendeki duygu patlamalarını düşünün. Ben bu millete nasıl âşık olmayayım! Böyle bir milletin evladı olmak, ne büyük bir şeref. Bütün mücadele bir insan yetiştirebilmek için. Düşündüm de, Ömer Halisdemirlerin bu topraklardan çıkması, asla tesadüf değildir. Bunu, bu şehirde yaşayınca çok daha iyi anlıyorsunuz...
          İdris İspiroğlu
 
 
ŞİİR
 
        Hâlin n'ola?
 
Bu dünyadan göçeceksin
Hakk'a boyun eğeceksin
Bir gün hesap vereceksin
O mahşerde hâlin n'ola?
 
Ne çok sürdün zevk û sefa
Kalmadı mı dosta vefa?
Dünyaya bak son bir defa,
O mahşerde hâlin n'ola?
 
Bilmedin mi dünya fâni
Haber vermez ölüm ani,
Tutsak oldun nefsin cani
O mahşerde hâlin n'ola?
 
Oyalandın ömür boyu,
Bir dünya ki dipsiz kuyu
Tadacaksın ölüm suyu,
O mahşerde hâlin n'ola?
 
Kapkaranlık mezar yerin,
Fayda vermez ah û zarın.
Nerde kaldı kâr zararın,
O mahşerde hâlin n'ola?
          Âdem Kılıç-Serhendî
 
 
 
UNUTULMAZ İSİMLER
 
ORUÇ REİS: Büyük Türk Denizcisi 1470 yılında Midilli’nin Bonova köyünde doğdu. Hayatı denizde geçen cesaret ve kahramanlık timsali deniz kurtlarından biri olan Oruç Reis, katıldığı muharebede can ve mal endişesi duymazdı. Elde ettiği ganimetleri fakir ve kimsesizlere, leventlerine dağıtır, varını yoğunu gazâ için sarf ederdi.
Cömert, âlicenap, yardımsever, merhametli olan Oruç Reis, ciddî ve sertti. Bütün leventleri tarafından bir baba gibi sevilirdi. Çok iyi bir muharip, tehlikeli zamanlarda en iyi çareleri bulmakta zorluk çekmeyen komutan, İslamiyet’i yaymaktan başka bir şey düşünmeyen korkusuz, cüretkâr ve zeki bir insandı. Cezayir’in doğusunda, İspanya’nın nüfuzu altında bulunan Tlemsan’da yerli halkın ihanet etmesi sonucu yanındaki son levendine kadar çarpıştı. Aldığı iki ok yarası sonucu Rio Solado Nehri sularına düşüp, şehadet şerbetini içti. 1518’de şehit olduğunda kırk sekiz yaşında olduğu tahmin edilmektedir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.