Fikrî iktidar olamamak!

A -
A +
Sayın Cumhurbaşkanımız geçen bir konuşmasında “Fikrî iktidar olamadık” dedi. İşte bugünkü bütün millî ve sosyal meselelerimizin tam tespit ve teşhisi budur...
Peki; “Fikrî iktidar” olamamanın sebepleri nedir? Tek kelime ile “Eğitim.” Seksen senelik eğitim sistemimiz... Çünkü bu eğitim sistemi ile gençlerimize; “Dini, tarihi, dili” doğru ve yeterli öğretilmedi.
Mesela, bugün gençlerimize; “İtikatta ve amelde mezhep imamlarımız kimlerdir ve türbeleri nerededir” diye sorsak kaçı; “Ameldeki mezhep imamımız Ebu Hanife'nin türbesi Bağdat’ta, itikattaki imamımız Mâtürîdî hazretlerinin türbesi Özbekistan’ın Semerkant şehrinde” diyebilir?
En büyük Türk hükümdarlarından Babür Şah ve muhteşem Babürlü Devleti mekteplerimizde hiç okutulmadı ama Sümerler, Etiler, Lidyalılar ve Frigyalılar… gençlerimize âdeta ezberletildi... 
Türkistan’daki yüzlerce âlim ve evliyadan Şah-ı Nakşibend Behaüddin Buhari, İsmail Buhari hazretlerini, kaç genç duymuştur? Hindistan’da yetişen büyük İslam âlimlerinden İmam-ı Rabbani hazretlerinin ismi, okullarımızda hiçbir kitapta geçmez. Ama Yunan filozofları Aristo, Eflatun… lise ders kitaplarında okutulur.
Konya’nın en büyük âlimi Mevlâna Celaleddin’in hocası kelam âlimi Sadreddin Konevî’yi, Kayseri’de aslen Türkistanlı olup yine Mevlâna’nın hocası Seyyid Burhaneddin Tirmizî’yi, Bursa’da zamanın kutbu ve Osmanlı devletinin ilk Şeyhülislamı Molla Fenari’yi, İstanbul’un en büyük üç evliyası Molla Murad-ı Münzevi, Mehmet Emin Tokadî, Abdülfettah Akrî hazretlerinin isimlerini liselerde, üniversitelerde duyan ve okuyan gencimiz var mıdır?
İslam alfabesinin değişmesi neticesinde, tarihimiz, medeniyetimiz ve Türk-İslam âlemi ile alakamız kesildi. Bugün kütüphanelerimizde yüz binlerce kıymetli dinî, ilmî ve kültürel eserlerimizi okuyabilecek kimse var mı? Bütün Türk dünyasının konuştuğu ve yazdığı edebî Türkçemiz, kasten bozularak uyduruk bir kabile dili hâline getirildi…
Ne zaman ki; “Dinimiz, tarihimiz ve dilimiz” gençlerimize tam ve doğru öğretilir; işte o zaman “Fikrî iktidar” olabiliriz.
         Numan Aydoğan Ünal
 
 
ŞİİR
 
           Azerbaycan
 
Azerbaycan bizim canımız kanımız,
Millet olarak her an arkasındayız,
İki devletiz ama tek bir milletiz,
Bize zarar düşünene hep illetiz.
 
Karabağ yıllardır bizim hep acımız,
Gardaşlarımızla bizim bir sancımız,
Çözülsün artık canım Karabağ’ımız,
Bizim için çok değerli toprağımız.
 
Azerbaycan'ı tek zanneden yanıldı,
Fazlasıyla paylarını hepten aldı,
İçlerine çokça korkular salındı,
Arkasındayız her zaman biz gardaşım.
 
Sen tek değilsin benim güzel gardaşım,
Aslımız neslimiz birdir, bir yoldaşım,
Biz hep birlikte varız Azerbaycan’ım,
Canım kanım varım menim gardaşım.
 
                Mücahid-i Erzincanî
 
 
 
 
UNUTULMAZ İSİMLER
 
KARACAOĞLAN: Türk göçebe bir aşiret şairidir. 16. yüzyılın son çeyreği ile 17. yüzyılın ilk yarısında yaşamıştır. Güney Anadolu bölgesinde yaşamış, imparatorluğun çeşitli bölgelerini gezmiştir. Gezdiği her yere âşık olmuş, sevdiği her bucağa koşmalar söylemiştir. Hayatı ve çevresi hakkında sağlam bilgiler olmadığından bu bilgileri kendi şiirlerine bakarak çıkarmak gerekir.
Okuryazar fakat köy ve oymak çevrelerine bağlı kalmış bir aşk ve tabiat şairidir. Dil, ifade, konu, tema, vezin, kafiye, nazım şekli bakımından, divan ve tekke şairlerinin etkisinde kalmamıştır. Aruz veznini hiç kullanmamış, hep hece yazmış, hece vezninin de 6+5 ve 4+4 kalıbını kullanmıştır. Kafiyeler, yarım kafiye şeklindedir. Dil, konuşma dilidir, ifade açık ve sade fakat başarılıdır.
Çok gezen ve tanınan şairin zamanın devlet büyüklerinden bazılarıyla da görüştüğü, savaşlara katıldığı şiirlerinden anlaşılmaktadır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.