Kapı hakkında… -2-

A -
A +
  Mahremi korumak olarak doğan kapının varlığı, maddeyi korumaya dönüştü. İnsanın dünyada elde ettikleri biriktikçe asıl korunması gerekenin yerini dünya birikimleri aldı. Teknolojinin gelişmesiyle insanın koruması gereken mahremiyeti gözler önüne serilirken dünya birikimleri kat kat kapılar ardına saklandı. Şimdiki geldiğimiz hâl gözler önünde yaşanan saklanmamış mahremiyet, güvenliği artırılmış kapılar ardında dünya kazanımları… İnsanoğlu en önemli buluşu olan kapıya mecazî anlamlar yüklemeyi ihmal etmemiş kapının varoluşunu duygu dünyasına da yansıtmıştır. En önemli olaylarını kapıya eş ederek kısa yollu anlatmayı âdet edinmiştir. “İslamiyet’in kapısı”, “Anadolu’nun kapısı” gibi ifadelerle kapıya derin anlamlar kazandırmıştır. Bunun yanı sıra maddi yaratılıştan manevi yaratılışa çevirmiş “gönül kapısı” da bu anlamda insandaki en esrarlı yerinin adı olmuştur. “Gönül kapısı“ sadece içeriden sevgiye açılan tek yönlü giriş mabedimiz. Kimi zaman dertlerini tarif etmek için kullanmış kapıyı, acılarına eş ederek “Mahkeme kapılarında süründüm” demiş. Kişinin en acınası hâlini anlatmak için “Allah hapishane kapılarına düşürmesin” demiş. 80’li yıllarda çocuğunu ideolojilerin elinden kurtaramayan anne yavrularını o kapının önünde görebilmek için dualar etmiş. “Hastane kapılarını mesken tuttum” diye dert yanmış acılı eş. Yoğun bakımdaki yakınını beklemiş iki yana otomatik açılan kapı önünde bir umut haberi alabilmek için. Ya bir okulun kapısı üstünde şehit nişanlısının adı yazan genç kız geçmek istememiş o kapıdan acısını tekrar tekrar yaşamamak için. Evlenip de çocuğu o okula gidince mecbur kalmış her gün görmeye. Annenin, babanın gururu olmuş çocuğunun “devlet kapısında” işe girmesi… Kapılar… Bazen açmak için bazen açılması için sabırsızlandığımız, bazen sonuna kadar açtığımız, bazen kilit üstüne kilit vurduğumuz ve artık ardında neyi sakladığımızı şaşırır olduğumuz insanlığın baş tacı eseri, kim bilir gelecek yıllarda hangi hâlini sunacak bizlere? “Kapı kapı bu yolun son kapısı ölümseHer kapıda ağlayıp son kapıda gülümse” Necip Fazıl Kısakürek.             Yasemin Bağcılar       ŞİİR                 DEMİŞLER   “Haram mal zehirler rızkına katma, Gül gibi kokuver har olup batma. Tebessüm ne güzel kaşını çatma, Bu minval tavrını takın” demişler.   “Vefayı terk etme sözünden cayma, Duyduğun sırları kimseye yayma. İyilik yapmışsan unut hiç sayma, Kibirden gururdan sakın” demişler.   “Beddua tez tutar sonraya kalmaz, Bilenler mazlumdan asla ah almaz. Kul hakkı edinmez gaflete dalmaz, Sevgiyle gülümse bakın” demişler.   “Pak su ol hem kirsiz bulanık akma, Kimseyi horlama kem gözle bakma. Kin gütme incitme asla can yakma, Güzel huy ziynettir takın” demişler.   “Yoksulla ekmek ye yalnız su içme, Hoşgörü ne güzel öfkeyi seçme. Tevazu kıymetli yaşa, vazgeçme, Bu huyun olur, yüz akın” demişler.   Fânisin girsen de yüz kırk yaşına, Ölüm var aldırmaz gözün yaşına. Bu gerçek gelecek mutlak başına, “İnsana kendinden yakın” demişler.                    Seyfettin Karamızrak       UNUTULMAZ İSİMLER   S. AHMET ARVASİ: Zamanımız mütefekkir, eğitimci ve yazarlarından. Peygamber efendimizin torunu hazret-i Hüseyin’in soyundan olup, seyyiddir. Babası Van gümrük müdürlüğünden emekli Abdulhakim Efendi, annesi Cevahir Hanımdır. Dedeleri, Van’ın Müküs (Bahçesaray) kasabasına bağlı Arvas (Doğanyayla) köyündendir... 15 Şubat 1932 (H. 7 Şevval 1350)de Ağrı ilinin Doğubayazıt kasabasında doğdu. 31 Aralık 1988 (H. 22 Cemaziyel evvel 1409) tarihinde İstanbul’da vefat etti. Senelerce Türk Millî Eğitimine hizmet etti. 1979 yılında emekliye ayrıldı. Çok yıpranmasına rağmen, konferans ve Türkiye gazetesindeki günlük yazılarına devam etti ve daima Türk-İslam Ülküsünü savundu... 31 Aralık 1988 tarihinde, günlük makalesini yazarken, daktilosunun başında kalp krizinden vefat etti. "Türk-İslam Ülküsü", "Kendini Arayan İnsan" ve "Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz" gibi çok değerli eserler verdi... Mekânı Cennet, derecesi âli olsun...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.