Çocuklarımızı unutmayalım!

A -
A +
Hiçbir kucak olamaz anne kucağı gibi… Hiçbir kimse öpemez anne dudağı gibi… Ya ananın ak sütü, ya ananın ak sütü… Bu konu çocukta, bağışıklık sisteminin temeli… Çocuk anne sütüyle büyümez ise eğer, beden gelecekte her türlü hastalığa bir sıfır yenik karşı duracaktır…
Anne kucağına hasret büyüdüğünde çocuk, o anneye ileride hasret duymayacaktır.
Annesinin elinden damağına gelen tat… Annenin pişirdiği çorbadan alınan lezzet… Başka ellerden çocukta aynı lezzeti vermez…
Hayatta her şey karşılıklı olmaktadır… Anne şefkatinden uzak büyümüş çocuklar ileride büyüdüğünde annesinden nefret etmeye, içi elvermese de anneye sevgi ve şefkat hissi diğer çocukların sevgisi ve şefkati kadar olamayacaktır… Yıllar geçtiği hâlde bir kere olsun annesini aramayan çocukları bir araştırın çoğunda bu acı gerçek görülecektir… Bir zaman sonra sanki annesi misin kimsin, fark etmeyecektir. Çocuk annesi geldiğinde hiç heyecan duymuyorsa… O zaman anlamalı ki artık çocuğun için çok önemli değilsin… Çünkü sen de ona şefkat gösterememiş onu çocukken bağrına basarak büyütmemiştin…
Eğer çocuk bir şekilde annesinin şefkat ve merhametinden uzak büyümekte ise beraberinde, binlerce sorunu da büyütmektedir…
Bu öyle bir çaresizlik, öyle bir mecburiyet ki… Biz yine de çaresizlik içindeki sizleri… Moral motivasyon ile etmek zorundayız teselli…
Eyvallah hiçbir bakıcı veya öğretmen, annenin yerini tutamaz tutamayacaktır… Ancak geldiğimiz nokta ananın da babanın da çalışmak zorunda olduğu bir dünyadır… Buna anne babalar mecbur kalmıştır. Çocuk da şimdi “niye gelmiyorsun, niye yoksun” diye size kırılıp öfkelense de… Büyüyünce bu sosyal gerçeği, kendisi için bir fedakârlık yapıldığını anlayacaktır. O zaman nefret etmeyecek, sevmediğinizi düşünmeyecek, size karşı daha anlayışlı davranacaktır…
Annelik dünyanın en kutsal mesleğidir… Esasında “anne” olanlar bir müddet annelik duygusunu çocuğuyla birlikte doya doya yaşayabilse… Sonuçta anne şefkatiyle büyüyen çocuk huzurlu mutlu olur… Çocuklarımıza her hâlinizde bu şefkati gösterin Çocuklarınızı unutmayın…
          Uzm. Psikolog Erdinç Üstündağ
 
 
ŞİİR
 
                Oruç
 
Oruç, ey oruç tut beni!
Dilimi tut, elimi kolumu bağla,
Engel ol haddi aşan tüm adımlarıma.
 
Oruç, ey oruç tut, ne olursun tut beni!
Günahtan sakla, haramdan muhafaza buyur.
 
Orucum yalvarırım tut;
Kırılmaktan kalbimi, kalp kırmaktan kendimi,
Koru, ne olur tut beni!
 
Ben nasıl tutarım seni, sen tutmazsan benliğimi?
Orucum, hakkıyla seni tutanlardan eyle beni!
 
Dürdüm bak günah defterlerini,
Nefsimi galip getirme bundan gayri...
 
Elimde avcumda bir şeyim kalmadı,
Kırık birkaç parça affedilme umudumdan başka...
 
Gözlerimi haramdan, dilimi yalandan,
Sinemi fesattan muhafaza et izzeti dergâhında.
Yarın son nefes yapışınca yakama,
Elimden tut götür beni cennetin kapılarına...
 
Ziyan olanlardan değil,
Olayım kalbi mutmain olanlardan,
Allah'ın affettim dediği müjdeli kullardan...
 
                                      Kübra Can
 
 
 
UNUTULMAZ KELİMELER
 
SAİR: Arapça sıfat olan “seyr” kelimesinden gelmekte olup 1. Seyreden, harekette olan, yürüyen, 2. Bir şeyden kalan başka şey anlamında kullanılır. 3. Geçen, dolaşan. 4. Diğer, başka, gayri anlamlarındadır. Daha çok ikinci ve dördüncü anlamlarda kullanılagelmiştir.
VESAİRE: Bu kelime de birleşik isim olup söylenen birkaç şeyin benzerlerinin de bulunduğunu belirtmek için kullanılır, gerekirse vs. kısaltması aslında “vesaire” kelimesinin kısaltılmasıdır. Aynı şekilde vb. kısaltması da “ve benzerleri” kelimesinin kısaltılmasıdır.
KAHİR: Dilimizde kullanılan Arapça kökenli bir sıfat olup “ka” uzun okunur. 1. Kahreden, zorlayan. 2. Baskın gelen, ezen, ezici gibi anlamları vardır. Dilimizde yakın zamana kadar kullanılan “kahir ekseriyet” ifadesi “büyük bir çoğunluk, ezici çoğunluk” gibi anlamlara gelmektedir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.