"Kaç paralık adamsın?!."

A -
A +
Para, birkaç istisna elbette olmakla birlikte genel olarak günümüz insanının neredeyse tek hedefidir. Biricik amacıdır, yegâne gayesidir. Hatta abartmış olduğumuz bile söylenemez günümüzde öyleleri vardır ki paraya tapacak kadar paracı olmuşlardır. Yine günümüzde parası olan insan parasını nereden kazanırsa kazansın, kim olursa olsun değer kazanan, saygı gören bir duruma gelebilmektedir. Bankalar bile kredi verirken kredi vereceği kimsenin ilmine, mesleğine, tahsiline, yaptığı hizmete, alacağı krediyi kullanacağı amaca, ülkeye kazandıracağı katkıya vb. bakmamaktadır. Banka için de bu kavramların hepsi anlamı sözlüklerde kalmış değerlerdir. “Sıfır risk politikası” diye çıkartılan bir yöntem aslında para alıp para satmaktan başka bir şey değildir. O bakımdan bankacılık sistemi de sadece gerektiğinde nakde çevirebileceği gayrimenkulleri ipotek verebilen kimselere veya geliri devlet tarafından verildiği için maaşları garanti olabilenlere kredi vermeyi tercih etmektedir. Böylece bilerek bilmeyerek bilimsel çalışmaları olanları, akademik kariyer sahiplerini ve parası olmadığı hâlde bilgisi sebebiyle bir değer oluşturan nice beyinleri “para” kavramını ön plana tuttuğu için sıfırlayıp yok sayar… Dolayısıyla toplumda “ne kadar bilgilisin”, “ne kadar yararlısın”, “ne kadar dürüstsün” sorularının pek anlamı yoktur. “Kaç paralık adamsın?” sorusuna cevap istenmektedir. Bir başka açıdan insana bakıldığında günümüz insanını ailesi, ya da okulda okuduğu ders kitapları değil içinde kaybolmaya başlanan sosyal platformlar ve dijital dünya etkilemektedir. Önceki dönemlerde her kuşak kendinden bir önceki kuşaktan bir iki örnek ağabeyi veya ablayı bulup onlara hayran kalıp onların yönlendirmesine göre hayatta üslup ve prensip kazanırdı. Bugün kuşaklar arası bu zincirleme etkileşim tamamen kaybolmuş, zincirlerin halkaları devamlılıktan uzak kopuk duruma gelmiştir. Hangi kuşak olursa olsun hemen her kuşağı kendi kategorisinde kendine bağımlı hâle getirmiş, gayet başarılı bir şekilde ailede kimse kimseyi kimseye bırakmayan bir dijital dünya vardır. Yani ailede istese de artık kimse bu anlamda kimseyle ilgilenememektedir...           Merve Azra Kuşoğlu       ŞİİR                   Yetim güler mi?   Bükülmüş boynu ile göllerde mahzun kuğu, Kim düşürmüş o bulsun huzur ve mutluluğu? Dinmez hüznü gönlünden tüter de buğu buğu…    Neyinedir zevk safa, neyine seyir-seyran,    “Yetim güler mi” denmiş, “meğer yanıla” ey cân...   Soğuk harabelerde sıcak yuva hasreti, Hayata tutunuşu kıyısından, eğreti… Bir dirhem saadete onun bütün gayreti…    Hem gönlü hem dünyası olmuş baykuşa mekân,    “Yetim güler mi” denmiş, “meğer yanıla” ey cân...   Bu kadar mı zor bilmem, gözünden yaşı silmek? Bayramdan bayrama mı reva görülür gülmek? Alnında yafta mıdır henüz yaşarken ölmek?    Çeker gider âlemden bir tebessüme hayran,    “Yetim güler mi” denmiş, “meğer yanıla” ey cân...                       Fatma Macit           KISA KISA...   DİLİMİZ, DİNİMİZ, TARİHİMİZ... Asırlardır insanlığın huzur ve emniyetini temin eden Türkler, her türlü zaferi ve mağlubiyeti yaşadı, yüreği kor ateşte dağlandı. Fakat “insan”a değer verdiği, kültür mirasına sahip çıktığı müddetçe dili, dini, tarihi örf ve âdetleri kapanın elinde kalmadı. Vakarından, haysiyetinden bir şey kaybetmedi. Ne yaptılarsa, Türkleri dünya haritasından silemediler. Ne var ki bugün, yeni bir topyekûn sıkıntıyla karşı karşıyayız. Medeniyet değerlerini tecrit etmek suretiyle, çok ustaca bir değişim dönüşüm yaptırarak Türk’e dilini dinini tarihini unutturmaya çalışmaktalar. Hazin olan şu ki bu konuda en aydın en münevver en şuurlu denilenler bile bu hakikatin tam anlamıyla farkında değiller. Bir kısmı ise bu gerçek hakkında kafa bile yormuyor… Kendi çubuğunu tüttürüp keyfine bakıyor. Bunlara, bir iki kelam eden çıkmayacak mı? Tarihinden ve mazisinden habersiz kültür pınarları kurumuş bir nesle öylece bakıp kalmakla mı yetinilecek? Türk milleti kendisine dilini dinini tarihini anlatacak erenleri dört gözle beklemektedir... Mehmet Can
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.