Günlük kredinizin değeri

Bir banka düşünün… Size her güne özel günde 86.400 altın veriyor. 24 saat içinde size verdiği bu altını istediğiniz gibi değerlendirebiliyorsunuz. Ama diyelim ki size verilen bu altın kredisini biriktirmek istediniz. Bankanız bu konuda “hayır” diyor. Bu kredinizi 24 saat içinde kullanmak durumundasınız. Yarına bakiye devretmez. Peki, yarın da böyle bir kredi imkânı var mı? Elbette. Yaşadığınız sürece her gün aynı krediye sahipsiniz. Evet günlük ve her gün, bir günlük kadar.

Böyle bir banka düşünebiliyor musunuz? Yeryüzünde yaşayan her insana bu miktarda bir kredi açabilecek bir banka, bir hazine düşünebiliyor musunuz?

Fazla düşünmenize ve çok uzağa gitmenize gerek yok… Sizin böyle bir bankanız var.  Herkesin var aslında böyle bir bankası. Bu bankanın adı da var, yaşadığınız vakit… Bu bankada, herkesin kişisel hesabına her gün 24 saat, 1440 dakika ve 86.400 saniye hediye edilmektedir.

Ve bu saniyelerin her biri altın kıymetindedir. Ama ne bir eksik ne bir fazla… Bizden istenen ise, bu altın saniyeleri en faydalı, en yararlı, en değerli işlerde kullanmaktır.

Ne dünkü bakiyeden devir alma şansına sahipsiniz. Ne yarınki bakiyeden avans veya kredi alma hakkına... Öyleyse size bir tek şey kalıyor. O da günlük hakkınızı en iyi ve en kaliteli işlerde değerlendirmek...

Bir saniyeden ne olur mu diyorsunuz? Veya bir dakikadan? Hatta bir senenin ne önemi var diyenler bile çıkıyor.

Oysa bir yılın ne kadar önemli olduğunu, bir yıl önce affolunacağını ümit eden mahkûma sorun. Veya bir ayın ne kadar kıymetli olduğunu düşük yapma tehlikesiyle karşı karşıya kalan anneye sorun. Bir haftanın değerini, haftalık bir yayın editörüne, dakikanın değerini son dakikada vapuru kaçırana sorun… Saniyenin değerini bir kazayı bir saniye farklı kıl payı atlatabilen sürücüye sorun. Hatta salisenin değerini olimpiyatlarda bir salise farkla altın madalyayı kaybedecek ve gümüş madalya alacak sporcuya sorun... Ne demiş bu konuda irfan ehli:

“Dünya bir gündür. O da bugündür.” Gerçekten dün geçmiştir. Bir daha dünyaları verseniz dünü geri getiremezsiniz. Yarın da garanti değildir. Yarına çıkacağınız da… Öyleyse sizin için var olan o içinde yaşadığınız gündür. O da bir gündür...

Yani aslında hepimiz dünyada bir gün, bir gün yaşıyoruz. O koskoca ömürlerimizi de bir gün, bir gün yiyip bitiriyoruz...

Bunun bilincinde olan akıllı bir kimse her anını değerlendirmez mi? Bu vaktini rastgele yerlerde rastgele kimselerle, rastgele bir şekilde harcayabilir mi?

Dolayısıyla zaman gerçekten altın gibi kıymetlidir.

 

 

 

            Ey insan

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kestane yüksek nişasta ve su içeren bir yemiştir. Protein ve yağ oranı düşüktür. Aksine içeriğinde nişasta, lif, protein, potasyum, fosfor, kalsiyum gibi mineraller bulunur… Yine bol miktarda B1, B2 ve C vitaminleri vardır. Kestane doyurucu bir yemiştir. 100 gram kestane 160 kalori enerji sağlar. Lif oranı yüksektir. Kan şekerini fazla yükseltmez. Vücudun bu aylarda iyi bir enerji kaynağıdır. Bedensel ve zihinsel yorgunluğu gidermek için iyi gelir. İçindeki demir kansızlığı önler. Magnezyum ve fosfor kemik metabolizmasının önemli bileşenleridir. Sakinleştirici özelliği vardır. Kemikleri kuvvetlendirir. Karaciğer ve mide için faydalıdır, ishali önler. Beyin için faydalıdır unutkanlığı ve Alzheimer’ı önler. Bağışıklık sistemini güçlendirir ve hücrelerin yaşlanmasını geciktirir.