Ruhumuzu kaybettiğimiz zamanlar

A -
A +
 
Katı olan her şeyin buharlaştığı, ruhun ise aksine ağırlaştığı zamanlar. Çalkantılı sulara kapılıp dalgaların ritmiyle ufka doğru deniz yolculuklarına çıkan ruh, artık yorgun ve ağır; tortulaşıp dibe çöküyor. Zaman da durgunlaştı; hiç akmıyor.
Geçmişten gelip şimdiyi geleceğe taşıyan sular, şimdide durdu. Durgun sular hızla kokuşur. Uzun zamandan beri hep şimdide yaşıyoruz. Zaman akmıyorsa şayet, ruhun dengesi de bozulur. Geçmişini ve geleceğini yitirmiş ruh tortulaşır. Hüzün ve melankoli için Almancada kullanılan Schwermut sözcüğünün “ruhun ağırlığı” anlamına geldiğini öğrendiğimde hiç şaşırmadım (Borgna, Şu Bizim Kırılganlığımız, YKY) Kesinlikle, şimdiki hâlimizi en iyi tanımlayan deyim, ruh ağırlığı.
Ruh, zamanın sularına kapıldığında, alıp başını uzaklara gider, bedeni de peşinden sürüklerdi. Hafiflik duygusu, yaşama sevinci duyumsardık. Bazen bedenin ruha yetişemediği zamanlar da olurdu elbet; ruhumuzu kaybettiğimiz zamanlar. O zaman da ruhlarımızı arayacağımız yer belliydi; sahile vuran dalgaların ruhumuzu geri getireceğini bilirdik. Yitirdiğiniz ruhlarınızı boş yere sahillerde aramayın artık, o eskidendi. Beden ve ruh birbirinden koptu. Bedenler şimdide asılı kalırken ruhlar katılaşıp dibe çöküyor. Ruhlarınızı arayacağınız yer sahiller değil, dibe çökmüş tortuların oluşturduğu jeolojik katmanlardır. Yeryüzünün jeolojik katmanlarında, tortulaşıp dibe çökmüş ruhlar birikir. Yeryüzünün tarihi aynı zamanda hüznün de tarihidir. Neresini kazarsanız kazın, bir zamanların sevinçli ruhlarının toplu mezarlarıyla karşılaşırsınız. Narsist insanın hayat sevincine, sevinçli ruhlara tahammülü yoktur. Ruhlar, sarkaç misali, salınır. Keder ile sevinç arasında salınan ruhlar, sarkacın keder ucuna savrulduklarında hayat kudreti azalması, sevince doğru savrulduklarındaysa hayat kudreti çoğalması yaşadıklarını bilirler... Ruhsuz mutsuzlardan uzak durun.
              Erdi Han
 
 
ŞİİR
 
 
                    Tadı yok
 
Hayat sensiz işkence, sensizliğin tadı yok
Dokunur ince ince, sensizliğin tadı yok
 
Buraların tadı yok, havaların tadı yok
Tadı yok can tadı yok, sensizliğin tadı yok
 
Ne ölü ne diriyim, inan yangın yeriyim.
Tatsız tuzsuz biriyim, sensizliğin tadı yok
 
Her günüm dünden hazin, ezin bağrımı ezin.
Ruhumu sarmış hüzün, sensizliğin tadı yok
 
Sabrımı taşırmışım, boyumdan aşırmışım
Mevsimi şaşırmışım, sensizliğin tadı yok
 
Bu kentte hapisteyim, evimde kafesteyim
İnan son nefesteyim, sensizliğin tadı yok
 
Nöbetçi Şair hâli, yok cihanda emsali
Yavan ekmek misali, sensizliğin tadı yok
 
                 Nöbetçi Şair (Şahin Ertürk)
 
 
 
 
SAĞLIK OLSUN
 
HUZURSUZ BACAK SENDROMU:  Doktora gidersiniz… İyi hoş da bu huzursuzluğun sebebi tam olarak belirlenemiyor ki? Çünkü bu hastalığın ortaya çıkmasını sağlayabilecek özel bir test bir tahlil bir bulgu bulunamıyor... Bazı soruların cevaplarını aramak gerekiyor. Evet, bacaklarınızda arzunuz dışında sürekli hareket etme isteği oluşuyorsa, evet, oturma veya dinlenme veya uyumaya geçtiğinizde rahatsızlıkların başlamış olması, evet, dinlenmeye veya uykuya ara verdiğinizde vazgeçtiğinizde rahatsızlığın da bitiyor olması ve bütün bu hâlin geceleri daha sık olması sizde huzursuz bacak sendromunu düşündüren sebeplerden sayılacaktır.
Ebette ki tedavi konusunda tıbbın elinde değişik imkânlar vardır. Doktorunuz tarafından dopamin dengesizliğini gidermek üzere dopamin ilaçları verilebilir. Demir eksikliği tespit edilirse onun da etkisi olacağı için demir vitamini verilebilir. Değişik basit ağrı kesiciler önerebilirler…
Çin, Japonya ve Kore gibi Asya ülkelerinde huzursuz Bacak Sendromu rahatsızlığının tedavisinde akupunktur yöntemi de yaygın olarak kullanılmaktadır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.