Büyük oyunu görebilmek! -2-

A -
A +
Gazneli Mahmut’tan Timur Han’a, Hüseyin Baykara’dan Ali Şir Nevai’ye kadar Türk İslam şuuruyla parıldamış şimdilerde kimsesiz topraklar beşinci bir süper güç işgalinde kalmamak için derhâl bir ve beraber olmalıydı. Yoksa imparatorluklar mezarlığı olan Afganistan coğrafyası medeniyet kalıntılarından ibaret kalacaktı.
Artık Batı’nın ektiği kavmiyet tohumundan ırak, birlik ruhu elde edilemezse, bu sefer de Çin’in istilacı sinsi politikasına engel olunamayacak, Batı’nın facia torbasında boğulan Afganistan’ın, Güney Türkistan’ın Müslümanlık ve Türklükle kemikleşen o garipler diyarının akıbeti yeni felaketlere rüzgârla sarsılan fidanlar gibi savrulacaktı.
90’lı yıllarda Afganistan’da siyasi gruplar birbirlerini yerken halk açlıktan, yoksulluktan ve yolsuzluklardan bizar olmuştu, bıkmış usanmıştı. Taliban’a belki bu karışıklıklardan dolayı Afganistan halkı önce samimiyetle sığınmış ve Taliban 1996’da Kabil’e girdiğinde, halk “Oh be!” diyebilmişti.
Fakat o dönemde Taliban’ın keyfî rastgele tatbikatları halkı Taliban’dan soğutmuş ve uzaklaştırmıştı. Şimdi yirmi senedir Amerika’nın işgalci devlet olarak yaptığı uygulamalar ise, halkı tekrar Taliban’la yakınlaşmaya mecbur etmişti. Taliban da belki eski hatalarından vazgeçemez miydi? ABD, devlet olarak tanımadığı Taliban’la Şubat 2020’de yaptığı anlaşmada Afganistan’ın toprak bütünlüğü ve Taliban’ın terör faaliyetlerinden uzak durması konusunda anlaşmıştı. “Ha Taliban ha Amerika” diyenler acaba Amerika’ya karşı Taliban’ın toprak bütünlüğünü sağlama çabasından mı yoksa ABD ve Batı’nın sadece onların medyalarına göre katlettiği 172 binden fazla insanın -ki 50 bin civarının sivil olduğu söyleniyor-  Amerika halkı tarafından devletlerine olan itimadı sarsmasından mı rahatsızdı?
Bugün Afganistan’ı yönetecek olanları ve Afganistan halkını belki Bilge Kağan’ın 1300 sene öncesinden Türkleri ikaz ettiği Çin’e karşı ikaz etmek, onları doğru tarafa çekmek ve Türk İslam âlemin etrafında dönen büyük oyunu görebilmek ve bozabilmek Kızılelma mefkûresinin bir parçası değil miydi?
        Cüneyt Akçatepe
 
 
ŞİİR
 
             Neye yarar?
 
Ne kadar varlıklı ve zengin olsan
Aşın helal değilse neye yarar?
Cebin para dolu alsan ve satsan
Ölümlü bir fâniysen neye yarar?
 
Arzuların bir bir yerine gelse,
Malın mülkün ziyade kârlı olsa,
Ağaçların hepsi meyveye dursa,
Dişlerin sızlıyorsa neye yarar?
 
Fakiri yoksulu aramadınsa,
Yetimin başını okşamadınsa,
Bir gün pişman olup ağlamadınsa,
Boy pos yerinde olsa neye yarar?
 
Konuşma, karga da ediyor gak gak,
Kimseye bir faydan olmamış bak.
Ölüp hesap vereceksin muhakkak,
Ağa paşa olmuşsun neye yarar?
 
       Seyit Ahmet Polat-Ümraniye İstanbul
 
 
 
UNUTULMAZ ESERLER
 
TÂRÎH-i CİHÂNGÜŞÂ: Atâ Melik Cüveynî’nin (ö. 681/1283) Moğollar, Hârizmşahlar ve İsmaillilere dair eseridir. 650-658 (1252-1260) yıllarında üç cilt hâlinde kaleme alınmıştır. İran tarih yazıcılığında seçkin bir yere sahip olan Târîh-i Cihângüşâ birkaç yönden son derece önemlidir. Cüveynî, İranlı tarihçiler arasında Orta Asya’ya yolculuk yapan yegâne tarihçidir. Müellif Emîr Argun’un hizmetinde iken birkaç defa Moğolistan’a seyahat etmiş, bu vesile ile Mâverâünnehir, Türkistan ve Uygur şehirlerini görme imkânı bulmuştur. Yine müellifin Moğol hanlarının hizmetinde bulunması ona herkesin ulaşamayacağı bilgilere ulaşma fırsatı vermiştir. Bunun yanı sıra eser ihtiva ettiği malzemenin zenginliği açısından da önemli olup siyasî hadiselerin yanında sosyal, ekonomik, dinî ve kültürel tarih araştırmaları için bir kaynak niteliğindedir. [https://islamansiklopedisi.org.tr/muellif/osman-gazi-ozgudenli]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.