Bir testi suya bir Dicle Nehri!..

A -
A +
Ne bilirdi ki garibim dünyanın kaç bucak olduğunu… Çölde açlık sınırında yaşayan bir aileydi. Günden güne sıkıntı artıyordu. İş yok güç yok…
Bu hâlden kurtulmak için bir çare düşündüler…
Çare ne?
Bağdat’a ulaşmak… Padişahın huzuruna çıkmak… Derdini anlatıp himmet ve yardım istemek.
İyi de, saraya eli boş gidilir mi?
Gidilmez…
Hediye alacak para var mı? Yok…
Düşünüp taşınıp kendi imkânlarına göre en güzel hediyeyi tespit eder.
Çölde susuzluk çektiklerine göre herkes susuzluk çekiyor olmalıdır. Susuz diyara götürülecek en güzel hediye nedir? Testi içinde su…
Böylece vatandaş, damıtılmış bir tepsi yağmur suyunu alarak yola çıkar. Hayli yol giderek saraya ulaşır.
Durumu anlattığında muhafızlar içeri alırlar. Sultan çok merhamet sahibidir. “Bu vasıfsız vatandaş da kim?” demez. Hediyesini ‘bir toprak testi su’ diye küçümsemez çok önemli bir hediye olarak kabul eder.
Derdini dinledikten sonra ferman buyurur:
-Bu vatandaşıma, getirdiği testi, içi altın doldurularak verile…
Bir de tembihte bulunur:
-Bu gelirken çölde çok yorulmuştur. Giderken Dicle üzerinden nehirden gönderile… Gideceği yere kadar kendisine refakat edile…
Bu ferman üzerine dönüşte adamcağızı yanında muhafızlar Dicle üzerindeki gemilerden birine bindirdiler. Dicle Nehrini yeni gören vatandaş kendi hâlini düşündü. Kendi kendine utandı. Sen ki bir testi su götürüyorsun o sana böyle bir derya bağışlıyor… Sultanına olan sevgisi bir kat daha arttı:
“Allah’ım hükümdarım ne kadar ihsan sahibi imiş. Bunca suya sahip olduğu hâlde benim bir testi suyuma benim için değer verdi. Karşılığında da bu kadar yardım etti. Benim için en gürbüz muhafızlarını yanıma arkadaş eyledi…”
Sen kalbini temiz tutarsan, bu samimiyetin beden lisanı ile karşıya yansır. Sultanlarla karşılaşmak belki bugün için mümkün değildir ama görüşüp konuştuğun kimselere gönlünden geldiği kadar samimiyetle yaklaşırsan bil ki aynı samimiyetle karşılanırsın… Mevlâna Hazretlerinin buyurduğu gibi; "Edeple gelen lütufla gider…”
           F. Betül Tuğcu
 
 
ŞİİR
 
 
    Güle güle
 
Aha geldi ve gidiyor
Bizlere elveda diyor
Yine geleceğim diyor.
Güle güle ey ramazan.
 
Adalette kaim olun
İbadette daim olun
Nefsinize hâkim olun
Öğretti bize ramazan.
 
Kadri kıymetimi bilin
Teravihlerini kılın
Bayram namazına gelin
Söylüyor bize ramazan.
 
Hoşnut ettin sen bizi.
Oruçlu cümlemizi.
Arındırdın hepimizi.
Güle güle ey ramazan
 
Rabbim tekrar kavuştursun
Rahmetiyle buluştursun
Safları sık oluştursun
Süleyman'la ol ramazan...
 
        Süleyman Usta/Espiye-Giresun
 
 
 
KELAMI KİBAR KİBARI KELAMEST
(Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür)
 
Edepten mahrum bırakılan kimse, bütün hayırlardan mahrum bırakılmış olur.
*
Gayesi belli olan huzurludur. Belli olmayan huzursuzdur.
*
İyilerin arasında bulunmak en iyi iştir. Kötülerin arasında bulunmak en kötü iştir.
*
Eğitim, gönüllere dokunmaktır…
 
Enver Ören (Rahmetullahi aleyh)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.