Akran zorbalığı siber zorbalık -2-

Siber zorbalık, çok daha sinsi ve daha kötüdür. Böyle bir zorbalığı çocuk haber vermezse kimse fark edemez. Çocuklar da çözüm bulma noktasında yetersiz kaldıkları için korkmaya başlar. Sorunu o çocuk aklıyla da çözemez. Çaresizce paniğe kapılır. Hâlini kimseyle paylaşamaz. Yemekten içmekten kesilir. Derslerine çalışamaz hâle gelir. Durup dururken ağlamalar yaşayabilir. Kendini iyi hissetmediğini söyler ama nedenini açıklayamaz. Bir panik bir endişeli hâl içindedir, sosyal olmaktan çıkar…

Bu durumda anne baba, okul ve öğretmen olarak çocuklarımızı, kendileri bir şey söyleyemese bile beden dillerinden anlamak sıkıntı içinde iseler onların o hâlini fark etmek önemlidir.

Anne babalar bu durumda çocuklarına ceza vermeye kalkışmak yerine onlara sahip çıkmalıdır. Destek vermeli ve sorunun üstesinden geleceği konusunda onu rahatlatmalılar. Elbette en önemlisi bu duruma düşmeden önce anne baba olarak çocuklarıyla bu süreci birlikte yaşamaya özen göstermektir.

Çocuğunun nasıl ve ne zaman internet kullandığı bilgisine sahip olmak çok önemlidir. Tabii ki her şeyden önce bu anlamda önce anne baba teknolojiyi iyi öğrenmeli, gerekirse teknik yardım almalıdır. Bloklama veya filtreleme yazılım kullanmak bu anlamda önemlidir. Bunun yanında çocuklarına kişisel bilgilerini kimseye vermemesi gerektiği anlatılmalıdır. Siber zorba mesajı görünce hiç okumadan ve silmeden durumu ana babasına haber vermesi gerektiğini öğretin. Eğer sizden korkarlarsa size gelip söyleyemezler. Onlara bu güveni verin. Tanımadık kimseden gelen mesajları sakın açmasınlar. Böyle bir durumla size gelen çocuğunuza asla terbiye edici, ters bakıcı, şiddet içeren bir davranış içinde olmayın. Onu bir de siz korkutmayın. Size sığınmak ihtiyacındayken onu cezalandırmak veya “şimdi ne olacak?” türü çaresizlik içinde bırakmak çok yanlış hareketlerdir. Aksine çocuğun içinde yaşadığı çıkmazı sizinle konuşması ve neler olduğunu size anlatması için yönlendirin. Çocuklar için büyük görünen nice sorun anne baba için çok kolay çözülebilir olduğunu çocuğunuza hissettirin.

 

 

 

 

 

Beklemekte kalbim,

Bir ağustos çıkmazında...

Gecenin dehlizlerinde,

Sabahın en aydınlığında...

Uçmayı bekleyen kuşlar gibi

Beklemekte...

 

Aramakta kalbim,

Bir kapının eşiğinde...

Güneşin en sıcağında,

Suların en serininde...

Rızkını arayan kuşlar gibi

Aramakta...

 

Beklediğime değecek,

Aradığımı bulduğumda...

Ağustos böcekleri seslenince,

Kalbim sevmeye yeltenecek...

Yollar yetecek o vakit varmaya

Kuşlar yuvalarını saklamayacak.

Allah'a teslim olunca bir ömür,

Daha bir aklanacak papatyalar,

Aydınlanacak yarınlar...

 

 

 

 

 

TAC MAHAL: Hindistan'daki Gürgâniye türbelerinden en meşhurudur. Egre/Agra şehrinde Cumma/Yamuna Nehri kenarında beyaz mermerden yapılmış çok muhteşem bir sanat abidesidir. Tac Mahal Türbesi, Gürgâniye hükümdarlarından Şah Cihan'ın Mümtaz Mahal ünvanlı eşi Ercümend Banu'nun 1631'de vefatı üzerine inşasına karar verilmiştir. Türbenin yapımında Gürgâniye Devleti’nin en seçkin mimar ve sanatkârlarıyla Osmanlı mimarlarından Muhammed İsa Efendi görev almıştır. İnşasında 20.000 işçi çalışarak 22 yılda tamamlanmıştır.

Selvi ve portakal ağaçları ve fıskiyeli havuzlarla süslü bir bahçe ortasındadır. İçi, dışı beyaz mermerlerle kaplıdır. Türbe iki kısım üzerine yapılmıştır. Tabanı yerden 130 cm yüksekliktedir. Alt ve üst kısımlar kırmızı kum taşından kuşakla ayrılır. İkinci kısım 6 m yüksekliğindedir. Kırk iki zümrüt, yüz iki yakut, altı yüz yirmi beş elmas, elli inci ve on binlerce kıymetli diğer madenlerle süslendiği tarihî kaynaklarda yazılıdır.