Değirmenin suyu mu?

A -
A +
En heyecanlı dizilerden daha heyecanlı… Çocuklar ayrı heyecanlanıyor. Gençler ayrı heyecanlanıyor. Yetişkinler ayrı… Kadınlara ayrı, erkeklere ayrı… Hastalara ayrı, yolculara ayrı, tatilcilere ayrı… Yeni nesil akıllı reklamlardan söz ediyorum.
Eskiden reklamlar sizi tüketime teşvik ederdi. Şimdiki reklamlar direkt yönlendirme yapıyor. Bu konuda da hayli başarılı oluyorlar… Reklamları izlediğinizde hiçbir konuda bilgisiz kalmıyorsunuz. Yalnız reklamları izlerken akıllı telefonlarınız yanı başınızda olmalı… Çünkü sizi bir tık ile kendi dünyalarına çağırıyorlar. Öyle nefis sunuyorlar ki ürünlerini hemen eliniz telefonunuza kayıp tuşlara dokunasınız geliyor… Dahası var, artık para taşımaya gerek olmadığını öğretiyorlar… Bir tıkla istediğiniz yere ödeyebiliyorsunuz istediğiniz şekilde diyorlar… Yani ekran başında bir tıkla üyesi olduğunuz reklam ürünlerine bir tıkla yine ekrandan ödemenizi gerçekleştirerek kavuşabiliyorsunuz… “Cüzdanım nerede kaldı?” diye eyvah çekmenize gerek yok… Beri yandan istiyorsun geliyor her şey ayağına… Bir program indirmen yeterli onun için. Hangi firmanın listesine girersen gir hepsi ayağına kadar ulaştırıyor. Yağmur demeden çamur demeden, gece demeden gündüz demeden, yaz demeden kış demeden… Yeter ki cep telefonunu ayırma yanından… Çünkü telefonun sadece iletişim için değil, selfie paylaşımı için değil, beğendiğin kısa filmleri veya paylaşımları izlemek için değil artık senin alışveriş aparatın… Onunla ulaşıyorsun, onunla istiyorsun, onunla ödüyorsun… Telefonlar artık beyninin bir parçası… Hani diyor ya beyin bedava baba… Hayır dostum beyin parayla… Hem de bugünün parasıyla çuvalla parayla… Önce telefonu temin edeceksin bir çuval para bulup… Nereden hangi telefonu alacağını da söylüyorlar hiç merak etme… Kesene göre seçiyorsun… “Bunca yere bu değirmenin suyu nereden geliyor?” mu diyorsun? O da senin sorunun… Bütün bunlar zaten paran varsa… Paran yoksa? “Parasız adam gereksiz adam” diyorlar, sen sanıyor musun herkese ekranlardaki gibi gülüyorlar?
F. Betül Tuğcu
 
 
ŞİİR
 
 
ÜMİT VE VUSLAT
 
Geceyi gündüzden sıyırdım bugün,
Baktım ki, biri kum diğeri toprak…
Ne ektiysem ektim, yeşermedi gün,
Nasibim, ümitli bir solgun yaprak…
 
Her hece gecenin sonunda duvar,
Kimse görmese de ben görüyorum...
Gönlünde dikenler ekilen de var,
Onları gördükçe dövünüyorum…
 
Şimdi zamanıdır göğe bakmanın,
Vuslat, ay vaktinde kanat çırpan kuş...
Vaktidir gönlüne sükût takmanın,
Aşılmaz duvarlar, çıkılmaz yokuş…
 
Ümit, güçlü silah, herkeste olmaz,
Elinde tutanın gönlü yorulur…
Mermisi gözyaşı, bitmez ve dolmaz,
Nereye harcansa hesap sorulur...
 
Bir Asr'ın Asa'sı / Ahmet Sinan Arvas
 
 
GÜZEL YURDUMUZ
 
KIRKLARELİ - VİZE: Kırklareli'nin doğusunda, İstanbul'a 140 km mesafede, tarihî ve doğal güzellikleri ile ön plana çıkan bir ilçedir. İlçe toprakları dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Istranca Dağları, ilçe topraklarını ikiye ayırır. Pabuç, Kazan ve Sulcak Dereleri başlıca akarsularıdır. Istranca Dağlarının kuzey kesimleri meşe ve kayın ormanları ile kaplıdır. Ekonomisi tarım ve ormancılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, şekerpancarı, ayçiçeği, arpa olup, ayrıca sebze ve meyve yetiştirilir. Hayvancılık önemli gelir kaynağıdır. En çok koyun ve inek beslenir. Kıyılarda küçük çapta balıkçılık yapılır. Orman ürünlerinden yakacak olarak faydalanılır. Peynir, marmelat, salça ve ameliyat ipliği üreten tesisler başlıca sanayi kuruluşlarıdır. İlçe topraklarında manganez yatakları vardır. İlçe merkezi Eski İstanbul-Edirne kara yolu üzerinde kurulmuştur. İl merkezine 54 km mesafededir.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.