Uzun vadeli şirket olmak -2-

Kurumsal altyapısı olgunlaşmamış işletmelerde belirli bir dönem ekipte yer alan kişiler kurumun omurgasını taşır. Şirkette ‘olumlu kültür’ veya ‘olumsuz kültürün’ oluşmasına ekibe dâhil edeceğimiz kişilerin etkisi kaçınılmaz. Kurucuların insan odaklı yaklaşımı ile bu kişilerde oluşacak aidiyet, ekip büyüdükçe katılacak yeni kişilere de yayılır. Şirketi uzun yıllar taşıyabilecek hem bir ekip hem de olumlu kültürün oluşması çok önemlidir.
İş hayatında uzun vadeli olabilmenin en önemli kriterlerinden biri de sağlıklı ve sürdürülebilir bir tedarik / değer zincirine sahip olabilmektir. Müşteri, tedarikçi, iş ortakları dâhil olmak üzere tüm paydaşlar ile karşılıklı saygı, fayda ve memnuniyete dayalı ilişkiler, işletmenin gelecekteki en önemli görünmeyen varlıklarından biri olacaktır.
Gelişim yolunda, kısa vadeli ve tek taraflı çıkar ilişkisine dayanan yaklaşımlar kurumsal itibarı engeller. Değer zincirinde bu tür kırılmalar şirketi hedeflerinden uzaklaştırır. Kurumsal itibar bunlardan bağımsız olarak bizzat uygulama ve paydaşlarımıza yaşattıklarımız ile oluşmaktadır. Olumlu itibar kırılganlığı azaltır. Olumsuz itibar kolay kolay tamir edilemeyecek gedikler oluşturur. “En akıllı insan, başkalarının akıllarından yararlanabilendir” söyleminden yola çıkarak, girişim serüveninizde karşınıza çıkacak her türlü belirsizlik, problem, zorluk, fırsat veya tehditlere yönelik konuları istişare edeceğiniz bir istişare ağına ihtiyaç vardır.
Bu ağ size yol gösterecek, uyarılarda bulunacak, rotanızın dışına çıktığınızda veya egolarınız sizi hâkimiyeti altına almaya başladığında sizi uyandıracaktır. Bu ağ, yaşanılmış tecrübeleri gereksiz yere yüksek maliyetle sizin tekrar yaşamanızı engeller. Size ciddi değer katar. Güçlü bir şekilde ayakta kalmanızda rol sahibi olur.
Tabii ki bu temel konuların yanı sıra pazarlama, kalite, marka, kârlılık-maliyet yönetimi dâhil işletme yönetimi başlığı altındaki birçok fonksiyonu doğru yapıyor olmak da gerekmektedir.
Ahmet Nedim Erdemir Değişim Dinamikleri

ONA GİDERİM

Nasıl ne gelirse içimden öyle,
Gün gelir heyecanım yazarım.
Asıl ve belirse biçimden böyle,
An olur hezeyanımı yazarım.

Bazen olur çiçek gibi açarım,
Kâh ağlar, kâh gülücükler saçarım.
Kimi zaman kendimden kaçarım
Kaybolmak için toprağı kazarım.

Yelken açar denizlerde gezerim.
Defter açar anızlarda çizerim.
Kelimeleri art arda dizerim,
Durum böyle diye diye ben yazarım.

Zaman ötesi bir ana giderim.
Bilinmez meçhule sona giderim.
Her şeyi bırakıp ona giderim,
Kalmadı tatilim günüm pazarım.

Harun Karagülmez- Tekirdağ

Kelam-ı kibar Kibar-ı Kelamest

“İmam-ı Rabbani hazretleri “kuddîse sirruh” Eshab-ı kiramı anlatırken buyuruyorlar ki; Allahü teâlâ bir kulunu severse, o kulu için çok kullarını feda eder. O kulu için ama... Ne yaparlar; aleyhinde olurlar, söverler, küfrederler, dedikodu ederler, bir şeyler söylerler. Onun günahını alırlar. Hepsini yüklendikleri için de felakete giderler, helak olurlar.”