Para ve gücün aktığı rotadayız

A -
A +
Dünya 10-15 yıl sonra bambaşka bir noktada olacak. Çin ekonomide ilk sırada, Hindistan ikinci sırada yer alacak. Güç, Doğu'ya kayıyor. Bugünkü kavgaların başlıca sebebi bu mücadele...
***
Cumartesiyi pazara bağlayan gece yarısı havalandık Ankara'dan.
Cumhurbaşkanımızın tahsis ettiği TUR uçağı, Başbakan Binali Yıldırım ve ekonomi kurmaylarının yanı sıra iş dünyasından çok önemli ismi, 11 saatlik kesintisiz yolculukla önce Singapur'a taşıdı. Malezya'nın hemen altında, küçük bir şehir ülkesi. Nüfusu sadece 5,6 milyon. Fakat kişi başı millî gelir 53 bin dolar. Yani neredeyse bizim dört katımız. İngilizce, Çince, Malayca resmî dilleri. Yüzde 14,7'si Müslüman, bir o kadarı inançsız. Yüzde 33'le çoğunluk Budist.
***
Gelelim bizimle ilişkilerine... İlk konsolosluğu 1901'de açmışız ama sıkıntılı yıllar olduğu için arkası gelmemiş. 1965'de bağımsızlığını kazanan Singapur'a elçiliğimizi 1985'de açmışız. Ancak 2013'e kadar ne gelen olmuş, ne giden... 4 yıl önce dışişleri bakanlarının karşılıklı ziyaretleri sonrası, o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Singapur'a adım atan ilk Türk lider olmuş, ilişkiler ivme kazanmış. Hatırlatalım; 15 Temmuz'da Türkiye'ye desteğini açıklayan ender ülkelerden biriydi Singapur...
Zaten Başbakanımız Binali Yıldırım da her konuşmasında buna vurgu yaptı, teşekkürlerini iletti.
***
Singapur, küçük bir şehir ülkesi olmasına rağmen, özellikle havada, bölgenin en güçlü ordusuna sahip. "Asya'nın İsrail'i mi?" diye sordum, "Tam isabet" dediler. Zenginliğin göstergesi dev gökdelenler, lüks oteller ve caddelerde dolaşan lüks otomobiller ise Dubai örneğini çağrıştırıyor. Ancak ilişkilerimiz çok yeni olduğu için, burada henüz zayıfız.
Ayaküstü sohbet ettiğimiz Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci, karşılıklı ticaretimizin 1,2 milyar dolar seviyesine çıktığını, yıl sonunda 2 milyarı yakalayabileceğimizi söyledi. Bir alıp, üç satıyormuşuz. Bu rakamlar daha başlangıç. Cumhurbaşkanımızın 2014'teki ziyareti sonrası verdiği talimatla iki yıl önce Serbest Ticaret Anlaşması imzalamışız, -ki, ülkemizin bugüne kadar imzaladığı en kapsamlı anlaşma olmuş.- Belediye ihalelerine varana kadar, bütün kapılar karşılıklı açılmış.
***
Singapur ve Vietnam'ı kapsayan Asya gezisinde, Başbakanımız Binali Yıldırım'la birlikte en çok ter döken, iş adamlarımızdı. Boğucu neme rağmen, DEİK heyeti toplantıdan toplantıya koştu. Singapur'da bütün dev şirketlerin ofisi var. Bölgedeki ticaretlerini buradaki gökdelenlerden yönetiyorlar. Singapur'dan ayrılırken, nasıl bir sonuçla gittiğimizi sordum bakanlarımıza. Cevap "Asıl iş bundan sonra. Bu ziyaretler her zaman iyi sonuçlar getirir" oldu.
Hadi bakalım...
***
Şimdi Vietnam'dayız.
Fransız işgalinden kurtulup, topraklarını birleştirmek isteyince ABD'nin işgal girişimine uğrayan, 
'Süper güç'ü püskürtünce de Hollywood'un filmlerine kötü figür olarak konu olan ülke...
Komünizmden kapitalizme adım adım ilerleyen Vietnam, Singapur'dan sonra zorladı bizi...
Kişi başı gelir sadece 2,1 dolar.
92 milyonluk yoksullar ülkesi.
Ne var ki, ucuz iş gücü sebebiyle dünya devlerinin gözdesi. 
Giydiğiniz birçok markaya bakın, Made in Vietnam.
Bu yüzden büyüme oranı yüzde 6,21.
Çin'in izinden giden, hızla dünyaya açılan bir ülke.
Batılılar burayı çoktan keşfetmiş ama, bizim Batı hayranlığımız, bu coğrafyayı uzun yıllar göz ardı etmemize sebep olmuş.
Savaştıkları ABD bile ihracat yaptıkları ülkeler arasında ilk sırada.
Komşusu Çin ile Japonya ve Güney Kore ithalat sıralamasındaki ilk üç ülke.
Her yıl 174 milyar dolarlık mal ithal ediyorlar.
Türkiye'ye düşen ise 1,7 milyar dolar.
Karşılığında 234 milyon dolarlık mal alıyormuşuz Vietnam'dan.
Kârlı bir alışveriş görünebilir, lakin pastayı büyütmek şart.
***
Hülasa, Türkiye'den uzaklaşınca, dünya neyle meşgul daha net anlaşılıyor.
Atletle, fanilayla uğraşacak zaman değil. 
Başbakanımız, bakanlarımız, iş adamlarımız, burada yüzde 90 nemli havada Türkiye için ter dökerken hem de...
Hanoi caddelerinde yüzlerce Batılı ile karşılaştım.
Vietnam'da sadece 70 Türk varmış.
Konuşacaksak artık bunları konuşalım.
 
 
 
Çaktırmıyorlar ama, FETÖ’cüler korku içinde…
 
Geçenlerde Ukrayna’ya giden bir arkadaşım anlattı.
Bir Azeri lokantasına gitmişler.
Arka masadakiler, bunların Türk olduğunu fark edince, laf atmış;
  • Hayırdır abi, operasyona mı geldiniz?
Ukrayna’ya giden Türk’ün operasyondan neyi kastettiğini anlamışsınızdır.
Bizim arkadaş da böyle bir patavatsızlığa bozulmakla birlikte, aynı muziplikte cevap vermiş.
  • İstihbaratçı olduğumuzu hemen nasıl anladın?
Bahsettiğim arkadaş, gazeteci… Sonrasını onun ağzından aktarayım;
  • Ben “İstihbaratçı…” der demez bir arkadaki masada oturanlar bir anda ayaklandı. Yemeklerini bile masada bırakıp, hemen mekânı terk ettiler. Tiplerine baktım, kesin FETÖ’cülerdi.”
Demek ki neymiş,
Fizan’a da kaçsan, bu korku peşini bırakmayacakmış…
 
 
 
Havaalanı yakınında kurban pazarı olur mu?
 
Evim de, iş yerim de Atatürk Havalimanı’na çok yakın.
Ve her Kurban Bayramı öncesi aynı ‘hava’ durumu.
Ağır bir tezek kokusu…
             ***
Havalimanına bu yılın temmuz ayında inip kalkan uçak sayısı 4 bin 323.
Yolcu sayısı, tüm zamanların rekoru; 6 milyon 537 bin.
Avrupa’yı solladık diye ‘hava’ atıyoruz ama…
Özellikle Türkiye’ye ayak basan turistler için ‘hava’sına dikkat etmiyoruz.
Türkiye’nin en büyük ve en kalabalık havalimanının yakınına kurban pazarı kurulması ne kadar doğru?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.