Ne yani, tank ve zırhlı araç yapmayalım mı?

A -
A +
Hükûmetin yaptığı her büyük proje gibi, millî savunmayı da hedefe koyan CHP ve müttefikleri, yerli Altay tankının üretimine karşı yürüttükleri tezviratın bütün cevapları verildiği hâlde, aynı yalanları ısrarla tekrarlıyor.
Bizim mahalle ise mevzuya yeterince hâkim olmadığı için gayet anlaşılır ve net cevapları ardı ardına yapıştırmakta zorlanıyor.
Çok yazdım ama tekrarlamaktan başka çaremiz yok.
Konuyu gündeme taşıyan kişi olarak, hadiseyi son defa baştan alayım;
 
1- BMC önceden kimindi, neden ve nasıl satıldı?
TMSF el koymadan önceki sahibi Mehmet Emin Karamehmet idi.
2009’da, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne iki yıl içerisinde 468 adet Kirpi üretmek için imza attı.
Ancak yaşadığı ekonomik zorluklar ve tedarik gibi problemler sebebiyle taahhüdünün büyük kısmını yerine getiremedi.
O dönem “Kirpi’ler neden üretilemiyor?” diye çok haber yaptık.
Çünkü bu sırada PKK’nın bombalı saldırılarında pek çok askerimiz şehit oluyordu.
Toplumdaki genel kanaat, Kirpilerin kasıtlı üretilmediği ya da bazı güçler tarafından ürettirilmediğiydi.
             ***
TSK’nın Kirpi’ye acil ihtiyacı vardı, duruma el koymaktan başka çare kalmadı.
Süre uzatmalarla bir yere varılamayınca, şirkete, genel borçlarından dolayı TMSF tarafından el konuldu ve 2014’te ihaleye çıkıldı.
O günkü siyasi şartlarda, Ethem Sancak’tan başka teklif veren olmadı.
İhale, başkalarının da katılması için fiyat düşürülerek iki defa ertelendi, sonuç değişmedi.
Sonunda Ethem Sancak, fabrikayı 751 milyon liraya aldı.
CHP ve müttefikleri, hemen “Arsası bile 1,5 milyar lira değerinde. Burası peşkeş çekildi” tezviratına başladı.
Madem öyle ise neden başkası teklif vermemişti?
Nitekim “Fabrika yıkılıp, yerine inşaat yapılacak” yalanları da geçen süre içerisinde çürüyüp gitti.
             ***
Öte yandan, BMC’yi sadece devralmak yetmiyordu, fabrikaya yatırım yapmak da gerekiyordu.
Bir Türk ortağın yanı sıra Katar da finansman sağlamak için şirkete ortak oldu.
Bu talep de Katar’dan gelmedi, Sancak’ın anlattığına göre Erdoğan rica etti.
Kur 1,25’lerdeyken adamlar 1 milyar dolar verdi.
Üstelik faizsiz ve sabit kurla…
Bunu ne için yaptılar?
BMC, savunmamızın ihtiyacı olan zırhlıları üretebilsin diye…
FETÖ, PKK ve siyasi müttefikleri, 15 Temmuz 2016 darbe girişimine giden süreçte şayet Erdoğan’ı devirseydi, muhtemelen BMC’ye yatırılan para da, emekler de heba olacaktı.
Fabrikanın zararı ve borçlarının yanı sıra BMC’yi kimsenin almak istememesinin altında yatan bir sebep de bu idi.
             ***
Bu riskler ortadan kalkıp, BMC savunma sanayiinde güçlenince aynı mahfillerin rahatsızlığı arttı.
Askerlerimiz ve polislerimiz, BMC’nin teslim ettiği binlerce Kirpi zırhlı taşıyıcı sayesinde PKK’nın saldırılarında şehit olmaktan kurtulmuştu.
Bugün de Suriye’de Mehmetçiğimizin can güvenliğini sağlayan en önemli vasıta olan Kirpi’lerin üretimi yapılamasa, çukur kalkışmasından bu yana yurt içinde ve yurt dışında sürdürülen operasyonlarda güvenlik güçlerimizi ne koruyacaktı, bundan kim, ne yarar sağlayacaktı?
             ***
BMC’nin bugün devlete teslim ettiği Kirpi’lerden 1 milyar lira alacaklı olduğunu da hatırlatmış olayım.
Katar, sabit kurdan bir milyar dolar faizsiz finans desteği sağlamasa, BMC bu araçların üretimini nasıl yapabilecekti ve nasıl ayakta kalacaktı?
Elindeki yüksek kârlı şirketleri satıp, millî savunmaya destek için riske giren biri, FETÖ ve PKK ile birlikte CHP’nin de hedefine oturuyorsa, asıl burayı sorgulamak gerekmez mi?
Bu kişi TSK ve Emniyet’e sattığı ürünlerden kâr ediyorsa bile bundan neden rahatsız olunur ki?
             ***
Ayrıca, bu araçları dışarıdan alsak bedava mı veriyorlardı?
Daha ötesi, kazıklanmayı göze alsak bile bize zaten satmıyorlardı.
Kaldı ki, BMC’nin bu araçlardan hiçbir kâr elde etmemesi, hatta tamamını hediye mi etmesi gerekirdi?
Böyle yapsa şirketin devamını, gelişmesini, bugün yerli motor üretecek kapasiteye ulaşmasını nasıl mümkün hâle getirecekti?
             ***
2- Tank palet meselesi nedir?
Aklından zoru olanların yahut aklımızla alay edenlerin bir başka hedefi yerli tank üretimi.
ABD’nin elindeki hurdalardan hibe ettiklerini saymazsak, paramızla satın alabildiğimiz sadece Alman Leopard tankları var TSK’da.
Sonuncusu 2011’de teslim edilen 354 adet Leopard 2 idi, devamı gelmedi.
Almanlar, bu tankların, izinleri olmadan üçüncü bir ülkeye karşı kullanılmasını yasaklamıştı.
Bunların modernizasyonunu ve yedek parça satışını ise terör örgütü PKK/YPG’ye karşı Zeytin Dalı Harekâtı’nda kullandığımız için kesti.
             ***
2011’deki Kirpi krizine benzer bir meselemiz, işte bu tankların yerini alacak yerli ve millî Altay tankı oldu.
Üretimi, 2006’dan bu yana Kirpi gibi yılan hikâyesine dönüşen bir mevzu.
Devlet işi önce Otokar’a verdi.
Prototip üretimi için her türlü desteği sağladı ve Sakarya’daki tank palet fabrikasını bu firmaya açtı.
Nitekim beş adet prototip üretildi, görücüye bile çıkarıldı…
Ancak TSK’ya ilk etapta 250 adet Altay tankı üretimi için ihaleye çıkıldığında, firma toplam 7 milyar avro istedi.
Yani, tank başına 28 milyon avro.
BMC ve FNSS Altay için rakip oldu.
Otokar en son 4,2 milyar avroya düştü, daha altına inmedi.
Neticede bu ihaleyi BMC kaça aldı biliyor musunuz?
Tank başına 14 milyondan, toplam 3,6 milyar avroya.
             ***
Şimdi diyorlar ki, vay efendim Sakarya’daki tank palet fabrikası niye BMC’nin kullanımına açıldı?
Otokar ya da FNSS alsa nerede yapacaktı?
Nitekim Otokar, Altay Tankı prototip üretimi için üç yıl bu fabrikadan yararlanmış, kimsenin gıkı çıkmamış.
Karşı çıksalar bu şirketlerimizi de savunurduk, o ayrı…
Fakat rahatsızlıktaki ayrımcılığın sebebi ne, anlamaya çalıştığımız burası.
Sakarya Karasu’da bir başka fabrika için inşaata başlayan BMC’ye “Zaman kaybetmeden gel burada üretime başla” denilmiş diye kıyameti koparıyorlar.
Oysa tank palet fabrikası BMC’ye satılmadı, sadece Altay tankı üretimi için kullanımına tahsis edildi.
Fabrika eskiden olduğu gibi Millî Savunma Bakanlığı’nın denetim ve kontrolünde, bu durum değişmeyecek.
BMC fabrikayı en az 300 milyon dolara modernize edip, Altay tankı üretilebilir hâle getirecek.
O fabrikada sadece BMC değil, yerli ve millî tank üretiminin diğer paydaşları da görev alacak.
Fabrika, önceden olduğu gibi, hâlihazırda kullanılan tankların tamir bakımını ve palet üretimini yapmaya da devam edecek.
Ayrıca, iddia edildiği gibi BMC Katarlıların yönetiminde bir yer değil, onlar sadece finansman sağlayıcı.
Müsaade edin de adamlar paralarının nasıl yönetildiğini takip etsin.
             ***
Hepsini bir kenara koyalım, CHP ve avanelerinin dediğini yapıp tank palet fabrikasının kullanımını engellediğimizi varsayalım…
Tanesi 14 milyon avroya bize yerli Altay Tankı üreten var mı?
Yok.
Teknolojisi 1970’lerden kalma o fabrikaya BMC yatırım yapmasa, tank üretebilecek durumda mı?
Hayır.
BMC fabrikayı üstüne mi geçirdi?
Hayır.
Fabrikanın toplam alanı ne kadar?
1 milyon 800 bin metrekare.
BMC’ye tank için tahsis edilen alan ne?
4 bin 250 metrekare.
Daha önce bu fabrikada sıfırdan Fırtına Obüsleri üretilmiş miydi?
Hayır, sadece birkaç parçasının montajı yapılmıştı.
***
Keza şu soruları da sorgulamak gerekmez mi;
Devletin fabrikası büyük bir yatırıma ihtiyaç duymasa ve BMC buradan çok kâr elde edecek olsa, rakipleri fiyatı daha da düşürmez miydi?
BMC tank üretimini Sakarya Karasu’da inşa edeceği kendi fabrikasında gerçekleştirse, Sakarya Arifiye’deki devletin fabrikası ise eski hâlinde kalsa daha mı iyi olacaktı?
İsraf, israf diyenler buna ne diyecekti?
Bu soruların cevabını da insafınıza bırakıyorum.
 
 
***************
 
Acelemiz var, uğraştırmayın
 
Bakınız, daha dün savunmamız için çok önemli bir tören vardı.
FNSS ile 184’ü paletli, 76’sı tekerlekli olmak üzere, toplam 260 zırhlı taşıyıcı ve silah kuleleri alımı için anlaşma sağlandı.
Firma, 2022’ye kadar bu araçları teslim edecek.
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, bu araçlarda da yerli motor kullanılacağının ve yakında yerli zırh çeliği üreteceğimizin müjdesini verdi.
Daha önce yazmıştım…
Otokar da 350’ye yakın ARMA teslim etmiş TSK’ya…
Bu araçların en önemli özelliği ne biliyor musunuz?
Amfibi; yani hem karada, hem denizde gidebiliyor.
Suriye’de deniz olmadığına, bugünlerde Kıbrıs ve Akdeniz’i çokça konuştuğumuza göre…
Ne bileyim işte, aklıma bir şeyler geliyor.
Hülasa…
Boş lafları bırakıp, olan bitene bakalım.
Devletimizin acelesi var, böyle boş mevzularla uğraştırmayalım.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.