Bu meseleyi çözmeden…

A -
A +
FETÖ, ‘dış mihraklar’ sıkmıştı…
Bunları bırakıp vatandaşın cebini düşünmeliydik.
İyi de…
FETÖ’yü, PKK’yı ve ‘dış mihrakları’ niye kenara bırakıyorduk?
Yazdık, söyledik, dinletemedik.
Yalanlarına, operasyonlarına kanıp sandıkta istediklerini verdik.
Onlar da bunu karşılıksız bırakmadı.
Sosyal medya yetmedi, şimdi metrolara indiler…
Kurşunladıkları halka, sokakta alenen FETÖ propagandası yapıyorlar.
***
Kendilerinden olmayanın memuriyetini engelleyen,
Esnaf ise cezalarla kâbus gibi üstlerine çöken,
İş adamı ise şirketlerini batıran,
Öğrenciyse hakkını gasbeden,
Gazeteciyse susturmaya çalışan,
Asker-polis ise hapse tıkıp görevden uzaklaştıran,
Akademisyen ise yükselmesinin önünü tıkayan,
Politikacıysa yatak odasında bile gizli görüntülerini alan,
Devletin en tepesindeki Cumhurbaşkanı’na dahi açıkça tehditler savuran,
Devlete diz çöktürmek için sokak, yargı, tanklı-uçaklı darbeleri deneyen,
‘Cemaat’ görünümü altında ülkeyi teslim alma emelini açıkça ortaya koyan,
Bu uğurda başvurmayacağı yol ve yöntem olmadığını her fırsatta gösteren,
Amacı için toplu katliamı bile göze alan bir örgüt, şimdi sokaklarda ‘mağdur’ edebiyatı yapıyor.
Geniş kalabalıklar da saf saf dinliyor.
Tankla saldırıya kafa tutan toplum, lafla saldırıya aval aval bakıyor.
Ne vahim!
***
FETÖ’yü, ‘dış mihrakı’ falan bırakmalıydık, değil mi?
Kaç gündür çarşaf çarşaf FETÖ tutuklusu Enver Altaylı’nın iddianamesini okuyorsunuz gazetelerde.
Eski MİT’çi, hafife alınacak birisi değil yani.
Savcılığın dehşete düşüren tespitleri var.
Geçmişte Özal, Demirel ve Türkeş’e yakın durmaya çalışan, bir dönem Özbekistan’a da el atan bu karanlık isim, o zamanki adıyla ‘derin devlet’in, bugün ise FETÖ’nün özeti gibi.
CIA ile bağlantısı deşifre olan Almanya vatandaşı bu istihbaratçının adı, Gezi’den bu yana her karanlık olayın içinde.
MHP’lilere ve eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a yönelik kaset komploları, FETÖ’nün işlediği cinayetlerde adı geçen kişilerle yakın ilişkileri var.
Cezaevine tıktıkları İlker Başbuğ’un, hapiste öldürülen Kaşif Kozinoğlu’nun isimlerini FETÖ elebaşına o rapor etmiş.
***
İddianamede o kadar çok detay var ki, uzatmadan girişte dikkat çektiğim noktaya geleyim.
Bilgisayarından çıkan 18 Şubat 2016 tarihli notta şöyle diyor Altaylı;
Devlet yönetimine karşı adım adım, planlı olarak kamuoyu oluşturmak ve miting hazırlıkları yapmak için İçişleri Bakanlığı bünyesindeki ajanlarımızı kullanmalıyız. Gösterilerde polisin kaba kuvvet kullanmasını sağlamalı, böylece gençlerin devlete ve polise karşı öfkesini artırmalıyız.
Peki şu bölüme ne dersiniz?
-  Ağustos 2017’de ABD’ye giden Altaylı, FETÖ’nün ABD Kongresi ile ilişkilerini yürüten ekibin başındaki Bilal Ekşili ile buluştu. Altaylı görüşmede, Türkiye’de muhalif güçlerin tamamının birlikte hareket etmesinin ve halkın sokağa indirilmesinin önemli olduğunu, ancak gelişmelerin halkın cebine dokunması gerektiğini, ekonomik krizin şart olduğunu anlattı.
Kriz ise kriz…
Gördük geçen sene olanları.
Buna benzer çağrıları, seçim öncesi Avrupa’da, ABD’de bir araya gelen CHP, HDP ve Saadetlilerin toplantısından da hatırlarsınız, değil mi?
***
Biz Gezi gibi sokak eylemlerinde ‘dış mihrak’ parmağı var dediğimizde burun kıvıranlar…
“Yükselen etiketler bunların işi” dediğimizde ‘aman canım sen de’ bakışı atanlar…
FETÖ’nün CHP ve müttefikleri ile bağlantılarını yazdığımızda sosyal medyada lince kalkanlar da bu FETÖ’cüler ya da bunların güdümüne girenlerdi işte.
Madem CHP dedik, vurgulayalım;
Bu kişinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski Başdanışmanı Rasim Bölücek ile temasları, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun babası ile akrabalıkları ve para ilişkileri de var iddianamede.
Bilgilerin tamamı karanlık FETÖ’cü Enver Altaylı’nın cep telefonlarından ya da bilgisayarlarından elde edilen veriler.
***
PKK ve FETÖ’nün ihanetleri artık hiçbirimizi şaşırtmıyorken…
Bunlarla açık iş birliği yapan partilerin olması ne hazin!
Şimdi çıkmışlar, FETÖ’nün ‘siyasi ayağı’ için Meclis’e önerge veriyorlar.
Peki ‘siyasi ayağı’ bulacak yer Meclis mi, yargı mı?
CHP’nin topu taca atmaya yönelik bu girişiminde üç ihtimal var;
-  Baykal’a operasyondan beri FETÖ’ye açık destekten iyice köşeye sıkıştıkları için topu üstlerinden atmaya çalışıyorlar,
-  Yargıdan ciddi bir hamle bekliyor, ön almaya çabalıyorlar,
-  Yahut FETÖ ile birlikte yeni bir operasyona girişiyorlar.
Neler olup bittiğine ilişkin bazı gelişme ve beyanatlar ipucu veriyor.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, öncelikle Kılıçdaroğlu’nu ‘ciddi tehdit’ olarak göstermesi çarpıcı bir çıkıştı.
CHP ‘siyasi ayak’ önergesi verince, Kılıçdaroğlu’nun üç yıl önceki “120-180 arası ByLock’çu AK Partili milletvekili ve dört bakan var” açıklamasını hatırlattı, yıllardır açıklayamadığı isim listesini savcılığa vermesini istedi.
CHP’den yine çıt çıkmadı.
MHP, şimdi bu listeyi açıklaması için Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusu yapmaya hazırlanıyor.
Üstelik, Kılıçdaroğlu’nun ‘suç’ niteliğindeki açıklamalarıyla birlikte.
FETÖ’ye, PKK/YPG’ye sözcülük etmenin hesabını soracak yani?
Dilerim ki, yargı ve siyaset korkak davranmasın, 15 Temmuz’a hazırlık sürecinde ve sonrasında kim ne yapmış, ortaya çıksın, gereği yapılsın.
Bu meseleyi halletmeden başka hiçbir konunun çözüleceği yok çünkü.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.