Şöyle bir muhalefet lideri olsa…
Bilsek ki, yola çıkarken destek aldığı tek güç millet, başkasının projesi olarak önümüzde durmuyor.
Bu önemli, çünkü birazdan yazacaklarımın tamamını bu belirliyor.
Bulunduğu yere tırnaklarıyla kaza kaza, alnının terini sile sile, üstlendiği her görevde başarısını göstere göstere gelmiş; bu yüzden kimseye eyvallah etmiyor.
Programı ve kadrosu hazır, refahımızı artıracak formülleri ‘kaynaklarını göstererek’ çatır çatır millete anlatıyor.
Ekonomide deha, dış politikada kurt, kalkınmada becerikli, adalet, sağlık, tarım ve eğitimde uzman, siyasi baskılara dayanıklılıkta yürekli, kadro kurmak ve devlet yönetmekte mahir…
Özellikle istihbarat ve savunmada tam bağımsızlığa inanılmaz hassasiyet gösterecek, hatta bizi dünyanın en iyileri arasına sokacak bilgi, birikim ve deneyime sahip bir lider.
Göreve gelince elbette ABD’yle, İngiltere’yle, Avrupa Birliği ülkeleriyle, Rusya’yla, Çin’le, İsrail’le, İran’la; hülasa dünya ile iş yapacak.
Lakin kendisinden o kadar eminiz ki, ülkemizin aleyhine isteklere, tehditlere, emrivakilere boyun eğmeyecek, mutlaka bizim menfaatlerimizden yana duracak; ülkeyi zayıflatmaya, kanını emmeye çalışan maşalara göz açtırmayacak.
Buna mukabil altı boş kabadayılık da yapmayacak, gelecek saldırıları önceden görecek, buna hazırlıklı olacak, gerektiğinde karşılık verecek.
Hatta sadece bize yönelik tehditlere değil, pandemi gibi dünya meselelerine, doğal afetlere, etrafımızda gelişen kaoslara, savaşlara karşı da önceden tedbir alacak, en az zararla çıkmamızı sağlayacak.
***
Etrafımız demişken, işin bir de parsa kapma boyutu var.
Kimsenin toprağında, suyunda, gazında gözümüz yok ama bizim hakkımız olanı da kimseye yedirmeyecek.
Kıymetli yerde oturuyoruz, göz koyanı çok!...
Birileri bizi zorla evimizden çıkarıp el koymaya çalışıyor, bunun için de sürekli itlerini üzerimize salıyor.
Hem de her türlü silahla, pusatla, hileyle-hurdayla!
“Millî” muhalefet liderimiz burada da kararlı duracak, “İşbaşına gelince içeride-dışarıda bunların kökünü kazıyacağız” diyecek.
‘İçeri’den kastı sadece teröristler değil, bu örgütlerin başta siyasi, ekonomik ve devlet kadrolarına sızmış destekçileri olmak üzere, bütün ayaklarıyla mücadele sözü vermek olacak.
***
Başka…
Ülkenin her ferdine eşit yaklaşacak, birini diğerinden üstün görmeyecek, kimseyi ‘kanunlar çerçevesindeki’ faaliyetlerinden yahut siyasi görüşünden dolayı tehdit etmeyecek.
Rüşveti ortadan kaldıracak, herkesi hızlı ve adil biçimde yargılayan insanlardan teşekkül bir yargı sistemi kuracak.
Bu öyle bir sistem olacak ki, bir tek karar bile kamuoyu vicdanında rahatsızlığa yol açmayacak.
Geçmişte topluma acı tecrübeler yaşatmış dışa bağımlı vesayet odaklarının yeniden hortlamaması, bir daha milletin başına çöreklenmemesi, hatta mümkünse kökünün kazınması için elinden geleni yapacak...
Genç bir nüfusa sahip olduğumuz için özellikle buraya yapılacak yatırımlar önemli.
Her gencin zeki, çevik, ahlaklı, iyi eğitimli yetişmesini sağlayacak; ülkesine, milletine, kültürüne, millî ve manevi değerlerine düşman edilmesinin önüne geçecek kapsamlı, ayağı yere basan projeler hazırlayacak.
Teknolojide söz sahibi olmamızı temin edecek, sosyal medya gibi yeni alanlarda millî alternatifleri geliştirecek, böylece gelecek kuşaklarımızı yozlaştırmanın önünü alacak ve her genç bireyi ülkesine faydalı olma konusunda maksimum noktaya taşıyacak.
Bu gençlerin dünya ile rekabet edebilir bir eğitime kavuşmasının yanı sıra diplomalarını alır almaz iş sahibi olmaları, sonrasında rahat ve mutlu yaşamaları için sürekli yatırımlar yapacak.
Bakın, buraya kadar sadece liderde aradığımız başlıca özellikleri yazmaya çalıştım.
Bunun bir de alt kadroları olacak.
Her biri hem işini mükemmel yapacak, hem de tek kuruşa el uzatmayacak, uzattırmayacak.
Bunların birbiri arasında güç mücadelesi, koltuk kavgası, parsa paylaşımı da olmayacak ki, işlerine odaklanabilsinler ve verilen vazifeyi düzgün yapabilsinler.
Şimdi asıl mevzuya gelelim…
Siz 6’lı masada ya da dışında böyle bir profil, böyle bir kadro görüyor musunuz?
Daha fenasını söyleyeyim…
Yukarıda saydığım özelliklere sahip kaç liderimiz oldu bugüne kadar veya bunların kaçı kuşatmayı yararak işbaşına gelebildi?
Ve elbette gelince sonları nasıl oldu?
Madem demokrasi ile yönetiliyoruz ve sandıkta bizi yönetecek kişileri seçiyoruz…
Asıl problemin ne olduğunu şimdi daha iyi anlayabiliyor musunuz?