Yarım kalan meseleler…

A -
A +
Önceliğiniz sadece cep; Gezi’yi, 15 Temmuz’u konuşmaktan bıktınız mı? Tamam. “Kurtarıcılarınız” hazırlandı!   Gezi’nin dokuzuncu yılında çıkan Osman Kavala kararının ardından bu “kurtarıcıların”(!) ne dediğini de hatırlarsınız herhâlde. Üzerinden ay geçmedi henüz.   CHP Genel Başkanı’nın “Gezi baskıya isyandır”, İyi Parti Genel Başkanı’nın “Gezi millî şuurun ayağa kalkmasıdır” cümlelerini unutmamışsınızdır umarım…   Altılı 28 Şubat masasının Gezi’ye nasıl toz kondurmadığını, bilakis kutsadığını, hatta İttihat Terakki’ye kadar gidip Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Abdülhamid Han’a benzeterek tehditler yağdırdığını gördüğünüze göre, şimdi masanın altındaki yedinci partinin bağlı olduğu Kandil’in ne dediğine bakalım.   *** Terör örgütü PKK’nın elebaşlarından Tekin Yoldaş, örgütün yayın organında konuşmuş. Gezi ayaklanmasına, terör örgütünün alt kollarından Halkların Birleşik Devrim Hareketinin (HBDH) öncülük ettiğini söylüyor.   Nitekim kepçelerin önüne yatan HDP’li Sırrı Süreyya Önder’in Gezi’deki rolünü hatırlarsınız. PKK’nın çıkardığı binlerce orman yangınına gıkını çıkarmazken, Taksim’deki ağaçları niyeyse çok dert edinmişti kendileri! Üstelik çözüm süreci vardı ve HDP olabildiğince kendini saklamaya çalışıyordu.   Tekin Yoldaş’ın sözlerinden devam edelim; “Biz de Gezi’deki hatalarımızdan ders çıkaracağız. Bu rejime karşı daha güçlü örgütleneceğiz”.“Gezi’de yarım kalan işimizi tamamlamak istiyoruz. Onlar (Cumhur İttifakı) nasıl 15 Temmuz’da yarım kalan işi tamamlarız diyorsa biz de Gezi’de yarım kalan işi tamamlayacağız. ”“Bu rejimden daha güçlü hesap sormamız için bütün koşullar mevcuttur. Bütün olanakları kullansalar da, bütün İstanbul’un sokaklarına kamera taksalar da eylemleri engelleyemeyecekler. Bu eylemler onları en güçlü olduğunu düşündüğü alanlarda hedef alacak.”   *** Gezi ortak davaları olduğuna göre… “Yarım kalan iş”ten kastı nedir sizce? Sadece şehirlerimizde bombalar patlatmak mı? Siyasi ayağı olmadan bununla bir yere varamayacaklarını çok iyi biliyorlar. Peki siyasette mevzu sadece Cumhur İttifakı destekli AK Parti iktidarını devirmek, koltuğa muhalefetin belirleyeceği bir adayı oturtmak mı? Elbette hayır.   Bu teröristbaşını dinleyince aklıma 2015’te izlediğim bir başka örgüt elebaşının videosu geldi. O da özerklik mücadelelerinin sadece çukur kazdıkları şehirlerle sınırlı kalmayacağını, en nihayetinde İstanbul’u da alana, Türkleri geldikleri Orta Asya’ya geri gönderene kadar durmayacaklarını söylüyordu. Benzer taahhütler, altılı masanın 2018’de hazırlayıp mutabakatla imzaladığı Anayasa taslağında var zaten. Türkiye’yi 23 ya da 25 eyalete bölmek her bir parti liderinin imzasıyla kayıt altına alınmış durumda. Çok madde var da, en çarpıcı başlık bu.   İhanet niteliğindeki metni kamuoyuna açıklayan isim de İyi Parti’den tasfiye edildikten sonra kendi partisini kuran Ümit Özdağ olmuştu biliyorsunuz.   Şu çok açık; HDP destekli bir ittifak işbaşına gelirse, Türkiye’nin bölünme yoluna gireceği muhakkak. İktidar seçmek, belediye başkanı seçmeye benzemez –ki orada bile neler oluyor. Zaten anlaşmışlar, uzlaşmışlar, taahhütlerde bulunmuşlar. Günü geldiğinde de bedelini isterler.   *** CHP Genel Başkanı, adaylık için bu defa var gücüyle bastırıyorsa işte bu taahhütleri yerine getirmek içindir. Yıllarca HDP’den çok destek gördü.   Güveni sarsmadan bütün HDP’lilerin oyunu alacağına inanıyor, başkasını aday gösterip işi şansa bırakmak istemiyor. Dikkat ettiyseniz, HDP’den de Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı herhangi bir cümle sarf edilmiyor. Bütün mesele; milliyetçi kesimin buna nasıl ikna edileceğinde düğümleniyor. HDP, -her ne kadar Anayasa taslağına imza atmış olsa bile- İyi Parti’ye güvenmiyor. Mansur Yavaş ismine karşı olduklarını da açık açık söylediler. İyi Parti ise başka bir isimle iki tarafın da oylarını almaya ve seçim eşiğini aştıktan sonra taahhütleri yerine getirmeye oynuyor!   Aslında varacakları yer aynı, sadece isimler üzerinden hedefe ulaşmakta bütün kavga. Bir karanlık çukur ki, dibini görebilene aşk olsun!   *** Şunu kayda geçirelim; bu sürecin sonunda HDP kimi işaret ederse etsin, seçmen kitlesinin firesiz o isme oy atacağından şüpheniz olmasın… Yeter ki, HDP bir isme ikna olsun. Çünkü, HDP seçmeni bir isimde karar kılınmışsa mutlaka garantisinin alındığını düşünür ve buna göre hareket eder. İşte isimler üzerinden kavganın sebebi budur.   2023’te istediklerini alırlarsa gerisi kolay… Yarım bırakılan Gezi tamamlanacak. Sekteye uğrayan 28 Şubat canlandırılacak. 15 Temmuz geriye sarılacak, FETÖ’cüler yeniden işlerinin başına dönecek. Anayasa taslağında uzlaşılan maddeler hayata geçirilecek. Sultan II. Abdülhamid Han sonrası İttihat Terakki ne yaptıysa benzeri yapılacak; derin ve acımasız bir intikam yürütülecek. Siyasetçisi, gazetecisi, kanaat önderi, her ne varsa… Milliyetçi muhafazakâr toplum yeniden sindirilecek, hizaya getirilecek. Dış politikada, başta Papa’nın istekleri olmak üzere, Batı’nın, NATO’nun mutlak hâkimiyeti tekrar sağlanacak. E bu arada bölünülecekse de bölünülecek. Ekonomi mi? Ödül olarak kısa bir süreliğine nefes almaya belki izin verirler ama sonrası tecrübeyle sabit.   *** Kuklalarla nereye varılacağını Ukraynalı bir kadın çok güzel özetlemiş. Videosunu bulup mutlaka izleyin. Bombaların altında aylardır yaşadığı acıyı anlattıktan sonra şöyle diyor; “Tüm bunların önüne geçilebilirdi. Biz bir palyaçoyu (Zelenskiy) seçtik, şimdi eğleniyoruz!” Gezi, 15 Temmuz artık umurunuzda değil, yarım kalmış mücadeleler artık sizi bıktırmışsa ve sadece bugünün küresel şartlarından da kaynaklı ekonomik sıkıntılarıyla ilgileniyorsanız bizim de eğlenmemiz çok yakındır! İpleri yeniden ele geçirirlerse nelerin yarım kalacağını, yarım kalan nelerin tamamlanacağını hep birlikte görürüz!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.