Cevaplamaya yürek isteyen sorular

A -
A +
Gündemi alıştıra alıştıra oluşturmaya devam ediyorlar. Şimdi de iktidara gelmişler ve kurulacak kabinede iki adet koltuğun HDP’ye tahsisi konuşuluyor. Neymiş efendim, PKK ile arasına mesafe koymuş iki HDP’li pekâlâ bakanlık koltuğuna oturabilirmiş.
PKK terörünü ‘amasız, fakatsız, lakinsiz’ çıkıp lanetleyen, Diyarbakır analarının gözündeki yaşı silip, onların derdi ile dertlenecek bir HDP’li bakan bulabilirseniz tabii…
Yoksa milletten oy almış bir partiden bakanlık koltuğuna birkaç kişi neden oturmasın?
Ama önce Kemal Bey’in ve Meral Hanım’ın şu soruların cevaplarını topluma çok net bir şekilde vermesi gerekir:
  1. HDP oylarını ittifakınıza dâhil ederek iktidar olduğunuzda, Fatma Kurtulan’ın Meclis kürsüsünden sizlere söylediği ‘o koltuklarda oturuyorsanız hepiniz de bileceksiniz ki HDP’nin oyları ile oturuyorsunuz’ söyleminin diyetinden nasıl korunmayı düşünüyorsunuz?
  2. İktidara geldiğinizde, PKK’nın üst düzey elebaşı kadrosundan bir teröristin imha edilmesi için, sizler de ‘tetiğe basın talimatını’ güvenlik bürokrasisine verebilecek misiniz? Şayet cevabınız evet ise, bugünlerde bu başarılı operasyonları gerçekleştiren ülkenin kurumlarına neden okkalı bir teşekkürü alenen edemiyorsunuz?
  3. HDP ortaklı bir kabine oluştuğunda, Afrin’deki askerî varlığımızı burada tutmaya devam edecek misiniz‘Afrin’de ne işimiz var Allah aşkına...’ diyerek paylaştığınız görüşleriniz değişti mi?
  4. YPG ve PYD’yi bir terör örgütü olarak görüyor musunuz, yoksa eski görüşleriniz olan ‘YPG ve PYD’yi terör örgütü görmeme’ fikriniz devam ediyor mu?
  5. Suriye sınırımız boyunca oluşturulan güvenlik kuşağının, ülke içindeki terör eylemlerinin minimize edilmesinde çok önemli bir eşik oluşturduğunu düşünüyor musunuz? Söz konusu güvenlik kuşağı, devr-i iktidarınızda titizlikle korunmaya devam edilecek mi?
  6. Suriye sınırımızda oluşturulan PKK koridoru ve terör devletine yönelik tavrınızı çok açık ve net kamuoyu ile neden bugüne kadar paylaşmadınız? PKK devletçiğine yönelik mücadeleniz olacak mı? Mücadeleye aynen devam edilecekse, bu konudaki stratejinizi ‘terör nereden gelirse gelsin karşıyız’ gibi muğlak cümlelere sığınmadan çok açık bir şekilde açıklar mısınız?
  7. Irak’ın kuzeyinde oluşturulan irili ufaklı birçok üssün mevcudiyetine dair görüşleriniz nedir? Bu üs yapılanmalarının PKK terör örgütü ile mücadelede önemli olduğunu düşünüyor musunuz?
  8. ABD yönetiminin sınırlarımızın hemen dibindeki terör örgütlerine verdiği destek konusunda ne düşünüyorsunuz? ABD ile terör örgütü YPG arasındaki ilişkiye dair nasıl bir mücadele stratejiniz olacak? Bu stratejinizi, sert gücün unsurları ile güçlendirerek ‘terör örgütü PKK/YPG’nin lider kadrosuna yönelik nokta operasyonlarına devam edileceğini’ açık bir şekilde toplum ile paylaşabilir misiniz?
  9. Avrupa’da birçok ülkenin direkt olarak kabul etmediği ‘Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartını’, seçim meydanlarında söz verdiğiniz üzere kabul edecek misiniz? Bu şart doğrultusunda Güney Doğu Anadolu’da birçok vilayette yerel yönetimlerin ‘kendi savunma ve emniyet güçlerini’ oluşturmasına yönelik fikriniz nedir?
  10. Savunma Sanayii konusunda ortaya koyulan performansın daha yukarı taşınması için stratejiniz ne olacak? Savunma Sanayii’nin çökertilmesi anlamına gelen sektördeki firmaları devletleştirme fikriniz devam ediyor mu?
Asıl cevabı verilmesi gereken suallerin bunlar olması gereken bir yerde, ‘HDP’ye bakanlık verilecek mi verilmeyecek mi’ konusunun tartışılması, havanda su dövdürme siyasetine kurban edildiğimizin bir göstergesidir.
 
 
PKK’ya hayat öpücüğü
 
İki gün içinde terör örgütünün iki numaralı isminin ve Diyarbakır sözde sorumlusunun etkisiz hâle getirilmesi; örgütü, onun destekçisi siyasi aklı ve dışarıdaki ağa babalarını telaşa düşürdü. HDP, Gazi Meclis'in çatısı altında teröre yönelik operasyonların ivedilikle durdurulmasını isteyen açıklamalar yapıyor. HDP’nin bu açıklamasına ise ne İYİ Parti’den ne de CHP’den en ufak bir tepki dahi verilmiyor.
Biden yönetimi ise YPG ile ilk resmî teması bizzat bölgede başlatarak, PKK’nın erimemesine yönelik planlarını devreye sokma telaşında. İran’ı da yakın bir zaman içinde PKK’ya hayat öpücüğü verme telaşı içinde görmeye başlayacağımızdan emin olabilirsiniz.
PKK’ya bu hayat öpücüğünü kondurmak isteyen akla yönelik Türkiye’nin hamlesi ise, ‘Sofi Nurettin’ kodlu teröristin kellesini masaya koymak oldu. Türkiye, bu hamlesi ile ABD’nin ‘YPG ile PKK aynı değil’ tezini buruşturup masaya bıraktı.
 
Biden’ın elemanları devrede…
 
Şimdi hamle sırası ABD’de mi?
Bana göre Türkiye sahaya yansıttığı olağanüstü kapasitesi ile ardı arkası kesilemeden hamlelerine devam edecek. Ama emin olduğum bir şey de şu: Biden ve ekibinin içerideki dostları kesinlikle devreye girecek, hatta girdi bile
Biden’ın dostları devreye girmeseydi, Türkiye’nin terör ile giriştiği amansız mücadelesinden dolayı, Erdoğan Netanyahu’ya benzetilir miydi?  
Anlaşılan o ki haziran ayındaki Biden-Erdoğan görüşmesine kadar hem ABD, hem içimizdeki dostları, hem de Türkiye’nin hamleleri arka arkaya gelmeye devam edecek.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.