Macron NATO'ya mezar kazmaya başlarsa şaşırmayın

A -
A +
Bir taraftan Pasifik eksenli yeni askerî örgütlenmeler ve iş birlikleri hızlı bir şekilde sahaya sürülüyor, diğer taraftan da bu birlikteliklerin bir tezahürü olarak savunma sanayii alanındaki stratejik hizalanmalar oluşturuluyor.  
Avustralya, 2016 yılında Fransa ile yaklaşık 66 milyar dolarlık bir denizaltı programı imzalamıştı. Bu programa göre Fransa, Avustralya için 12 adet denizaltı inşa edecekti.   İşte bu program, Avustralya tarafından iptal edildi ve kızılca kıyamet koptu. Fransa Dışişleri Bakanı Jean Yves Le Drian “Gerçekten sırtımızdan vurulduk. Avustralya ile bir güven ilişkisi kurmuştuk ve bu güvene ihanet edildi. Bu karar tıpkı Trump’ın kararlarını andırmakta” dedi.   Fransa Savunma Bakanı Florence Parly de anlaşmanın Avustralya ile olan iş birliği ruhuna aykırı olduğunu dillendirdi. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, Fransa, ABD ve Avustralya’daki Büyükelçilerini Paris’e geri çağırdı.   Fransa’nın ABD Büyükelçiliği de Chesapeake Muharebesi’nin 240. yıl dönümü nedeniyle düzenlenecek ABD-Fransa dostluk galasını iptal ettiğini duyurdu.   Yani, Fransız çıkarları Anglosakson bazı liderler tarafından buruşuk bir peçete gibi çöpe atılmış. Gelinen nokta Trump’ın ‘ABD olmasa Paris’in sokaklarında Almanca konuşulacaktı’ anlamına gelen aşağılamasından daha da beter, zira ucunda okkalı bir para var.   Siz Macron’u şimdi görün, NATO’nun mezarını kazmak isteyecek   İç ve dış siyasette her sıkıştığında NATO’nun beyin ölümünün gerçekleştiğine dair açıklamalar yapan Macron, sanırım NATO’nun diğer uzuvlarının da öldüğüne dair kesif ve şedit açıklamalar yapacak.   Yapacak bir şey yok, her ülkeye peynir ekmek satar gibi silah satamazsınız, elbette Yunanistan Fransa’nın istisnasıdır ve bu yüzden de müflis bir ülkedir.   Neler oluyor?   ABD’nin teröre karşı küresel mücadele söylemi alıcı bulmadı ve bu söylem ABD’ye gereken uluslararası meşruiyeti sunmadı. Sunmadığı gibi, teröre karşı küresel mücadele söylemi doğrultusunda akıttıkları kan ve gözyaşı, kenarda köşede kalmış Amerikan meşruiyetini de sildi süpürdü.   Ayrıca, harcanan 2 trilyon dolara yakın kaynak ile Çin gibi bir meydan okuyucu karşısında ABD zayıf düşürüldü. ABD, Asya Pasifik’te ortaya çıkan yeni düzeni ve kendisine yapılan meydan okumayı yeni bir kuşatma siyaseti ile boğmak niyetinde. Bunun için yeni birlikteliklere ve yeni ilişkilere ihtiyacı var. Kör kuruşun dahi son derece önemli olduğu bu yeni dönemde ABD, İngiltere ve Avustralya Pasifik merkezli yeni bir birlikteliği duyurdular: AUKUS   AUKUS Pasifik NATO’su mu?   Gerçi bu tür benzetmeler her yeni gelişmede sürekli olarak yapılır. Bir aralar NATO-ME yani NATO Orta Doğu Gücü gibi kavramlar konuşuluyordu. Şimdi de NATO Pasifik gibi benzetmelerin yapılmasını bu açıdan çok yadırgamıyorum. Ama ortada olan bir hakikat var bu da AUKUS.   Yani Avustralya-United Kingdom ve USA.   Bu üç ülke de İngilizce konuşan birer Anglosakson gelenekten gelme ülke ve geçtiğimiz günlerde AUKUS’u duyurdular. O zaman, Avustralya’nın Fransa’dan alacağı 66 milyar doların üzerindeki denizaltı ihalesini de kimin baltaladığı ortada.   ABD’ye Pasifik’te destek verecek ülkeler bir araya getiriliyor   ABD, Alfred Mahan’ın ortaya koyduğu ‘Deniz Hâkimiyet Teorisi’ ile uyumlu olacak şekilde, Pasifik başta tüm okyanus ve denizlerde üstünlüğü kimseye bırakmamaya kararlı, lakin işi bugün daha da zor. Çünkü Çin, yükselen güç olarak hem savunma harcamalarını yaklaşık 400 milyar dolar gibi devasa bir bütçeye ulaştırdı, hem de Pasifik dâhil tüm dünyada her geçen gün müttefiklerinin sayısını arttırdı.   Çin’in ‘Limanlar Projesi’ kapsamında Sri Lanka’dan Pakistan’a, Sudan’dan Hayfa’ya kadar denizler üzerinde oluşturduğu ağ ve yapay adacıklar, ABD açısından kuşatılması gereken hedefler olarak algılanıyor.   Yoksa Sri Lanka ve Yeni Zelanda’daki terör saldırılarını ne ile izah edeceksiniz?   Bizim ülkemizde Sri Lanka saldırıları bu boyutları ile çok gündeme gelmedi, lakin terör saldırılarının yaşandığı günlerde Sri Lanka basınının gündemi Çin’e 99 yıllığına liman kiralanmalı mı kiralanmamalı mı konusu ile meşgul idiBu kafa karışıklığı daha kolay giderilsin gerekçesi ile o saldırıların ortaya koyulduğunu düşünüyorumKeza, Maldivler’de de sıklıkla yaşanan yargı ve asker temelli darbelerin de ana sebebi tam bu noktadır.   İşte tam bu hususa matuf ilan edilen AUKUS, çok önemle takip edilmesi gereken bir birliktelik. Avustralya ve İngiltere’nin aktör oluşu, aynı zamanda Yeni Zelenda’nın da bu birliktelik ile aynı doğrultuda hareket edeceği gerçeğini ortaya koyuyorZaten Güney Kore, Japonya ve Hindistan’ın bölgedeki önemli ABD müttefikleri olduğunu düşünürsek, ABD’nin Pasifik’te öyle çok da yalnız olmadığını görürüz.   Çin’in karadan kuşatılması ise önemli bir meseledir. ABD ve Rusya, Orta Asya coğrafyasında yapılacaklar konusunda bir uzlaşıya varırlarsa, bilinen ezberlerin tersine Rusya bu bölgede ABD ile yakın politikalar izleyebilirRusya’nın son zamanlarda yine yüksek sesten Suriye’yi boşaltın naraları atması bana ABD’nin bu ülkeyi Rusya’ya bırakmasının an meselesi olabileceğini düşündürüyor. Yine de daha net fikir sahibi olabilmek için, daha fazla emareye ihtiyacımız olacak.   Çin gelişmelerden rahatsız   Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian, AUKUS birlikteliğinin bölgenin istikrarına büyük zarar vereceğini, silahlanma yarışını hızlandırdığını ve uluslararası nükleer silahların yayılmasını önleme çabalarına zarar verdiğini duyurdu.   Şimdi hep birlikte Pasifik merkezli birlikteliğin daha hangi kapılarını aralayacağını, Avrupa ve Orta Doğu ekseninde hangi taşları harekete geçireceğini hep beraber göreceğiz.   İşte coğrafyaların yeniden şekillendiği böylesi bir ortamda, Türkiye’nin en çok ihtiyacı olan şeyin adı da istikrardır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.