İsrail'de gündem Mavi Marmara

"Mavi Marmara" baskınına ilişkin hazırlanan iddianamenin İstanbul 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabulü, İsrail'de gündemin ilk sırasına yerleşti. nbsp;
nbsp; Uluslararası sularda işlenen saldırıyla ilgili olarak Ceza Mahkemesinden adı geçen dört subay için olası çıkması beklenilen müebbet hapis kararlarına paralel olarak Türkiye'nin Uluslararası Polis Teşkilatı (İnterpol) aracılığı ile yapacağı yakalama emri İsrail'de kaygıları iyice artırdı. İddianamenin kabulünün ardından devletin çeşitli kademelerinden arka arkaya gelen açıklamalar, İsrail genelinde olası karara karşı alınacak ortak bir tavrın belirsizliğini ortaya koyarken, yapılan açıklamalarda genel olarak tam bir şaşkınlık havası gözlendi. nbsp;
nbsp; Konuyla ilgili ilk açıklama, iddianamede adı geçen dönemin eski Genelkurmay Başkanı Gabi Eşkanazi'den geldi. Eşkenazi'nin İsrail televizyonlarında yayınlanan ilk açıklamasında sorunun patlak verdiğinden beri kendisinin her forumda ve "sık sık tek başına" İsrail ordusunu ve askerlerini savunduğunu, ordunun gerçekleştirdiği "misyonu" devletin iyiliği için yerine getirildiğini söylerken, "Eğer, bunu savunmamın bedeli Türkiye'yi ziyaret edemeyeceğim ise bu bedeli de öderim" dedi. Eşkanazi, konuşmasının devamında, "Herşeye rağmen eminim ki sonunda sağduyunun hakim gelecek" diye konuştu. nbsp;
nbsp; Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Meir Rosen'in açıklaması, Eşkanazi'nin aksine olayı son derece önemsediği ve kararın son derece ciddiye alınması yönünde oldu. Rosen, İsrail 7. kanalında yer alan açıklamasında, Türkiye'de süren "Mavi Marmara" davası kapsamında dört İsrailli subay hakkında çıkabilecek tutuklama kararını işaret ederek, Natanyahu hükümetini karara karşı dünya devletlerinden yardım istemeye ve İsrail vatandaşlarını Türkiye'ye yönelik turizm boykotuna davet etti. nbsp;
nbsp; Türkiye'nin bir tutuklama kararı çıkarması halinde Interpol üyesi tüm devletlerin İsrailli subaylar hakkında tutuklama işlemi yapabileceği uyarısında bulunan Rosen, "Eğer İsrail Türk hükümetinin aldığı kararı ciddiye almazsa, bunun bedelini çok ağır ödeyecektir. Hakkında tutuklama kararı alınacağı düşünülen subaylar, 'Eğer tutuklama kararından dolayı yurt dışına seyahat edemeyeceksek ne diye orduda görev yapalım' diyor" şeklinde konuştu. nbsp;
nbsp; Öte yandan Türkiye ile yaşanan "alçak koltuk" krizinin mimarı Dışişleri Bakan Yardımcısı Dany Ayalon, "İşler tamamen rayından çıktı" dedi. Açıklamasının devamında Ayalon, Türkiye'ye uluslararası alanda baskı kuracaklarını belirterek, olay için "Bunu ciddi bir gelişme olarak görüyoruz" demekle yetindi. nbsp;
nbsp; nbsp;
nbsp; -Medyadan cesaret çağrısı- nbsp;
nbsp; nbsp;
nbsp; Bu arada İsrail medyasının saygın gazetelerinden Haretz gazetesi ise başyazısında iddianameyi haksızlık olarak nitelerken, Başbakan Natanyahu'nun ABD ve Türkiye ile üzerinde mutabık kalınan formül çerçevesinde özrün gerekliliğine vurgu yaparak, Başbakan Natanyahu'ya açık bir dille Türkiye'den özür dilemek için "gerekli cesareti gösterme" çağrısında bulundu. nbsp;
nbsp; Jerusalem Post gazetesi ise dünkü yayınında geçen Eylül ayında gerçekleşen olayı Türkiye'nin, Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'na götürmek istediği belirterek, üst düzey İsrail ordu yetkililerine dayandırdığı haberinde, "Mavi Marmara operasyonunda yer alan askerler ve subayları korumak için hukuki önlemleri aldıklarını söylediler" diye yazdı. nbsp;
nbsp; Haberde ayrıca İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın, İsrailli komandoları korumak amacıyla Türkiye ile bir uzlaşı sağlamaya çalıştığı da anımsatıldı. nbsp;
nbsp; İstanbul 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi, Gazze'ye insani yardım taşıyan "Mavi Marmara" gemisine yönelik İsrail askerlerince Akdeniz'in uluslararası sularında düzenlenen saldırıya ilişkin, olay tarihinde İsrail Genelkurmay Başkanı olan Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin, Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi hakkında hazırlanan iddianameyi kabul etti. nbsp;