Kasparov'dan Putin'e eleştiri

Rus muhalif siyasetçi, 13. Dünya Satranç Şampiyonu Garry Kasparov, Putin yönetiminin Türkiye ile gerginliği tırmandırmasını ve ekonomik yaptırımlar uygulamasını eleştirerek, "Putin'in Türkiye'ye yönelik adımları vizyonsuz, dar görüşlü, çok aptalca, çok provokatif ve asılında Rusya'nın zararına" dedi.

13. Dünya Satranç Şampiyonu olan, Putin yönetiminin baskıları nedeniyle siyasi faaliyetlerini ülkesinin dışında sürdürmek zorunda kalan Kasparov, yeni kitabının tanıtımı için geldiği Berlin'de AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in iktidarını sürdürebilmek için tehlikeli bir siyaset izlediğini ve durdurulması gerektiğini savunan Kasparov, Türk hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağının düşürülmesi sonrasında Rusya'nın gerginliği tırmandırmaya devam etmesini eleştirdi.

Putin'in elinde tuttuğu propaganda kanallarıyla Rus kamuoyuna farklı bir algı sunduğunu, bu yolla temeli olmayan bir güç gösterisinde bulunduğunu ve iktidarını kuvvetlendirmeye çalıştığını belirten Kasparov, "Putin'in iktidarını sürdürme stratejisi sanal gerçeklik üzerine kurulu. Kendince büyük laflar ediyor, büyük tepkiler gösteriyor 'Savaşa girebiliriz' diyor. Ancak tabii ki NATO üyesi bir ülkeye karşı savaşa girmeyecektir" dedi.

Putin yönetiminin Türkiye'ye yönelik ekonomik yaptırımlarının aslında Rusya'ya zarar vereceği uyarısında bulunan Kasparov, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kaynağı yok ama yaptırım uyguluyor ve bu yolla asıl Rus halkına zarar veriyor. Durum ciddi. Putin Rusya'yı büyük bir krize sürüklüyor. Zaten Rusya'nın Avrupa ülkeleriyle ekonomik ilişkileri kesilmişti şimdi Türkiye ile kesiliyor. Türkiye'ye yaptırımlar nedeniyle olan Rus turizm sektörüne oldu, bu sektör neredeyse öldü. Putin'in Türkiye'ye yönelik adımları, dar görüşlü, çok aptalca, çok provokatif ve asılında Rusya'nın zararına. Ne yazık ki Putin kısa vadeli oyunları uğruna Rusya'nın çıkarlarını feda edebileceğini düşünüyor."

- "DAEŞ'ten çok Türkmen gruplarıyla sivilleri hedef aldığı da çok açık"

ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin Ortadoğu'daki sorunlara yeterince eğilmemeleri nedeniyle bir güç boşluğunun doğduğunu, DAEŞ'in bu ortamda ortaya çıktığını ifade eden Kasparov, Rusya'nın Suriye'deki askeri operasyonlarında önceliğinin DAEŞ ile mücadele olmadığını vurguladı.

Kasparov, "DAEŞ varlığının devam etmesi, hiç kimsenin gerekli adımları atmaya yanaşmamasından kaynaklanıyor. DAEŞ'e karşı ABD'nin ve Avrupa'nın kara birliklerine ihtiyaç var. Havadan bombalayarak DAEŞ'in yok edilemeyeceğini herkes gayet iyi biliyor. Rus bombalarının DAEŞ'ten çok Türkmen gruplarıyla sivilleri hedef aldığı da çok açık" dedi.

Putin'in Suriye'de attığı adımların çok tehlikeli olduğuna dikkati çeken Kasparov, Batılı siyasetçilerin DAEŞ ile mücadelenin önemini vurgulayarak Putin ile diyalog ve uzlaşma arayışlarının olumlu sonuçlar getireceğine inanmadığını dile getirdi.

Putin'in kaostan beslendiği uyarısında bulunan Kasparov, "Kaosun boyutu ve nereye varacağı onun umurunda değil. Ukrayna, Baltık ülkeleri, Ermenistan-Azerbaycan ya da Suriye… Neresi olursa olsun yeter ki kaos olsun. Suriye tabii ki Putin için ideal. Çünkü tümüyle bir kaos alanı. Ayrıca Rusya bir süredir NATO ülkelerinin hava sahalarını ihlal ederek NATO'nun kararlılığını test ediyordu. Türkiye ile yaşanan gelişmeyle birlikte ilk kez bir uçak düşürüldü. Ama gördüğünüz gibi boş laflar. Putin büyük laflar etti ancak geri adım attı. Şimdi nükleer savaş söylemini kullanıyor. Bunlar hep gözdağı, şantaj.
Yenilmez olduğunu göstermek zorunda ya... Bu diktatörün durdurulması gerekiyor" diye konuştu.

Rusya'nın 2008 yılında Gürcistan'a saldırmasının tüm dünya için önemli bir uyarı niteliğinde olduğunu ancak Batılı ülkelerin buna karşın Putin ile diyalog arayışına girdiklerini belirten Kasparov, bunun sonucunda da Ukrayna'daki gelişmelerin yaşandığına, Kırım'ın Rusya tarafından ilhak edildiğine işaret etti.

Batı'nın Putin'in adımlarına karşı koyacak tutarlı bir politika geliştirmesi gerektiğini savunan Kasparov, "Batı'nın şu anda Putin'e karşı ne yazık ki bütüncül tutarlı politikası yok. Tıpkı soğuk savaş döneminde olduğu gibi ivedilikle bir ortak politika oluşturulmalı. Batı'nın bir planla ortaya çıkması büyük öneme sahip ancak şu ana kadar gerçek anlamda bir liderlik göremedik" dedi.