Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

'Suriye için, PKK-İran ve İsrail en büyük tehdit'

'Suriye için, PKK-İran ve İsrail en büyük tehdit'

DÜNYA Haberleri

Bölgedeki tabloyu değerlendiren el-Bahra "Suriye için en büyük tehdit; İsrail-PKK ve ülkeyi Şiileştirmek isteyen İran. Esad gitmeden ülke dışına çıkan Suriyeliler geri dönmeyecek. İran da onu bu sebeple tutuyor" dedi.

YILMAZ BİLGEN

Suriyeli muhaliflerin çatı yapılanması SMDK'nın eski başkanı Hadi el-Bahra, ülkesinde ortaya çıkan dehşet tablosunu değerlendirdi. Cenevre’de devam eden Anayasa görüşmelerinde Suriye heyetine de başkanlık eden el-Bahra, gazetemize yaptığı özel açıklamada “Suriye’de ortaya çıkan dehşet tablosundan İran sorumlu. Suriye için en büyük tehdit; İsrail-PKK ve ülkeyi Şiiletirmek isteyen İran. Beşar Esad gitmeden ülke dışına çıkan Suriyeliler geri dönmeyecek. İran onu bu sebeple tutuyor. Tahran’ın hedefi yurtlarını terk etmeye mecbur edilen Sünnilerin yerine Şiileri yerleştirip Irak, Lübnan ve Yemen örneğinde olduğu gibi Suriye’yi de esir almak” diye konuştu.

YÜZLEŞME KORKUSU
İran ve Rusya’nın acımasız katliamları eşliğinde Esad’ın ülke genelinde üstünlük sağladığını aktaran Hadi el-Bahra "Daha olayların en başından itibaren Esad’ın en büyük korkusu Suriye halkı ile yüzleşmek. Bunca kan, onun bu korkusu yüzünden döküldü. Siyasi-insani çözüme inanmayan korkunç bir despotizme on binlerce kurban verdik. Halktan almadığı makam ve imkânların en küçüğünü bile kaybetmek istemiyor. İran ve Rusya arasında kurduğu denge ile ayakta kalma stratejisi ile bugünlere geldi ancak Rusya bu yükü daha fazla taşıyamayacak” dedi.

'Suriye için, PKK-İran ve İsrail en büyük tehdit'
Eski SMDK Başkanı Hadi el-Bahra (sağda) arkadaşımız Yılmaz Bilgen’in sorularını cevaplandırdı.

ABD İÇİN STRATEJİK DEĞERİ YOK
Eski SMDK başkanı el-Bahra’ya göre Suriye’nin ABD için stratejik değeri yok ve yalnızca Rusya’ya karşı pazarlık aracı olarak kullanıyor. ABD’nin Orta Doğu özelinde stratejik refleksini belirleyen üç ana başlık; su kaynakları, petrol ve İsrail. Arap ülkelerinin İsrail’e tehdit olmaktan çıkması, petrol konusunda değişen denklem ve su yollarında sağlanan egemenlik Washington için Suriye’yi önemli bir bölge olmaktan çıkardı.

TABLO İSRAİL'E YARADI
“Suriye’nin tamamına yakınında yaşanan savaş ve yıkımla birlikte ortaya çıkan tablo en fazla İsrail’e yaradı” diyen el-Bahra şöyle devam etti: İran ve Esad’ın şiddette ısrar etmesi bu sonucu doğurdu. Şu an İsrail sava jetleri dilediği an istediği noktayı bombalıyor. Olayların başında ve ilerleyen süreçte Esad şayet halkın sesini, talepleri dikkate alsa şu an bambaşka bir Suriye olacaktı. Milyonlar yurtlarından kopmayacak, PKK işgali ve dünyanın birçok bölgesinden taşınan militanlar ülkede cirit atmayacaktı.

BEDEL ÖDEYECEKLER
Uluslararası camianın da ağır ihmalleri olduğuna vurgu yapan el-Bahra “10 yıldır devam eden savaş, çok ağır bedeller ödetti. Guta katliamı bir dönüm noktasıydı. Hâlihazırda yakılan, yıkılan coğrafya Suriye ancak İran ve Rusya da bu durumdan kaynaklı ağır bedeller ödeyecek” dedi.

ON SEKİZ ARAP ÜLKESİ REJİMLE BAĞI KESMEDİ
Savaşın başladığı 2011 dönemiyle birlikte başta BAE, Bahreyn ve Suudi Arabistan olmak üzere birçok Arap ülkesi Şam ile bütün diplomatik kanalları dondurdu. İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği gibi çatı yapılanmalarda temsil hakkını kaybeden Esad ile Ürdün, Suudi Arabistan ve BAE’nin niçin tekrar diyalog kurma yoluna gittiğini sorduğumuz el-Bahra şu cevabı verdi: Esad ile 18 Arap ülkesi zaten diyaloğa devam ediyordu. Suud ve BAE için en büyük tehdit her daim İran’dır. Bu tehdit algısı Suriye’deki İran varlığı için de aynıdır. Şimdi 10 yıllık parantezin kapanma sebebi büyük oranda budur. Burada sadece Ürdün’ün durumu farklı. Onların dünyaya açılan kara hattı Suriye idi. Eski transit kara hattının yeniden canlanması için böyle bir adım attı. Ancak bilmedikleri şey artık o eski Suriye yok. Başta ekonomi olmak üzere herşeyi ile iflas etmiş bir Suriye var. Bu sebeple bu girişim başarısız olacak.

TÜRKİYE'YE MİNNETTARIZ
Geride kalan 10 yıllık dönemde Suriye muhalefetinin de önemli hatalar yaptığını kabul eden eski SMD Başkanı Hadi el-Bahra "Düzensiz, hazırlıksız yakalandığımız bu devrim sürecinden biz de vicdan muhasebesi yapmalıyız. Uluslararası güçler daha net ve yapıcı inisiyatif alabilirdi. Bunu yapmadılar. İlk günden bu yana en net tavır Türkiye’den geldi. Türkiye’nin kıymetli yöneticileri ve aziz Türk halkına minnettarız. Elbette Türkiyen de kendi halkının menfaatlerini düşünmek zorunda ve bu durumu anlayış ile karşılıyoruz" dedi.


Düzenleyen:  - DÜNYA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...