Derslerle sınırlı kalma kendini geliştir

Mahmut Özay

Milyonlarca öğrencinin merakla beklediği Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) tercih sonuçları cuma günü açıklanacak. Kazanan adayların kayıt işlemleri 3-7 Eylül'de, elektronik kayıtlar ise 3-5 Eylül'de yapılacak. Sonuçların ardından üniversite kapısını aralayan birçok gencimiz yakında hiç alışık olmadıkları bir ortama yelken açacak. Panik hâlinde olan öğrenciler için adapte olmayı kolaylaştırıcı bilgiler edindik. İşte özetle o tavsiyeler:

Kendi göbeğinizi kendiniz kesmeyi öğrenin, mesela son güne kadar yatıp, sonra arkadaşlardan not dilenmeyin, bu size ilk dersimiz olsun. 

İlk sene olmasına rağmen işleri sıkı tutun. Lise ve üniversite arasındaki fark sizi bocalatabilir. Ancak bir süre sonra alışırsınız. 

Üst sınıflardan sınav ve ders öncesi mutlaka taktik alın, çalışmalarınızı ve ders içi davranışlarınızı ona göre yönlendirin. 

Eğer ailenizden ilk defa ayrılıyorsanız ilk yıl yurtta kalın, şehri ve çevreyi tanıyın, arkadaşlar edinin, sonrası zaten kendiliğinden gelir.

Ailesinden ayrı okuyacak olan arkadaşlar, sakın ola “artık özgürüm” diyerek ipin ucunu kaçırmayın, kontrol daima elinizde olsun.

Özellikle akademik kariyer düşünenler varsa not ortalamalarını yüksek tutmaya özen göstersin, 'son yıl hallederiz' demekle olmuyor.

Kesinlikle üniversitenin gündemi ile bir ilginiz olsun. Bir üniversite kulübüne üye olun, etkinliklere katılın, okulunuzdan ayağınızı kesmeyin.

Lise alışkanlıklarınızı unutun. Zilin çalmasını beklemeyin. Hoca gelince ayağa kalkmayın. Fotokopicilerle aranızı da çok iyi tutun. 

Boş vakitlerimi nasıl doldursam diye düşünüyorsanız, kesinlikle ilk sıraya İngilizceyi koyun. 

Bankaların verdiği her kredi kartını almayın. Belki online alışveriş için bir tane lazım olabilir. Onu da ölçülü bir şekilde kullanın. 

Anlamlı bir yurt dışı deneyimi için şartları zorlayın. Erasmus ile olmazsa IAESTE ile olabilir veya work&travel programları ile olabilir. 

 YOL UZUN, ÖNÜNÜZ AÇIK
Özetle: karakteri sağlam insan olmaya niyet edin, sıkıntılara sabredin, aza kanaat getirin, hatalarınızı kabul edin. Yolunuz uzun, önünüz açık.

Kenarda kalma oyuna katıl

 Artık üniversiteyi kazandınız. Bu demek oluyor ki siz artık bir meslek grubunun bir parçasısınız. Henüz diploma almamış olmanıza bakmayın, kendinize “ben doktorum, mühendisim…” demeye başlayın. Ve her gün o meslekte nasıl daha iyi olabileceğiniz üzerine
kafa yorun.

 Sadece ders kitaplarını okuma

Üniversite yılları gerçekten okumak ve bir şeyler öğrenmek için hayatınızın geri kalanına göre en fazla vaktinizin olacağı dönem, bu yılların kıymetini bilin. Ayrıca yine bu süreçte kendi kütüphanenizi de oluşturmaya başlayabilirsiniz.

Olanla yetinme yeniliğe açık ol

Sevdiğiniz şeyleri yaparak kendinizi geliştirin. İyi bir sunum hazırlamaktan tutun topluluk önünde konuşmaya, Excel’de tablo oluşturmaktan tutun fon kaynakları için proje dosyası hazırlamaya kadar üniversite yıllarında kendinize katabileceğiniz o kadar çok şey var ki...

 Evdeki hesabı çarşıya uydurun

Mümkünse part-time da olsa çalışın, para kazanın. Kendi paranızı kazanmanın verdiği hazzı yaşayın. Paranızı kontrol etmeyi, planlı harcamayı öğrenin. Süslü püslü marketlerden alışveriş yapmaktan kaçının. "Öğrenciyim abi indirim yapamaz mısın" demagojisini yapmayı unutmayın.

Gezin, görün tecrübe edinin

Yaşadığınız şehri sevmeye çalışın. Üniversite öğrencileri genellikle aileyi özleyince, arkadaş ortamına ısınamayınca şehri suçlamaya başlarlar ve depresif hâllere girerler. Hiç buna gerek yok. Güzel bakarsanız her yer güzeldir. Başka hayatlara ve başka dünyalara tanık olmaya çalışın. Gezmek gerçekten insanın bakış açısını genişletiyor.