İYİ Parti olarak Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri ilişkilerinde bir tırmanma temayülü gösteren ve başka alanlara da sirayet eden bu gergin ortamın suhuletle çözüme kavuşturulması, iki dost ve müttefik ülke arasındaki ilişkilerin karşılıklı çıkar temelinde ve sağlıklı bir zeminde gelişmesinin sağlanması en samimi beklentimizdir. , Rahip Bronson canlı yayın yapılarak dünya önünde adil bir şekilde yargılanmalıdır. Trump Towers, İstanbul’un göbeğinde Mecidiyeköy’de 2012 yılında düzenlenen törenle açılmıştı., “İYİ Parti, iktidar olmaya aday sorumlu bir muhalefet partisi olarak, Rahip Andrew Brunson hakkındaki adli sürecin şeffaf ve hukuk düzeni temelinde süratle sonuçlandırılmasında ve gündemden düşürülmesinde zaruret görmektedir. ,,Aytun Çıray, partisinin konuyla ilgili önerilerini ise şöyle sıraladı: ,Bu çerçevede ABD’ye karşı mütekabiliyet içinde tedbir yaptırımlar uygulayacağını açıklayan AK Parti Hükûmetinin; karşılık gelen ABD’li bakan/sekreterlerin mal varlıklarına, Trump Towers’a el koymalı. ABD’den alınacak olan 11 milyar dolarlık yolcu uçağı alımını da durdurmalıdır. ,Bu iş yakışıksızdır, uluslararası hukuka aykırıdır, güçlülerin hukuksuzluğudur. Ancak bir rahip konusu nedir, ne değildir? ABD bu cüreti nereden bulmuştur? Bu süreçte perde arkasında yapılan pazarlıklar nedir? Bu tartışmayı önümüzdeki günlerde tabii ki yapacağız. Çünkü şeffaflık Büyük Türk Milleti’nin bilme hakkına saygıdan öte, ona karşı mecburiyettir. ,Çıray yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı: ,Çıray, "AK Parti Hükûmeti’nin; karşılık gelen ABD’li bakan/sekreterlerin mal varlıklarına, Trump Towers’a el koymalı. ABD’den alınacak olan 11 milyar dolarlık yolcu uçağı alımını da durdurmalıdır" dedi. ,İYİ Parti Genel Sekreteri Aytun Çıray, açıklamasını şöyle sürdürdü: ,İYİ Parti Genel Sekreteri ve Sözcüsü Dr. Aytun Çıray Türkiye –ABD arasında yaşanan “Brunson krizi” hakkında partisinin resmî görüşünü açıkladı. ,İYİ Parti Genel Sekreteri ve Sözcüsü Dr. Aytun Çıray, ABD'nin yaptırım kararıyla ilgili partisinin görüşünü açıkladı.,İYİ Parti’nin ABD’nin tavrını kınadığını belirten Aytun Çıray “İYİ Parti olarak öncelikle ifade etmeliyiz ki, ABD’nin bu yakışıksız olduğu tavrını kınıyoruz, müttefiklik anlayışına aykırı buluyoruz. Bizim için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bağımsızlığı ve Türk milletinin özgürlüğü her türlü değerlendirmenin üzerindedir. Ülkemizin varlığı ve bütünlüğünü ilelebet devam ettirecek bir siyasetin yılmaz savunucusu olarak varoluşsal değerlerimizin korunması konusunda dışarıdan gelecek tehditlere karşı birlik beraberlik ruhu içinde olacağız; ancak Türkiye’yi yönetenlerin de milletimizin egemenlik haklarını ve hukukunu koruyup koruyamadıklarının yakın takipçisi olacağız. İYİ Parti dış politikayı megafonla yapmayacaktır” dedi. ,“ABD ile ilişkilerimizde ortaya çıkan bu istenmeyen durumu birlik ve beraberlik ruhu içinde aşmamızın iki temel şartı vardır. Birincisi demokrasinin gerektirdiği şeffaflık içerisinde başta muhalefet partileri olmak üzere milletimizin bilgilendirilmesi, ikincisi mutlak güçler ayrılığına dayalı, yargının bağımsız olduğu, tartışmasız bir hukuk ve kanun devleti olmak. ,“Amerika Birleşik Devletleri, ‘Başkanın talimatıyla Hazine Bakanlığı, Papaz Brunson'ın tutuklanması ve hapsedilmesinde rol oynayan Türk İçişleri ve Adalet bakanlarına yaptırım getiriyor’ dedi. Rahip Andrew Brunson hakkında ülkemizde sürdürülmekte olan adli süreçle irtibatlı olarak ABD Hazine Bakanlığı’nca İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül hakkında alınan yaptırım kararı aldı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milletimizi hedef almıyor olsa da adı geçenlerin sıfatlarından ötürü konu Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri ilişkilerini doğrudan ilgilendirmektedir.” ,“Herkes bilmelidir ki, İYİ Parti’nin dış politika konusunda AK Parti yönetimlerini eleştiriyor olması dış devletlerin yanında yer aldığı anlamına gelmez” diyen Aytun Çıray şunları kaydetti: ,“Türkiye kamuoyunun bildiği gibi geçmişte de zaman zaman ABD'yle karşı karşıya gelinmiştir. 1975’de Türkiye’ye konulan ambargonun kalkmaması üzerine merhum Demirel’in başında olduğu Hükûmet üslere el koymuştur. Ambargoyu kaldırdıktan sonra da üsler bu defa Türkiye'nin hükümranlığına geçerek yeniden açılmıştır.