Bakan Ersoy: 'Ses getirecek tanıtım kampanyaları yapacağız'

Düzenleyen:
Bakan Ersoy: 'Ses getirecek tanıtım kampanyaları yapacağız'

GÜNDEM Haberleri

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye'nin yeni tanıtım stratejisine ilişkin, "Reklam ve tanıtım bütçemizi ciddi oranda artıracağız. Reklam kampanyalarımızın şeklinin değiştiğini göreceksiniz. Çağa uygun 'youtuber'lar, 'trendsetter'lar gibi sosyal medyada ses getirecek tanıtım kampanyaları yapacağız." dedi.

Bakan Ersoy, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir  araya geldiği toplantıda açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Turizm sektörüne ilk adımı 1985'li yıllarda, yatırımcı olan babasının  kendisine ait tatil köyünü "otelcilik zor işmiş, bana göre değilmiş." diyerek  kiraya vermesi üzerine, 17 yaşında ikiz kardeşiyle hem rehberlik hem de öğrenci  turları yaparak attığını belirten Ersoy, üniversiteyi bitirmelerinin ardından da  ETS Tur'u kurduklarını ifade etti.

Ersoy, o dönemlere ilişkin, "1997'de pazar lideri olduk, 99'da da işte  bu şirketi kurma amacımız, turizme başlama amacımız olan oteli kiracısından geri  aldık, geri aldık derken babama en iyi teklifi biz verdik, en iyi teklifi biz  verdiğimiz için aldık. Yani bizde hiç öyle şey yok, evlada kıyak geçeyim, şöyle  yapayım falan böyle şeyler yok, doğrusu da odur zaten." diye konuştu.


Ardından da otel işlerini büyüttüklerini, havacılık sektörüne  girdiklerini firmaların çok büyümesiyle kardeşi Murat Ersoy ile 11 yıl önce  firmaları ayırdıklarını aktaran Ersoy, "2018'de de açıkçası Sayın  Cumhurbaşkanımızın davetiyle 9 Temmuz'da Turizm Bakanlığına kendisi beni öngördü.  Açıkçası 11 Temmuz itibarıyla da yönetim kurullarındaki  bütün görevlerimi icra  kurulundaki arkadaşlarıma devrettim, artık sadece hissedar olarak duruyorum  şirketlerimde. Bir bakıma da güzel bir şey oldu, şirketler kurumsallaşmaya ne  kadar hazır olduğunu ispat etti." değerlendirmesini yaptı.

Ersoy, "Sektördeyken birgün Bakan olacağınızı düşündünüz mü?"  sorusuna, "Ben şimdi şikayet etmeye geliyordum hep, hani 'çok mu şikayet  ediyorsun, çok mu biliyorsun, al o zaman gel de yap' gibi oldu. Ama masanın bu  tarafı farklı, ben arkadaşlara da söylüyorum, daha doğrusu sektöre söylüyorum, bu  tarafa gelince anlıyorsunuz." yanıtını verdi.

"CİROYLA İŞ ÇEVİREN YATIRIMCI ÇOK TEHLİKELİ"

Bakan Ersoy, turizmde yapılacak yapısal dönüşümler ve yeni  stratejilerin neler olduğuna ilişkin soru üzerine, turizmin birçok paydaşının da  bulunduğuna ve bunların tamamının kademeli olarak düzeltilmesi gerektiğine işaret  etti.

Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim en büyük sıkıntımız, dikkat ederseniz ben o yüzden diyorum hep,  'ben teşviklere karşıyım', yani taşıma suyla değirmen döndürürseniz,  komşularınızdan biri öksürdüğü zaman sizin su akarı duruyor, o zaman da sadece  böyle ciroyla iş çeviren yatırımcılar var. Ciroyla iş çeviren yatırımcı çok  tehlikeli. Adamın hiçbir gücü yok, ilk yaptığı ne, cansiparane fiyatı kırıyor.  Fiyatı bir kırıp aşağı çekmeye başladığı zaman, hani boğulan bir insan panik  yapıp aşağı çeker ya bu sefer yüzme bileni de aşağı çeker batırır, böyle bir  sıkıntıya sebebp oluyor sektörde. O yüzden biz bir kere bedava iş yapmamalıyız, kimseye  bedava bir şey vermememiz lazım. İkincisi bunu bir iş gibi görmemesi lazım. Bu  bir ticaret, bu gerçek bir sektör ya doğru yapacak ya kurallarına göre yapacak ya  da…"

Farklı sektörlerde iş yapan bazı yatırımcılarda "Bir tane de yazlığım  olsun gibilerinden bir otelim olsun, kendi kendine bedavaya gelsin." yönünde  eğilimlerin oluştuğunu belirten Ersoy, turizmin profesyonelce yapılması  gerektiğini ve bunun en önemli unsurunun iyi yetişmiş insan kaynağı olduğunu  anlattı.


Türkiye'nin 80'li yıllarda "her şey dahil" konseptini geliştirerek,  mas (kitle) turizmde markalaştığını anımsatan Ersoy, "Mas turizmde gerçekten bir  başarı yakalandı, bu sene inşallah 40-42 milyon sayılarına ulaşacağız, gerçekten  büyük bir rakam. Şimdi buradaki misyonunu Türkiye bence tamamladı, şimdi biz  artık sektörün yeni bir kısmına, ikinci etabına geçmemiz lazım. Mas turizmle  paralel olarak nitelikli turist, nitelikli turizme geçmemiz lazım." açıklamasını  yaptı.

Bunu "mas turizmi bitirelim" anlamında söylemediğini vurgulayan Ersoy,  "Mas turizmle devam edeceğiz ama nitelikli turizme geçişi başlatacağız hızlı bir  şekilde." diye konuştu.

Charter turizmde de çok hızlı düzelme ama işler kötü gittiğinde de  hızla aşağı inme gibi bir sıkıntı bulunduğunu belirten Ersoy, bu açıdan "tarifeli  direkt seferler" ve mümkünse "business class tarifeli seferleri" başlatma  düşüncelerinin bulunduğunu aktardı.

"SOSYAL MEDYADA SES GETİRECEK TANITIM KAMPANYALARI YAPACAĞIZ"

Tanıtım stratejisiyle ilgili de Ersoy, "Tanıtımda şimdi hep bir endişe  var; ya işte şundan vazgeçersem sektörden çığlık kopar, bilmem ne kopar. Şimdi  arkadaşlar, Türkiye'nin sınırlı kaynağı var, çok da büyük beklentileri var  özellikle turizmde. Biz hala şu ne der, bu der diye endişeyle davranırsak  çözemeyiz işi. Mesela 'offline' tanıtıma çok önem verildi bugüne kadar, doğruydu  da, ama artık geldiğimiz çağda 'offline'ın çok çok etkisi yok."  değerlendirmesinde bulundu.

Offline tanıtımı belli ölçülerde tutarak, dijital ve sosyal medyayı da  ön plana alacak başka çalışmalar da yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Bakan  Ersoy, şöyle devam etti:

"Mesela önemli fuarlarda kalmaya devam edeceğiz, olduğumuz yerde çok  düzgün lansman yapacağız ama gerekli olan yerlerde olacağız, reklam ve tanıtım  bütçemizi ciddi oranda artıracağız. Bakın ben 'reklam-tanıtım bütçemizi  azaltacağız' demiyorum, ciddi oranda artıracağız. Gereksiz yaptığımız birçok  işten ayrıştırıp buraya koyacağız. 2019 itibarıyla reklam bütçelerimizin ciddi  şekilde arttığını göreceksiniz, reklam kampanyalarımızın şeklinin değiştiğini  göreceksiniz. Çağa uygun 'youtuber'lar, 'trendsetter'lar gibi sosyal medyada ses  getirecek tanıtım kampanyaları yapacağız. Türkiye'nin algısını değiştirecek,  turizm algısını değiştirecek çalışmalar yapacağız. Bununla ilgili hazırlıklarımız  devam ediyor, 2019 Ocak ayı itibarıyla görmeye başlayacaksınız bu değişimleri."

Bu noktada tarifeli sefer yapılan, ağırlık verilen destinasyonların da  üzerinde duracaklarını belirten Ersoy, hangi ülkelerin tercih edileceğine ilişkin  de "Türkiye'ye en çok yolcu veren top 10'a ilk etapta konsantre oluyoruz, top  20'ye kadar çıkarmaya çalışacağız, hani ilk hedefte top 10. En çok, baktığınız  zaman görürsünüz; Rusya, Almanya, bir sürü ülke var zaten, İngiltere, Hollanda."  yanıtını verdi.

"ÇOK DAHA SADE BİR BELGELENDİRME SİSTEMİNE GEÇİYORUZ"

Bakan Ersoy, tatil beldelerinde "5 yıldızlı", "İslami" otel şeklinde  olan ama klimaları bile çalışmayan bazı otellerin bulunduğunun ve bu otellerin  belgelendirmelerinin belediyelerce de yapıldığının anımsatılması üzerine, şu  görüşlerini paylaştı:

"Bununla ilgili bir çalışmayı imzaladım ben, başladı Bakanlık. Şöyle  bir sıkıntımız var; Türkiye'deki otellerin üçte biri turizm belgeli, üçte ikisi  belediye belgeli. Şimdi niye öyle, önce ona baktım gelir gelmez. Ana sebebi;  bizim belgelendirmemiz çok ağır. Çok daha sade bir belgelendirme sistemine  geçiyoruz, hazırlıklarımız başladı, sınıflandırmayla ayrıştıracağız. Yani belge  almak çok kolay olacak, sınıflandırma kısmında farklılık oluşturacağız. Yeni  belgelendirmede konseptin de sınıflandırıldığı bir belgelendirme sistemine  geçeceğiz, ondan sonra gerçek yıldızları görmeye başlarız diye düşünüyorum."

BOOKİNG.COM VE UBER KONUSU

Bakan Ersoy, booking.com ve Uber uygulamasıyla ilgili bir soru  üzerine, bunların "dijital kapitülasyonlar" olduğunu vurgulayarak, "Bir tek  kurşun atmadan sizin ülkenizin ticari haklarına müdahil olmaya başladılar. Bakın  bugün Uber olsun, Booking olsun, bu tarz rezervasyon motorları olsun, bu  platformlar olsun baktığınız zaman mesela Booking de Türkiye'de şirketini açmış,  hiç iyi niyetli yaklaşmıyor konuya." diye konuştu.

Booking'in Türkiye'de şirketini açtığına ama faturasını "vergi  cenneti" Amsterdam'a kestiğine ve hatta kurucularının da ABD'li olduğuna değinen  Ersoy, "Çok güzel bir dijital kapitülasyon. Ondan sonra Trump geliyor diyor ki;  ben senin çeliğine şu kadar şey yapacağım, burada adam dijitalden vergisiz… İşin  bu kısmı bu devletle halledilmesi gereken. Ama şimdi bakın ben Bakanlık şapkamı  bırakayım, sektör şapkamı giyeyim. Çuvaldızı biraz da kendinize batıracaksınız  sektör temsilcisi olarak. Bu 12 yıl önce geldiği zaman, 14 yıl önce geldiği zaman  biz sektör olarak önlem almamız lazımdı, bu teknolojiyi bizim de yapmamız  gerekiyordu." ifadelerini kullandı.

"MÜZELERİMİZ ÇOK UCUZ"

Kültür alanında yapılacak çalışmalara yönelik soru üzerine Ersoy,  gelecek yıl tanıtımda arkeolojik, kültürel değerleri de ön plana çıkaracaklarını  kaydetti.

Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) binasının da  yüzde 70'inin tamamlandığını anlatan Ersoy, aynı zamanda müzelerle ilgili  "yaşayan müze" konseptine geçmeye çalıştıklarını bildirdi.

Bakan Ersoy, müzelerin giriş fiyatlarına yönelik Müzekart'ın fiyatının  en pahalı müzenin giriş fiyatının 5 lira üstü olarak belirlendiğine işaret  ederek, şunları  söyledi:

"70 lira karşılığında bir yıl boyunca sınırsız bizim bütün  müzelerimizi ziyaret edebiliyorsunuz. Yani ayda bir kere gitseniz, hani iyi bir  müze severseniz ayda dört kere gidersiniz de bir kere gitseniz ortalaması 6  liraya geliyor arkadaşlar. Yani biz Türk misafire, Türk ziyaretçiye böyle bir  koruma kalkanı oluşturduk. 6 lira hiçbir şey değil. Yani bence yüzde 50 zam  yapılması şart, bence daha fazla zam yapılması lazım, çünkü döviz bazında  dünyayla kıyasladığın zaman bizim müzelerimiz çok ucuz ve bunun büyük bir kısmı  yabancı ziyaretçi. Şimdi ben 'Türk ziyaretçi müze kartı bir türlü algılayamıyor  'diye yabancı ziyaretçiden elde edeceğim gelirden olup, o müzenin bakımını,  onarımını, temizliğini yapmayayım mı? Ama hep kötü tarafından çekilmeye  çalışılıyor, bizi rahatsız eden bu. Biz zaten koruyoruz Türk ziyaretçiyi. Hani  oraya da zam yaptık, ama ona niçin zam yapıyoruz? Çünkü müze kartın bir esprisi  var, müze kart en pahalı müze neyse onun 5 lira üstü, öyle bir mantalitesi var."

Ersoy, bir soru üzerine nitelikli turisti getirebilmek için de  yapılaşmanın da çevreye uyumlu bir şekilde olması gerektiğine değinerek, Ayder  yaylası için bir proje hazırlandığını, yoğunluğu azaltan, alt yapıyı da  kuvvetlendiren bir çalışmanın çok kısa bir süre içerisinde hayata geçirileceğini  aktardı.

Bu noktada betonlaşmanın söz konusu olmadığını, kaçak yapıların da  yıkılacağını açıklayan Bakan Ersoy, "İmar barışında aslında hassasiyetle  vurgulanan şey bu; son barış hani bundan sonra artık herkes kurala uymak zorunda.  Çevreye, Avrupa'ya uyumlu bir Türkiye oluşturulmaya çalışılıyor derdimiz aslında  bu. Uymayan da görecek uygulamaları. Artık yeni teknolojiyle öyle kolay kolay  yapamazsınız kaçak yani saklayamazsınız yaptığınız kaçağı öyle söyleyeyim,  yaparsınız da saklayamazsınız." diye konuştu.

Düzenleyen:  - GÜNDEM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...