Batan kurumun malları bunlar!

Batan kurumun malları bunlar!

GÜNDEM Haberleri

Tayyare dükkânlarının 750-800 bin dolar civarında kirası var ama kurumun eline yarısı bile geçmiyor. Keskin Holding, Keskin Holding’in kredi çektiği Denizbank, mal ve hizmet aldığı alacaklıları ve THK’nın kredi çektiği Odeobank kiracıların ensesinde boza pişiriyor.

HABER MERKEZİ

Yangın söndürme uçakları polemiğiyle gündeme gelen Türk Hava Kurumu’nda (THK) skandal yolsuzluk tek tek gün yüzüne çıkıyor. Kurumda yolsuzluk faturası 440 milyon lirayı buluyor. Kuruma açılmış hâlen 20 dava devam ediyor ve yakın zamanda bu davalara 22 dava daha eklenecek gibi gözüküyor. 1 milyar liralık borç batağına saplanan THK’nın sahibi olduğu Laleli’deki Harikzadegân apartmanlarının başına gelenler ise tam bir yılan hikâyesi...

SULTAN’IN EMRİYLE...
İstanbul’daki ilk toplu mesken olan bu binalar Sultan Vahideddin’in emri ile 1918 yangınında yersiz yurtsuz kalan fukara için yapılıyor. Bulunduğu sokak hâlen Harikzâdeler (yangın mağdurları) adını taşıyor. İnşaat bitinceye kadar (1922) devir değişiyor, Cumhuriyeti kuranlar binayı Tayyare Cemiyeti’ne vermeyi münasip buluyor. Semt mutena, mimari şahane, haliyle güzelim mekân garip gurebaya kalmıyor. Rejimle geçinenler, birer daire kapıyor.
Kurum da topladığı kiralarla faaliyet gösteriyor sözüm ona.

BAVUL TİCARETİ
Seksenli yıllarda havalide bavul ticareti canlanıyor. Rus, Polonyalı, Yugoslav turistler Lâleli’ye koşuyor. Mahalle meskûn mahal olmaktan çıkıyor, oteller mağazalar açılıyor. Henüz İstanbul’un yatak kapasitesi çok düşük, Besim Tibuk “Tayyare Apartmanlarından güzel otel olur” deyip kurumla el sıkışıyor. Bina sil baştan elden geçiyor ve misafir ağırlamaya başlıyor.
Otelden başka 13 tane daha dükkân var ki bunların kiralarını da Net Holding topluyor. Ne çevredekilerden düşük ne de fazla, makul ücretler talep ediyor.  Ancak birileri araya girip kurumu ayaklandırıyor. THK dava açıyor ve Besim Bey apar topar tahliye ediliyor. Hatta o gece otelde konaklayan turistler dışarı çıkarılıyor. THK, binanın işletmesini daha az fiyat teklif etmesine rağmen Naz Giyim adlı bir firmaya veriyor. Onlar da tamirat yapıyorlar ancak bina tarihi değerinden uzaklaşıyor. Naz Giyim kiracıların çoğunu çıkartıyor, sadece astronomik rakamlara tahammül edebilen birkaç esnaf kalıyor.

ELDEN ELE...
Henüz davalar, itirazlar sürerken, Naz Giyim binayı Keskin Holding’e devrediyor. İhale filan yok, başkan inisiyatif kullanıyor, tek imzayla işi bitiriyor.
Usulsüzlük bir yana el değiştirme dönemlerinde esnaf hayli sıkıntı çekiyor. Yok elektrikler kesiliyor, yok vanalar kapatılıyor, kiracı borcunu ödediği hâlde mağdur ediliyor. Keskin Holding THK yönetimini nasıl ikna ettiyse ediyor ve binayı elinde tutma süresini 2055 yılına kadar uzatıyor. Yani en az 35 yıl daha kullanma hakkı bulunuyor. Bu arada Denizbank’tan kredi çekiyor ve kiraları temlik ediyor.
Kiracılar birkaç yıl kiralarını Denizbank’a ödüyorlar ama bu sefer THK binayı ipotek ederek Odeabank’tan kredi alıyor. Bankaya borcunu ödeyemeyince bir de onlar yükleniyor.  Avukatlar gelip gidiyor, müşterilerin yanında haciz işlemi başlatıp mal sayıyorlar. Esnaf mahcup, mahzun, ticari itibarları zedeleniyor. “Ne o batıyor musunuz yoksa?”

KİME NİYET…
Görünen o ki Odeabank kira ile uğraşası değil mülkü satmayı düşünüyor. Şu anda 10’uncu icra dairesi satış işlemlerini başlattı, yani bina eninde sonunda THK’nın elinden çıkacak. İyi ama hangi alıcı kendine 2055 yılında teslim edilecek bir mülke para verir ki? Eğer üç on kuruşa kapatmıyorsa...
Esnaflar diyor ki: THK adına Keskin Holding, Keskin Holding’e mal ve hizmet veren alacaklılar, Denizbank, Odeobank… Dört taraftan kuşatılmışız hepsi de bizden para istiyor. Habire haciz, icra, tebligat, tutanak… Polisler, maliyeciler, icracılar…
Artık ezberlemişler, kapıda avukat gördüler mi “seksen dokuza bir mi” diye soruyorlar.  Bu arada yağmanın içinde olan bazı avukatlar FETÖ’den tutuklanmış, ipin ucu okyanus ötesinde, işler iyice sarpa sarıyor.

GİTTİ GİDER
Kiracılar “Biz THK kiracısı olmak istiyoruz ama kurum buradan çoktan vazgeçmiş, bir daha da ele geçirebilmesi mümkün görünmüyor. Umursamıyorlar, nasıl olsa tasfiye edileceğiz havasındalar. İşletmeyi devrettikleri günden beri dönüp bir daha binaya bakmadılar. Böyle zarif bir eserin haciz mevzuu olması çok acı. Bir onun, bir bunun eline geçiyor. Kimse tamiratla ilgilenmiyor. Rant hırsı mekânı perişan etti, çürüyüp gidiyor. 10 yıldır boyanmadı, biz boyatalım dedik, ona da izin vermiyorlar”.
Sultanahmet ve Veznecilerde bombalar patlayınca semt ölü sessizliğine bürünmüş. Civardaki mal sahipleri esnaftan aylarca kira almamış, bazıları indirime gitmiş, kiracılarına soluklanma fırsatı sunmuşlar.
THK ise adeta duvar. Aracılar kaba davranmış “öderseniz ödersiniz kardeşim, ödemezseniz çıkarsınız” demişler tehditvari bir üslupla.
Şu anda Tayyare Apartmanlarında oturanlar komşularına göre %70 daha fazla ödüyor. Rayiç tespiti yaptıramıyorlar, karşılarında muhatap yok zira. Binanın sahibi, işletmecisi, alacaklısı, vereceklisi karmakarışık. Düşünün bankalar bile kiraya dayanamıyor, çıkmak için yer bakıyorlar.
Bütün mesele THK’nın kötü yönetilmesinde. Neye istinaden bu kadar borç almış, niye ödememiş? Ceremesini esnaf çekiyor.
İhtimal bina bir kere daha el değiştirecek. Gelen yine çıkın diyecek ya da kira artış talebinde bulunacak. Çay kaşığı ile toplayıp kepçeyle veriyorlar. Rantçılar esnafın ensesinde boza pişiriyor.

NET HOLDİNG “VAZGEÇMEDİK!”
Tayyare Apartmanları metruk iken; Göksel Denizcilik Ticaret A.Ş. tarafından kiralanıyor. (1985) Yap işlet devret, mantığı ile 22 yıllığına...
Besim Tibuk 27 milyon dolar harcıyor ve iki yıl sonra Ramada Laleli hizmete giriyor.
1993 yılında adı Merit Antique olarak değişiyor.
Otel dikkat çekecek kadar şık olunca talibi artıyor ve kendilerini birden bire dışarıda buluyorlar.
Net holding yaşadıkları tahliyenin “bilgileri dışında, şahsi çıkar elde etmek gayesiyle, gayrı nizami biçimde” gerçekleştirildiğini iddia ediyor.
“02.05.2005 tarihinde yapılan ihalede, kira sözleşmesine göre şirketimizin rüçhan hakkı bulunduğu halde öncelik kullandırılmadı. Daha az teklif veren ve otel işletmeciliği ile ilgisi bulunmayan Naz Giyim Ltd. Şti.’ne verildi” diyorlar.
“...sözleşme ve protokollerle oteli ele geçirme oyunlarının, bunun için gerekli zeminin nasıl hazırlandığının ve güzide kurumun nasıl borç zafiyetine uğratıldığının yetkililerce denetim ve tespitinin yapılması gerekmektedir. Net Holding olarak 2003 yılından bu yana hukuk mücadelemizi devam ettirmekteyiz. Haksız tahliyenin yapıldığı dönemin incelenmesi halinde, Yönetim Kurulu Başkanımız Besim Tibuk’un özellikle 28 Şubat döneminde askeri vesayete ve darbeci zihniyete karşı cesurca mücadele verdiği hatırlanacaktır. Türk Hava Kurumu yöneticileri ile ilgili son dönemde çıkan; içinde istifa, tehdit ve FETÖ suçlamaları barındıran haberler düşündürücüdür. Bu dava hukuk fakültelerinde “hukuk cinayeti vaka incelemesi” olarak okutulmalıdır.

HAKSIZ KAZANÇ VAR!
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, THK’da yaşanan krize dikkat çekmiş, “Kurumun sahibi olduğu 65 otelin satıldığı, liyakat sahibi yönetici ve çalışanların kurumdan atılarak, liyakatsiz ve yetersiz kişilerin kuruma doldurulduğu, bu işlerden haksız kazanç sağlandığı hatta şahsi harcamaların bile kuruma ödettirildiği suç duyurularına yansıdı”  ifadelerini kullandı.

THK VE KIZILAY’A USULSÜZLÜK SORUŞTURMASI
İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nce, Türk Hava Kurumu (THK) ve Kızılay Derneği’nde yapılan denetimlerde belirlenen usulsüzlüklere ilişkin sorumluluğu bulunan yöneticiler hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Açıklamada, THK’nın borçlanılabilecek miktarın çok üzerinde borçlandığı belirtilerek, “Satın almak yerine 5 yıllığına kiralanan uçak ve helikopter için yapılan ödemenin, satın alma değerine eşit olduğu, THK’ya ait bazı demirbaşların THK Havacılık Vakfı çalışanlarınca satıldığı, 10 adet uçağın satış ihalesine ilişkin belgelerin ibraz edilemediği, 9 taşınmazın değerinin çok altında satıldığı, yurtdışından alınan bazı yardımların mülki idare amirliğine bildirilmediği tespit edilmiştir” denildi.
Kızılay ile ilgili de, “İçecek şirketindeki mal giriş ve çıkış formları arasında uyumsuzluk olduğu, Kızılay’ın pazarlama şirketindeki hisselerinin tamamının 2008 yılında başka bir şirkete devredilmesine rağmen bayilerden alınan teminatların Kızılay’ın ortağı olduğu içecek şirketine devredilmediği gerekçesiyle Kızılay’ın zarara uğratıldığı tespit edilmiştir” ifadeleri kullanıldı.

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...