Bahçeli açıkladı: MHP'nin beş hedefi

Düzenleyen:
Bahçeli açıkladı: MHP'nin beş hedefi

GÜNDEM Haberleri

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partinin grup toplantısında partisinin yeni dönemde stratejik hedeflerini açıkladı.

Konuşmasına kurultayla MHP'nin yenilendiğine temas ederek başlayan Bahçeli "Çok şükür ayrık otlarından arına arına kabuğun içinde saklı duran özü çıkardık. Öz değerlerimizle, özgüven içinde geleceği kucaklamak için atılganlık ve cesaret gösterdik. Kumpas duvarlarını berhava ederek kutlu davamızı onun bunun doymaz kursağına bırakmadık, onun bulun melun emeline peşkeş çekmedik" diye konuştu.

Bahçeli, Geleceğe dönük 5 aşamalı rotamızı çizmiş durumdayız" dediği hedeflerini şöyle açıkladı:
1- Türk tipi başkanlık modeline sahip çıkmak, kökleşmesine hizmet etmek.
2-Sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir bir anayasa hazırlığı ikinci stratejik hedefimizdir.
3-Yerli ve milli bir ekonomik sistemin ihyası ve inşası üçüncü stratejik hedefimizdir.
4-Cumhur İttifakı'nın içinde terörle amansız mücadeleye, son terörist kanlı silahıyla ele geçirilinceye kadar destek vermek, Türk milletin şiddet ve dehşet sarmalından çıkarmak dördüncü hedefimizdir.
5-Hem ülkemizde hem de küresel ve bölgesel zeminde, diyalog, barış, sükûnet ve istikrar beşinci stratejik hedifimizdir.

Rüyalarında darı ambarı düşlüyorlar
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli (Sonbaharda seçim olur) diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na "Rüyalarında darı ambarı düşlüyorlar. Kılıçdaroğlu ve İP’e dolanmış yoldaşları, boşuna heveslenmesin, boş yere umutlanmasın, seçim zamanında yapılacak, bu millet ufkunu karartan zilleti önüne kattığı gibi kaçtığı yere kadar kovalayacaktır" diye cevap verdi.

Kara propaganda
Bahçeli, Harp Okulları Yönetmeliğinde değişiklik için "TSK'nın töhmet altında bırakılması, irticai tehditlerin odağı haline geleceğinin yüzsüzce ifade edilmesi tepeden tırnağa kara propagandadır" ifadesini kullandı. Harp Okulları Yönetmeliği’nde düzenlenen giriş kriterleri arasından, irticai görüşleri benimsememiş olma halinin Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak düzenlenmediğinden çıkarılmasının bildik ezberleri tekrar alevlendirdiğini vurgulayan Bahçeli, “Bunun yerine de, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı ya da bunlarla irtibatı olmamak şartı getirilmiştir. Asker ocağı Peygamber ocağıdır. Düşmanın üzerine Allah Allah nidasıyla yürüyen kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin töhmet altında bırakılması, irticai tehditlerin odağı haline geleceğinin yüzsüzce ifade edilmesi tepeden tırnağa kara propagandadır. Bu konuda duyarlı olduğunu iddia eden herkese soruyorum: 15 Temmuz’da yaşanan ve bu hunhar işgal girişiminin tarafı olan terör örgütünün, TSK’ya nasıl yuvalandığına dair bir fikri ve kanaatleri var mıdır? Madem irticai faaliyetlere karşı bu kadar hassastınız, o zaman FETÖ’nün 1980’li yılların başından itibaren askeri okullara nasıl sızdığını, örgüt üyelerinin nasıl kamufle olduklarını ne çabuk hafıza kayıtlarınızdan çıkardınız? CHP’nin isnatları, bazı kiralık kalemlerin yorumları, bazı gazetelerin yayınları sanaldır, yavandır, gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Bu zillet cephesine soruyorum; Müslüman Türk milletinin inançlarından ne istiyorsunuz? Türkiye’yi inanan-inanmayan, laik-anti laik diye kamplara ayırdığınız yetmedi mi? Camilerin bombalanacağını şerefsizce gündeme taşıyan FETÖ’cülerin peşine takılmaktan, onların piyonu olmaktan utanmadınız mı?” diye sordu.

İslam düşmanlığına tahammülümüz yok

Türkiye’nin laik, sosyal, demokratik ve hukuk devleti olduğunu hatırlatan Bahçeli, şunları aktardı: “Ancak irtica tehlikesini kılıf yaparak estirilen İslam düşmanlığına tahammülümüz da söz konusu olamayacaktır. Ne gariptir ki, milli ve manevi her meselede muhalif tavrını gösteren CHP; konu HDP oldu mu, sıra egemenlik haklarımıza ve terörle mücadeleye geldi mi kahredici bir üslup takınmaktadır. Kılıçdaroğlu diyor ki, HDP’ye dokundurmam. Kılıçdaroğlu diyor ki, HDP’nin yanlışı olursa söyleriz. Bu durumda akla gelen ilk ihtimal, HDP’nin CHP’ye iltihak hazırlığı içinde olması, sonuçta PKK’nın siyasi ayağının CHP’de tecellisidir. Kılıçdaroğlu, anlaşılan HDP’yle süren yasak ve kanun dışı ilişkiyi resmileştirme arzusundadır. Yeni isim olarak da ‘Cumhuriyet Halk ve Halkın Partisi’ni tercih etmesi hiç kimseyi şaşırtmamalıdır. Kılıçdaroğlu’nun kollarını açarak HDP’nin önünde zırh olması hiçbir gerçeği değiştirmeyecek, işleyen hukuki süreci durdurmaya kafi gelmeyecektir. Biz PKK eşittir HDP diyorduk, meğer kanlı denkleme CHP de bodoslama girmiştir. Kılıçdaroğlu’nun HDP’nin yanlışı olursa söyleriz ifadesi tam bir hezeyan, tam bir aymazlık, tam bir sefillik örneğidir. Sayın Kılıçdaroğlu, HDP’nin ihanet ve yanlışlarını herkes gördü de bir tek sen mi görmedin? Yazık sana, yuh olsun senin zihniyetine. Dokundurmam dediğin HDP, kuklası olduğu PKK’yla vatanımıza dokundu, evlatlarımıza dokundu, huzurumuza dokundu, milli birlik ve beraberliğimize dokundu. Haberin oldu mu? Bundan dolayı vicdanın sızladı mı? Dokundurmam diyorsan, ihanete ortaksın demektir. Dökülen kanlarda, alınan canlarda payın var demektir. Ve sorulacak hesap da Allah şahittir, namusumuza emanettir.” 

Konuşmasında İstanbul Sözleşmesini de değerlendiren MHP Lideri şunları ifade etti:
"Öyle bir istismar kampanyası devrededir ki, kadına şiddet sanki cezasız ve yaptırımsız kalacak; taciz, tecavüz ve saldırıların önü açılacaktır. Bu sakat, sorumsuz ve sinsi propagandanın sistematik şekilde körüklendiği açıktır. Şu hususun da altını kalın bir şekilde çizmek isterim: Milliyetçi Hareket Partisi kadına yönelik şiddeti ön şartsız reddetmektedir. Canilerin hak ettiği cezayı bulması insanlık onuruna saygının bir gereğidir. Ancak sabahtan akşama kadar televizyon ekranlarından şiddeti teşvik eden program, haber ve dizileri de aynı oranda kınadığımızı söylemek boynumuzun borcudur. Bilhassa televizyon dizilerinden kadınlara uygulanan şiddet sahnelerinin kesilmesi, aynı şekilde toplumsal duyarlılığın ve farkındalığın tahkimi bize göre çok acil bir ihtiyaçtır. İstanbul Sözleşmesi beklentileri karşılayamamış, sadra şifa olamamıştır. Dahası mezkur sözleşmenin toplumsal cinsiyet kimliğine ilişkin hükümleri aileyi, manevi değerleri, toplumsal düzen ve dengeyi tehdit etmiştir. Sözleşmeyi imzalayıp taraf olmak kadar, çekilmek de imzacı bir ülke adına haktır, hukuki bir tasarruftur. Bu itibarla, İstanbul Sözleşmesi’nin yayınlanmış bir Cumhurbaşkanlığı Kararıyla feshi doğru ve yerinde bir uygulamadır. Kadın haklarını yalnızca sözleşmeye bağlı görmek, bahse konu feshin arkasından feci sonuçların doğacağını iddia etmek cehalet olduğu kadar bilinçli bir saptırmadır. İstanbul Sözleşmesi’nin bir maddesini bile okumayanların, bu kapsamda tahrik ve tahrip diline saplanması acıklı ve ahlaksız bir halin varlığına delildir, vahim bir işarettir. CHP yönetimi, parti teşkilatlarını saran taciz vakalarını unutmuş gibi davranarak kasten suyu bulandırmaktadır. Ve Danıştay’ın kapısına dayanmıştır. İP aynı havadadır. HDP deseniz aynı tavdadır. Zillet ittifakı sürekli krize oynamaktadır. Her tartışmadan nemalanma çabasındadır. Fakat her seferinde de baltayı taşa vurmaktadır” . 

 

Uygur Türklerinin hüznü yüreğimizde

 Milliyetçi Hareket Partisi’nin, Uygur Türkleri’nin kanayan yarasına yabancı başkentlerin prizmasından bakmayacağını, bakamayacağını aktaran Bahçeli, “MHP, Washington’un gözüyle Pekin’i şekillendiremez, Pekin’in gözüyle de Washington’u kavrayamaz. Türkmeneli davasına Barzani küstahlığıyla yaklaşmaz, yaklaşamaz. Kıbrıs Türklüğü’nün hak ve çıkarlarını Rum palikaryasının veya küresel baskı gruplarının dayatmalarıyla ele almaz, alamaz, almayacaktır. İnançlarımız, ilkelerimiz ve ülkülerimiz ne diyorsa ona göre hareket ederiz, ona göre duruş sergileriz. Herkes haddini bilsin, atacağımız taşı da biliriz, yiyeceğimiz aşı da biz seçeriz. CHP böyle demiş, İP şöyle demiş, HDP şunu söylemiş bizim için sadece gürültü kirliliğidir. Türkmeneli’ne Kürdistan diyenler tarihin çöplüğüne atılmış çürükler, küresel emperyalizme maşalık yapan çarpık zihniyetlerdir. Türkmeneli Türk’tür, Türk’ün ta kendisidir, ebedi öz yurdudur. Türk’ün Şii’si, Sünni’si, yani mezhepsel ayrımı değil; bayraklaşmış tarihi kimliği, yüksek milli şuuru her şeyin önünde, her mevzunun üstündedir. Bu uğurda samimi mücadele veren, Türkmen kardeşlerimizin haklı davasının sesi olan, ne var ki aldığı bir kararla görevinden istifa eden Sayın Erşat Salihi’ye teşekkür ediyor, kendisini her zaman muhabbetle kucaklayacağımızı, çalışmalarını hiç unutmayacağımızı ifade ediyorum. Türk, Türk’tür, başka bir ayrım ve kategori tefrikadır, fitnedir” değerlendirmesinde bulundu. 
 "Yapmıştım, yapacaktım değil, yaparım ve yapacağım kararlılığıyla Türk milletinin tekrar cihan ruhuna sahip olması mümkündür ve hedefimiz de budur" 
 “Karabağ Savaşı’nda, Ermeni propagandasına nefes olan CHP’nin bir gün de çıkıp Türkmeneli’deki gözyaşlarından; Kerkük, Musul, Telafer, Tuzhurmatu’nun çiğnenmiş haklarından bahsettiğini duyanınız oldu mu?” ifadelerini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti: “28 Mart 1991’de yaşanan Altınköprü katliamına ses çıkardığını, 1821 Mora soykırımını nefretle kınadığını bir Allah’ın kulu işitti mi? Peki, bu ayın ilk haftasında alay-ı valayla Irak’ı ziyaret eden Papa’nın Türkmenlerin haklarıyla ilgili tek bir kelam ettiğine şahit olundu mu? Küresel sömürü ve köleleştirme ablukasına en ufak itiraz, eleştiri, tepki gösterebildi mi? Defalarca söyledik, yine söylüyoruz; Türk’ün Türk’ten başka dostu da seveni de yoktur. Dün böyleydi, bugün de aynıdır. Batı’nın, Müslüman denildiğinde anladığı Türk’tür. Bu nedenle Limasol’da cami duvarlarına nefret boyasıyla haç resmi çizilmiş ve Türklere ölüm yazılmıştır. Bizim Türk milletine bağlılığımız bir siyasetin konusu değil, bir sevdanın, bir sadakatin, bir vefanın, bir varoluş bilincinin sonucudur. Andımızı istismar edenler, Türklüğü kirli projelerine malzeme yapmak için kuyruğa girenler bu sevdadan ilelebet mahrum olan kimliksizlerdir. İnancımız odur ki, muzaffer milletimizin başaramayacağı hiç bir şey yoktur. Mazide yaptıkları hem kefilimiz, hem de umudumuzdur. İstersek yine yaparız, yine başarırız, yine her müşkülatın üstesinden geliriz. Bu yürek bizde var, bu irade bizde var, bu inanç bizde var, bu azim bizde var, bu kahraman ruh milletimizde sonuna kadar vardır. Artık keşkelerle ve pişmanlıklarla oyalanacak vaktimiz kalmamıştır. Yapmıştım, yapacaktım değil, yaparım ve yapacağım kararlılığıyla Türk milletinin tekrar cihan ruhuna sahip olması mümkündür ve hedefimiz de budur.” 

 

Düzenleyen:  - GÜNDEM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...