Erdoğan'dan CHP'li Altay'ın Menderes benzetmesine sert tepki

Düzenleyen: / Kaynak: İHA / AA
Erdoğan'dan CHP'li Altay'ın Menderes benzetmesine sert tepki

GÜNDEM Haberleri  / İHA / AA

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın kendisine yönelik 'Adnan Menderes' benzetmesine sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık'' dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada CHP'li Altay'ın Menderes benzetmesine sert tepki gösterdi. Erdoğan, "Be ahlaksız, be edepsiz, biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek yola çıktık" ifadelerini kullandı.

“Çıkmış bir ahlaksız benim akıbetimin de Menderes’in akıbeti gibi olacağını söylüyor”
Türkiye’nin sanayide dışa bağımlı olduğu dönemlerde tedarikteki en küçük bir aksiliğin savunma dahil her alanda ülkenin tökezlemesine sebep olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Vidasını bile üretemeyen, çivisini bile üretemeyen Türkiye’den biz bugün savunma sanayiinde yüzde 70’ini üreten bir ülke haline geldik. Bu vida, bu çivi kimlerin döneminden miras kaldı? CHP döneminden miras kaldı. Böyle bir üretim, böyle bir üretkenlik bunların kitabında, zihninde yok. Ticaretimizin derinliğinin sığ olduğu dönemlerde, distribütörlük dışında yatırıma ve üretime dayalı uzun vadeli girişimlere cesaret edilemiyordu. Tarımımızın sadece kendimize yeterli olmasıyla övünürken, niçin bu alanda dünyanın önde gelen ihracatçıları arasında yer almadığımız sorusu akıllara dahi gelmiyordu. Turizm potansiyelimizi gerçek anlamda ancak bizim teşvik ve destek politikalarımızla, bölgesel ve küresel kültür diplomasimizle değerlendirebildik. Ülkemizin, çok küçük dalgalanmalar karşısında bile hem siyasi hem ekonomik krize girme riskiyle karşı karşıya kaldığı dönemler geçirdik. Milletimizi çeşitli sosyal fay hatları üzerinden bölme, birbiriyle çatıştırma girişimlerine şahit olduk. Mesela 1970’li yıllarda ideolojik kamplaşmalar, meşrep farklılıkları üzerinden kardeşi kardeşe kırdırmaya kalktılar. Aynı şekilde 1990’lı yıllarda aynı oyunu kökenler üzerinden tekrar sahneye sürdüler. Bu arada ekonomiyi de hiç boş bırakmadılar. Sadece birkaç milyar dolarlık bir spekülasyonla, üstelik de dünyada bunu tetikleyecek herhangi bir gelişme yokken, 1994 yılında ülkemizi büyük bir krize sürüklediler. Aradan çok geçmeden bu defa 2001 yılında kendi iç dinamiklerimizi kullanarak yeni bir krizi başımıza musallat ettiler. Ey Kılıçdaroğlu, şöyle bir hafızanı yokla bakalım varsa. Gecelik faizlerin yüzde 7 bin 500’e çıktığı, 20 bankaya el konup milyarlarca dolarlık zararın tamamının millete fatura edildiği bu dönemin baş aktörleri şimdi bize karşı kampanya yürüten CHP yöneticileriydi. AK Parti olarak işte böyle bir Türkiye’yi devraldık. Ülkede güven ve istikrar iklimini tesis ederek, tarihimizin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesini başlattık. Bu tarihi hamleye yönelik kriz tehditleri de hiç eksik olmadı. Kasım 2002’den beri neler görmedik, neler yaşamadık ki. Arkası karanlık cinayetlerden cumhuriyet mitinglerine kadar sayısız siyaset ve toplum mühendisliği taktikleriyle karşılaştık. Partimize yönelik kapatma davasından gece yarısı bildirilerine kadar pek çok haksız, hukuksuz, çirkin tezgâha maruz kaldık. Şimdi de çıkmış bir ahlaksız, bir edepsiz, benim akıbetimin de Menderes’in akıbeti gibi olacağını, olabileceğini ümit ettiğini söylüyor. Be ahlaksız, be edepsiz. Biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık. Bizim imanımızın gereği ölümü korkutmaktır. Bu yolculuğumuzu da böyle devam ettireceğiz. Ama siz zaten ölüm dendiği zaman kaçacak delik arayanlardansınız. Yani Menderes’in akıbetinden hoşnut mu oluyorsunuz, memnun mu oluyorsunuz? Çünkü o akıbeti hazırlayanlar da sizdiniz. Şimdi bize de aynı akıbeti mi hatırlatıyorsunuz? Boşuna gayret etmeyin, evvel Allah biz bunların hepsine hazırız. 15 Temmuz’da bunu gördük, 15 Temmuz’u hazırlayanlara bu ülkeyi mezar ettik. Senin genel başkanın tankların arasından kaçıp Bakırköy Belediyesine giderken biz orada milli irade ile beraber sadece ülkemize değil, tüm dünyaya selam verdik. Biz dik durduk, asla geri durmadık. Ama siz hemen kaçtınız, Bakırköy Belediyesinde çay, kahve sohbetine daldınız. Oradan seyrettiniz, daha çok seyredeceksiniz. Biz bu yolda aynı kararlılıkla yürüyeceğiz. Yaptığınız basın toplantılarıyla falan benim akıbetimin öyle olacağından hiç bahsetme. Biz şuna inanmışız, her nefis ölümü tadacaktır. Bitti. Ama senin değerlerinin içinde böyle bir şey yoksa onu bilmem. Ama sende tadacaksın, onu bil. Bu yolculuk bir vatan yolculuğudur, bu vatanı ayağa kaldırma yolculuğudur. Nefsimiz bu yolda feda olsun dedik ve yola çıktık. Avrupa Birliği tam üyelik sürecinde verilip tutulmayan sözler başta olmak üzere uluslararası riyakârlıkları da bunlara eklememiz gerekiyor. Rabbimize olan teslimiyetimiz ve milletimizden aldığımız güçle, bu baskıların hiçbirine boyun eğmedik, dik durduk, çareyi hep milli iradeye gitmekte aradık. Hamdolsun, her seferinde de milletimiz bizi bağrına bastı, daha güçlü bir şekilde ‘yola devam’ dedi” şeklinde konuştu.

Vesayet güçlerinin 1950’den beri uyguladıkları yöntemler işe yaramayınca bu defa daha sinsi, daha alçakça yöntemleri devreye soktuklarını belirten Erdoğan, “Gezi olaylarıyla sokakları kaosa sürüklemeye, 17-25 Aralık emniyet-yargı darbesiyle milli iradeyi hançerlemeye kalktılar. Bunlar yetmeyince PKK’dan DEAŞ’a ve FETÖ’ye kadar iplerini ellerinde tuttukları tüm terör örgütlerini üzerimize saldılar. Ardından da tarihimizin en acı hadiselerinden biri olan 15 Temmuz darbe girişimini yaşadık. Her saldırıya cevabımızı geriye çekilerek değil, daima ileriye atılarak verdik. Meclis’te cumhurbaşkanı seçmemizi engellemek istediler, cumhurbaşkanının seçimini doğrudan halka devrettik. Bürokrasiyi ve mevzuatı kullanarak elimizi kolumuzu bağlamak istediler, yönetim sistemini değiştirerek milli iradenin üstünlüğünü güçlendirdik. Ülkenin meşru idaresini yıkmaya kalkan darbecileri, milletimizle birlikte kısa sürede bozguna uğrattık. Şimdi de emekli amirallerle kol kola vererek, oradan aldıkları güç ile ne diyor Kılıçdaroğlu, ‘emekli olanlar darbe yapabilir mi’ diyor. Onlar sizin akıl hocanız. Darbeyi de sizin yapmanızı bekliyorlar, ‘ne duruyorsunuz’ diyorlar, ‘hadi bakalım dökülün sokağa’ diyorlar 15 Temmuz’da olduğu gibi. Siz o akıl hocalarınızla birlikte yürüyorsunuz. Bu ülkede her şey bitmiş, tükenmiş olan bu akıl hocalarına yer ve yol kalmayacak. Terör örgütlerinin başını sadece sınırlarımız içinde değil, sınırlarımız dışındaki asıl kaynaklarında da birer birer ezdik, eziyoruz” ifadelerini kullandı.

Gezi olaylarından en son Karabağ’da Azerbaycan’a verilen desteğe kadar tüm bu süreçlere hep ekonomiye yönelik tehditlerin de eşlik ettiğinin altını çizen Erdoğan, “Faizden döviz kuruna, borsadan enflasyona uzanan pek çok sorun, bu süreçle paralel olarak can yakıcı hale gelmiştir, getirilmiştir. Türkiye, makroekonomik dengeleri gerçekten sağlam olduğu için, son 8 yıldır yaşadığı tüm gizli-açık saldırılara rağmen ayakta kalmayı, istikrarını korumayı başarmıştır. Allah göstermesin, 2002 öncesi Türkiye’sinin siyasi, sosyal ve ekonomik ikliminde bu tür saldırılarla karşılaşmış olsaydık, ülkemizin nasıl bir duruma düşeceğini tahayyül etmek bile istemiyoruz. Ülkemizin ödediği bedellerin sebebi; egemenliğini, istiklalini, istikbalini, milli iradenin üstünlüğü ilkesini, bölgesindeki hak ve menfaatlerini koruma azmini, aksi yöndeki dayatmaların önünde tutmuş olmasıdır. Şayet vesayete teslim olsaydık, darbelere boyun eğseydik, terör örgütlerine eyvallah etseydik, dış telkinlere kayıtsız şartsız uysaydık, belki bu baş ağrılarının hiçbirini çekmeyecektik. Ama o zaman da başımız dik şekilde yaşayamaz, milletimizin yüzüne bakamazdık. Ben huzurunuzda Dışişleri Bakanımıza Yunan dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmede vermiş olduğu cevaplar sebebiyle de teşekkür ediyorum. Asla baş eğmeyecek ve dik durmaya devam edeceğiz. Çünkü bizim milletimiz asla, boynunda böyle bir esaret zinciriyle yaşayabilecek bir millet değildir. Gerekirse baş verip baş eğmeyen bir millet olarak, tarihimizin her dönemi gibi, bugün de önceliğimiz istiklalimizdir. Sahada terör örgütlerine, uluslararası alanda müstemlekecilere karşı verdiğimiz mücadeleyi, ekonomide de faiz-kur-enflasyon şer üçgenine karşı yürüttük. Bu mücadeleden dolayı bizi suçlayanlara soruyorum, ne yapacaktık, böyle davranmayıp da, başımıza gelenlere rıza mı gösterecektik? Şanlı 15 Temmuz kıyamını adeta cezalandırmak için başlatılan ekonomik saldırıya seyirci mi kalacaktık? Suriye sınırlarımızı güvenli hale getirmek için yürüttüğümüz ve haklılığımız konusunda en küçük bir şüphemiz olmayan harekâtlarımızın ardından maruz kaldığımız ekonomik tuzaklara seyirci mi kalacaktık? Ağustos 2018’de Amerikan yönetiminin açıkladığı haksız yaptırım kararının ardından yaşanan kirli gece yarısı saldırılarına seyirci mi kalacaktık? Son olarak, dünyayla birlikte ülkemizi de etkileyen korona virüs salgınının yol açtığı sıkıntıları ekonomik virüsle taçlandırma gayretlerine seyirci mi kalacaktık? CHP’nin ve onun peşine takılıp gidenlerin bir süredir sanki hazine bulmuş gibi sarıldıkları 128 milyar dolar meselesini, işte bu fotoğraf içinde okumak gerekiyor” dedi.

Düzenleyen:  - GÜNDEM
Kaynak: İHA / AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...