İstanbul Sözleşmesi davasına ret: Danıştay’dan hukuk dersi

Düzenleyen:
İstanbul Sözleşmesi davasına ret: Danıştay’dan hukuk dersi

GÜNDEM Haberleri

Türk aile yapısını dinamitlediği ve LGBT’yi meşrulaştırdığı gerekçesiyle tepki topladığı için iptal edilen İstanbul Sözleşmesiyle ilgili Danıştay son noktayı koydu.

Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılmasını öngören Cumhurbaşkanı Kararı'na ilişkin Danıştay'a yapılan itiraz reddedildi. Danıştay 10'uncu Dairesi, CHP ve İYİ Partinin yürütmenin durdurulması talebini reddetti.

Cumhurbaşkanlığı, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı sonrası açılan davalar hakkında Danıştay’a dün 7 sayfalık bir savunma gönderdi. Savunmada, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptali istemiyle açılan davaların ’haksız ve hukuki dayanaktan yoksun’ olduğu gerekçesiyle reddi istendi. Sözleşmeden çekilme kararının münhasıran Cumhurbaşkanının yetkisine tabi olması nedeniyle yargı denetimi dışında olduğuna değinildi. Sözleşmenin Cumhurbaşkanlığı kararı ile feshedilmesinde Anayasa'ya aykırılık bulunmadığı vurgulandı. 

Yazarımız Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil geçen hafta gazetemizde “Hukukçu geçinenlere büyük ders yakındır!” diye yazmıştı. Şimşirgil şunları ifade etmişti:

“Hukukçu geçinen baro yetkililerinin Cumhurbaşkanımızın İstanbul Sözleşmesi’ni fesih yetkisi bulunmadığını ifade ederek Danıştay’a başvurmaları manidardır.
Oysa 15 Temmuz 2018’de yürürlüğe giren “Milletlerarası Anlaşmaların onaylanmasına ilişkin usul ve esaslar hakkındaki 9 no’lu Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin 3. Maddesi” bu yetkinin dayanağıdır.
Söz konusu madde, “Milletlerarası anlaşmaların (…) hükümlerinin uygulanmasını durdurma ve bunları sona erdirme, Cumhurbaşkanı kararı ile olur”, denilerek Cumhurbaşkanına açıkça bu yetkiyi tanımaktadır.
Bizdeki bir kısım hukuksuz hukukçular akılları zorlamada gerçekten üstatlar!
Onlara göre; 9 no'lu kararnamedeki düzenleme TBMM’de kabul edilmemiş sözleşme veya antlaşmaları kapsıyormuş bu nedenle de ancak TBMM’de yapılacak yeni bir düzenlemeyle yürürlükten kaldırılabilirmiş! Peki bu ayrıntı nerede yazıyor. Yok. Bu yorumlar sadece kurdun kuzuyu yeme gerekçisinde bulunur. Bu hukukçu geçinenler de Avrupa Konseyi kararlarına ram olmayı ve Türk aile yapısını dağıtmayı kafalarına koymuşlar. Bu sebeple böyle sakil yorumlarda bulunabiliyorlar.
Yüzlerce taciz ve tecavüzü görmezden gelen buna karşılık Sayın Diyanet Başkanı'nın hutbede LGBTİ hakkındaki sözlerini mahkemeye taşıyan barolardan sıhhatli bir hukuki yorum beklemek de abestir.
İnanıyorum ki Danıştay’ın cevabı, bunlara bir kez daha hukukun ne olduğunu öğretecektir.
Okurlarıma ve İstanbul Sözleşmesinin aile yapımızı yıkmaya yönelik maddelerine vâkıf olanlara çok önemli bir ayrıntıya dikkatlerini çekmek istiyorum.
Adı İstanbul Sözleşmesi olsa da temelde Avrupa Konseyinin diktesi olan bu meş’um sözleşme devam etsin diye Danıştay’a başvuran yüzlerce dernek, baro, platform, kulüp, vakıf ve partiyi iyi inceleyin. Hem de hukuka kılıf uydurmak suretiyle mücadelelerini takip edin.
Ardından, “ben zamanında ne yaptım” ve “bunun kalkması için hangi adımı attım” diyerek düşünün ve mukayese edin!
Sadece dost meclislerinde tenkitçilik yapmak hiçbir şeyin çözümü değildir.
Birilerinin hukuksuz bir yolda verdiği mücadeleyi, bizim hukuk dairesi içerisinde gösteremeyişimiz ve hatta teslimiyetçi yapımız gerçekten büyük acziyettir.”

Düzenleyen:  - GÜNDEM
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...