'Annabelle 2', Kötü gülüşlü bebeğin sancılı doğumu

Murat Öztekin - İçerisine kötülüğün sirayet ettiği varlıklar korku sinemasının hep vazgeçilmezleri arasında yer aldı. “Şeytani ruhlu bebek” hikâyesi de ilk defa 1988 yılında beyazperdeye gelen Chucky filminin bize armağanıydı. Belki bu karakterden ilham alınarak meydana getirilen korkunç bebek “Annabelle” ise, önce “Korku Seansı” filmine seyirciyle buluştu, sonra müstakil bir filme dönüştü. Annabelle, akıllıca dizayn edilmiş kurgusuyla, korku filmlerine yeni bir soluk getirdi. Bugün gösterime girecek olan serinin ikinci filmi “Annabelle: Kötülüğün Doğuşu” ise ruhsuz bakışlı, kötü gülüşlü bebeğin nasıl ortaya çıktığının sır perdesini aralıyor. David F. Sandberg’ün yönettiği filmin oyuncu kadrosunda Stephanie Sigman, Talitha Bateman, Lulu Wilson, Philippa Coulthard, Grace Fulton, Lou Lou Safran ve Samara Lee yer alıyor. 

BELAYA DAVET!
Filmdeki hikâye, 1950’lerden 1960’a uzanan bir zaman diliminde geçiyor. Oyuncak yaparak hayatını kazanan Samuel, eşi Esther ve kızları Bee ile oldukça mesut bir hayat sürmekte. Ancak minik Bee trajik bir kaza neticesinde hayatını kaybediyor. Çift, kızlarının ani ölümüne bir türlü alışamıyor, evlatlarını görme umuduyla “şeytani” işlere kalkışıyorlar. Yıllar sonra da hatalarını telafi etmeye çalışıyorlar. Bunun için yetimhanede büyümekte olan 6 çocuğa ev sahipliği yapmaya niyetleniyorlar. Derken yarım düzine kız çocuğu ve başlarındaki bir rahibe, umutla evlerine adım atıyor. Ancak evde, gariplikler peş peşe yaşanmaya başlıyor. Misafirlerin hemen hepsi korkulu bir hadiseye şahit olsa da, minik Janice her şeyin merkezine yerleşiyor. Janice, merak duygusuyla Bee’nin odasına dalıp, bütün kötülüklerin kaynağı olan bebeği azat ediyor. Sonrasında bela tüm eve yayılıyor. Bu arada Annabelle bebeğinin mazisi aydınlanarak, ruhlara nasıl sirayet ettiği ortaya çıkıyor. 

Gerilim klişeleri örtecek
Yanıp sönen ışıklar, çarşafa bürünmüş karakterler ve şeytani bir figür... “Annabelle: Kötülüğün Doğuşu” birçok klişe korku argümanı barındırıyor olsa da seyirciyi kendine çekecek bir hikâyeye sahip. Çocukların gözünden ilerleyen filmde, gerilimli bir kaçış cereyan ediyor. Yönetmen Sandberg, bizi sık sık ters köşeye yatırırken, korku sahneleri de insanı yerinden hoplatacak cinsten oluyor. Yaş ortalaması düşük olmasına rağmen oyuncuklar da ustaca. Ancak Hristiyanlık ögeleriyle dolu filmde, mantıksız kararlarla meydana getirilen kurgu, kaliteyi aşağıya çekiyor. Eser, bir takım yenilik ve mantık eksiklikleri barındırsa da, korku filmlerinden beklediğimiz kalitenin üstünde bir seviyeye yerleşiyor. “Annabelle: Kötülüğün Doğuşu” seyirciyi sıcak yaz günlerde, biraz daha terletecek gerilime çağırıyor…

“DANGAL”
Khan, gelenekleri mindere çekiyor!
Hindistan’ın sinema yıldızı Aamir Khan, yine eğlenceli ve mesaj yüklü bir filmi seyirciyle buluşturuyor. Khan’ın başrolde yer alıp, Nitesh Tiwari’nin yönetmen koltuğunda oturduğu “Dangal” yaşanmış bir hikâyeyi beyazperdeye taşıyor. Khan’ın canlandırdığı Mahavir,  eski bir güreşçidir. Yegane arzusu ise güreşçi evlat yetiştirmektir. Fakat çok istese de erkek değil 3 kız evlada sahip olur. Ancak bir anda kızlarını güreştirebileceği aklına gelir; sertlik kullanarak onları spora zorlar. Baba ve kızları ses getirecek bir mücadeleye girişir… Üst düzey oyunculuklara sahne olan “Dangal” çok keyifli bir film. Ancak eser, fikrî yönden aşırı mesaj yüklü. Kahn’ın önceki filmlerinde olduğu gibi geleneklerin hedef alındığı eserde; kadın ve cinsiyet üzerine modernist mesajlar var. 

“BELALI TANIK”
Düşmanımın canı bana emanet!
Yönetmen Patrick Hughes’ün beyazperdeye taşıdığı  “Belalı Tanık”, düşmanını korumak mecburiyetinde kalan bir tetikçinin macerasını işliyor. Filmin oyuncu kadrosunda Ryan Reynolds, Samuel L. Jackson, Gary Oldman gibi yıldız isimler yer alıyor. Michael Bryce isimli koruma, hayatının en sıra dışı vazifesi olarak eski düşmanı tetikçi Darius Kincaid’e refakat etme vazifesini üstlenir. Michael, Uluslararası Adalet Divanında yargılanacak olan eski düşmanını, Londra’dan alıp Lahey’e tek parça olarak götürmek zorundadır. Fakat peşlerindeki diktatör yüzünden bu seyahatleri hiç kolay olmayacaktır. “Belalı Tanık” Kevin Costner ve Whitney Houston’ın unutulmaz “The Bodyguard” filmine göndermelerle dolu, sürükleyici bir yapım...