Denizden taze çıktı
Denizden taze çikti
Sinemadaki süper kahramanlar geçidine bu hafta kökü okyanuslarda bulunan melez kahraman da dâhil oluyor. Görsel bir şölen mahiyetindeki “Aquaman”, su altı dünyasını Hollywood’a açıyor.
MURAT ÖZTEKİN
Malumunuz çizgi roman dünyasının iki rakibi Marvel ve DC, uzun yıllar önce başlayan bu rekabetlerini Hollywood’da da süratli bir şekilde sürdürüyorlar. “Avengers: Infinity War” ,“Siyah Panter”, “Ant-Man ve Wasp” ve geçtiğimiz haftalarda gösterime giren “Örümcek Adam: Örümcek Evreninde” Marvel’in bu seneki iddialı çizgi roman adaptasyonları idi. Seneyi kapatırken DC de “Aquaman” adlı kahramanı müstakil bir filmle, beyazperdeye taşıyor. Yönetmenliğini, “Testere” ve “Ruhlar Bölgesi” gibi korku filmlerinden tanıdığımız James Wan’in yaptığı film, belki rekabette DC’yi öne geçiremiyor ama su altındaki hikâyesiyle sinemaya yenilikler katıyor. Kökleri denizlerin altındaki Atlantis İmparatorluğu’na uzanan melez karakter Aquaman, yeryüzü ile denizlerin harbini durdurmak için kardeşiyle taht savaşına girişiyor. Filmde süper kahramanı Jason Momoa canlandırırken Amber Heard, Willem Dafoe, Patrick Wilson ve Nicole Kidman da oyuncu kadrosunda yer alıyor.
MELEZ KAHRAMAN
Eserin hikâyesine temas edecek olursak: Arthur namıdiğer Aquaman, Tom ile Atlantis ülkesinden yeryüzüne kaçan Kraliçe Atlanna’nın yasak aşkından dünyaya gelmiştir. Ama annesi onları bırakmak zorunda kalır. Melez Arthur, yaşı ilerledikçe, deniz altında nefes alabildiğini ve deniz canlılarıyla irtibat kurabildiğini anlar. Fakat anneleri bir olan kardeşi Orm, deniz altındaki Atlantis İmparatorluğu’nun tahtına oturmuştur. Üstelik yedi okyanus imparatorluğunu bir araya getirerek, denizlere zarar veren yeryüzü halkına karşı bir savaşa niyetlenmiştir. Büyük fırtına kopmak üzereyken Xebel Prensesi Mera, yeryüzüne gelerek, Arthur’u milyonlarca kişinin öleceği bu savaşa mani olmaya ikna eder. Kökenlerinden ve tahta varis olduğundan bihaber Arthur, kardeşini durdurmak için derinlere dalar. Çok şey keşfettiği bu yolcukta kayıp “Üç Çatallı Mızrağı” ele geçirmesi gerektiğini anlar.
SU ALTINDAN MASALLAR
Süper kahraman filmleri denilince çoğu yetişkinin hevesinin kaçtığı bir hakikat. Ama geleceğin sineması böylesi stüdyo yapımlarından geçiyor. Daha önce sık yapılmadığı şekilde deniz altını Hollywood’a açan “Aquaman” de âdeta görsel bir masal gibi. Zaten büyük kısmı deniz derinliklerinde geçmesi hasebiyle mükemmel görsellik meydana getirmek için gerekli her malzeme mevcut. Ama filmin senaryo kısmı aynı mükemmellikte değil. Atlantis’in, Arthur’un gözünden, geç tanıtıldığı anlatım yeterince tat vermiyor. Alaycı bir süper kahraman olmasına rağmen kuvvetli bir mizah meydana getirilemiyor. Filmdeki gayrimeşru ve meşru evlat tartışması da bu popüler işin fikrî kodlarını yansıtması bakımından dikkate değer!
Yalnız, -her ne kadar geri planda olsalar da- Hollywood’un usta isimleri filme çok şey katıyor. Birçok klişeyle dolu olsa da “Aquaman”, size seyir zevki veriyor. Fakat bu seyir zevkinin hem görsel hem işitsel olarak biraz yorucu olduğunu söylemek gerekiyor.
İNANILMAZ DADI YARDIM İÇİN GELDİ
Sihirli dadı Mary Poppins, Bank ailesinin bir sonraki nesline hayatlarından eksilen neşeyi bulmalarına yardım etmek için geri dönüyor. Rob Marshall tarafından yönetilen, Mary Poppins hikâyelerinden adapte edilen Disney’in yeni müzikali ve devam filmi olan “Mary Poppins: Sihirli Dadı”da Emily Blunt, Lin-Manuel Miranda, Ben Whishaw, Emily Mortimer ve Julie Walters gibi isimler rol alıyor. 1930’ların buhran döneminde Londra’da geçen film, artık bir aile babası olan Michael Banks’in Londra’daki Fidelity Fiduciary Bankasında geçici bir iş bulmasıyla başlar. Michael üç çocuğu Annabel, John ve Georgie ile yaşamaktadır. Fakat şehir ekonomik krizin ortasındadır ve herkes zor zamanlar geçirmektedir. Bunlar yetmezmiş gibi, tüm aile Michael’ın karısının ölümüyle başa çıkmaya çalışmaktadır. Ev sürekli bir kaos hâlindedir. Neyse ki, benzersiz sihir güçleriyle sıradan bir görevi fantastik bir maceraya çevirebilen, kusursuz dadı Mary Poppins, onların hayatlarına tekrar girer. Eski arkadaşı Jack’le takım olan Maey, Banks’in çocuklarını birtakım acayip maceralara çıkarır.
İHANET GECESİNDE KARANLIĞA KARŞI...
15 Temmuz, Türkiye’nin yakın tarihinde en ağır ihanete ve en büyük kahramanlığa sahne olan geceydi. Darbe teşebbüsünün yaşandığı o karanlık gecenin, korkunç hadiseleri Özel Harekât Daire Başkanlığında cereyan etmişti. Darbecilerce bombalanan o merkezdeki gerilim ise beyazperdeye taşındı. Sinemada büyük seyirci toplayan “Dağ”ın yapımcısı Alper Çağlar’ın senaryosuna imza attığı “Börü” filmi, 15 Temmuz’da Börü isimli Polis Özel Harekât timinin mücadelesine odaklanıyor. Can Emre ve Cem Özüduru’nun yönetmenliğini yaptığı eserde, Serkan Çayoğlu, Murat Arkın, Emir Benderlioğlu ve Zafer Algöz gibi isimler rol alıyor.
KARANLIKTAN AYDINLIĞA…
Özel Harekât Daire Başkanlığı bombalandıktan sonra, tim için kötü bir gece başlar. Börü timi, yaralarına ve imkânsızlıklara rağmen darbecilere karşı mücadele etmeyi seçer. Ancak bu kısa zamanda çok fazla sürpriz ve ihanetle karşı karşıya gelirler. Yine de kâbus gibi başlayan gece aydınlıkla son bulur. 6 bölümlük televizyon dizisinin finali mahiyetindeki “Börü”, emniyet güçlerine saygı niteliğinde çekilmiş, yüksek tempolu bir eser…
HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ
¥ ‘Müsaadenizle Büyükler’
¥ ‘Chef’
¥ ‘Trileçe’
¥ ‘Eşitlik Savaşçısı’
¥ ‘Troller ve Dinozorlar’
GEÇEN HAFTA SONUNUN EN ÇOK SEYREDİLENLERİ
¥ ‘Bizim için Şampiyon’ 220 bin 442
¥ ‘Bumblebee’ 137 bin 451
¥ ‘Hedefim Sensin’ 129 bin 183
¥ ‘Kafalar Karışık’ 104 bin 484
¥ ‘Müslüm’ 73 bin 345
Yayın Tarihi
|
Bizi Takip Edin
YORUMLAR
