Yakup Almelek yazma serüvenini anlattı: Tiyatro aşkla yapılır

MURAT ÖZTEKİN

Yakup Almelek, yıllardır kalemi elinden bırakmayan, yazdığı tiyatro eserleriyle adından söz ettiren bir isim. Kaleme aldığı eserler New York’taki prestijli sanat ortamı Broadway’deki mekânlarda sahnelenen Almelek’in her kitabı da İngilizceye tercüme edilerek, Batı’daki okuyucularla buluştu. Meşhur tiyatro yazarı,  2017 ise bağımsız gösteri sanatları mekânı “K! Kültüral Performing Arts”ı kurdu. İlerleyen yaşına rağmen yazma serüvenine devam eden Almelek, sorularımıza cevap verdi. 

∂ Uzun bir ticari kariyerle birlikte hayatınız boyunca edebiyattan kopmadınız. Özellikle yazma aşkınızın arka planında nasıl bir motivasyon var?
12 yaşımdan beri hem çalıştım hem de hep okudum.  Sanata düşkünlüğüm anne ve babamdan geliyor. Onların ellerinden hiç kitap düşmezdi. Şimdi 85 yaşındayım ve bu okuma aşkı devam ediyor. Yazmak da çok güzel bir uğraş. Ben her gün bir şeyleri kaleme almaktan haz duyarım. Ne yazdığım mühim değil; şiir olabilir, anı olabilir, öykü olabilir...

∂ Birçok dalda kalem oynattınız ama yazdığınız oyunlar Türkiye’nin yanı sıra Broadway’de de sahnelendi. Sizin için tiyatroyu özel kılan şey neydi?
Küçüklüğümden beri tiyatro ve sinemayı çok sevdim. Tiyatro sevgisini bana babam aşıladı. Ankara’da özel ve devlet fark etmeksizin bütün tiyatrolara götürürdü beni. Sanıyorum 14 veya 15 yaşındaydım; John Steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar” eserini okumuş,  sonrasında tiyatro oyununu izleyip hayran kalmıştım. O günden beri tiyatroya âşığım. Bu sevgi hiç bitmedi, hâlâ devam ediyor.

PARA İŞİ DEĞİL
∂ Sanırım eski mürekkep imalathanenizde İstanbul Kültüral Performing Arts sahnesini kurmanızda da benzer bir motivasyon var...
Sanıyorum haklısınız. Tiyatro kurmak kolay değil. Maddi imkânın da ötesinde yürek isteyen bir teşebbüs. Tiyatro kurmak hem pahalı bir şey hem de sadece para meselesi değil. Büyük bir arzu ve aşk gerektirir. Tiyatrolar özel mekânlardır; izleyicileri ve oyuncuları ile dinamik bir kişiliğe sahiptirler. Ben de tiyatro açmak için yer ararken hatırıma geliverdi. Mürekkep imalathanesi oluyor ama acaba tiyatro hâline getiremez miyiz? Ve görüyorsunuz oldu işte…

ÇARELER AZALARIRSA TİYATRO DEĞİŞİR
∂ Peki, tiyatroya oyun yazmanın diğer edebiyat türlerinde kalem oynatmaktan ne gibi farkları var?
Bence büyük farkları yok. Aynı anne babanın çocukları gibiler. Hepsinin ortak yönü, ana bir, baba bir olmaları.

∂ Şu anda pandemi sebebiyle bütün sanat ortamları da tiyatro sahneleri de seyirciden uzakta. Hatta kaleme aldığınız ‘’Oda Komşum Richard Wagner’’ oyununun sahnelenmesi yarım kaldı. Yaşadığınız dönem hakkında neler düşünüyorsunuz?
Bu problem yalnız Türkiye’nin değil bütün dünyanın problemi. Ülkemiz de üstesinden gelecektir elbette. Ben bu kadar zoruyla karşılaşıldığını hatırlamıyorum ama kuvvetli olmak, sabretmek ve tiyatroyu sevmek lazım. Güçlükleri aşmak elbette ki mümkün.

∂ Şimdi tiyatro oyunları da tek tek dijital ortama taşınıyor. Tiyatroyu dijital ortamda yapılabilecek bir sanat olarak görüyor musunuz?
Zor ancak imkânsız değil. Belki de çok pahalı. Çareler çok azalırsa bu yola da başvurulacaktır elbet.