Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali kapılarını açıyor

Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali kapılarını açıyor

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Yüzün üzerinde sinemacıyı bir araya getirecek Korkut Ata Film Festivali’nde Türk dünyası kültürel olarak kucaklaşacak. Yönetmen Mesut Uçakan, festivalin Türk dünyasındaki müşterek filmleri artıracağını söylüyor. Yönetmen Nazif Tunç ise sinemada ‘Kızılelma’nın ilk adımının atıldığını savunuyor.

MURAT ÖZTEKİN

Türk dünyasının “birlik” olma hayali bir film festivaliyle hakikate dönüşüyor... Bu sene ilk defa İstanbul’da yapılacak Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali, kapılarını bugün sinemaseverlere açarak, Türkçenin konuşulduğu 13 ülkeden 42 film ile 100’ün üzerinde sinemacı, oyuncu ve kültür insanını bir araya getiriyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı çatısı altında Uluslararası Sinema Derneği, Türk Konseyi, TÜRKSOY, TRT, İstanbul Üniversitesinin yanı sıra birçok kurum ve kuruluşun iş birliğiyle gerçekleştirilen festivalin çıkış noktası ise birkaç sinemacının hayalinde yatıyor. Biz de festivali onlardan dinledik... 

Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali kapılarını açıyor
Şambala

“ORTAK FİLMLER ARTACAK”
Organizasyonun ortaya çıkışında emeği olan jüri üyesi usta yönetmen Mesut Uçakan, bugüne kadar Türkiye’nin Türk dünyası ile iç içe olma hedefi taşımasına rağmen sinema sahasında ciddi bir festival yapılamadığını söylüyor. Festivalin ortaya çıkışını anlatan Uçakan “Millî değerlere sahip bir grup sinema adamı olarak sinema alanına kendi değerlerimizi taşıma amacıyla yola çıktık. İlk projemiz olan bu festivale Kültür ve Turizm Bakanlığı da sahip çıktı. Festival bir devlet meselesine dönüştü ve Orta Asya ülkeleri ile dayanışma kuruldu” diye konuşuyor. Festivalin Türkiye ile Türkçe konuşulan ülkeler arasındaki ortak film yapımlarının önünü açacağını savunan yönetmen Uçakan “Festivalin yanında Türk dünyası için ortak bir sinema fonu ihtiyacı da var. Böylece festivaller yeni projeleri teşvik edecektir” ifadesini kullanıyor. 

“SİNEMA ZENGİNLEŞECEK”
Yönetmen Nazif Tunç ise Türk sinemasının bugüne kadar Türk dünyasına yabancı kaldığına vurgu yaparak “Türkiye’de yönü hep Batı’ya dönük olan sinemanın yüzünün Türk dünyasına dönmesine dair bir hayalimiz vardı. Bu bizim için bir
‘Kızılelma’ gibiydi. Bunun gerçekleşme yoluna girdiğini gördüğüm için çok mutluyum. Sinemamızın gömlek değişimine girmesini sağlayacak bir adım attık diye düşünüyorum” diyor. Film festivalinin isminin Korkut Ata yani Dede Korkut’tan geldiğini hatırlatan yönetmen Tunç, Orta Asya’da sinemaya adapte edilebilecek zengin bir hikâye kaynağı olduğunu söylüyor. Tunç “Korkut Ata hikâyeleri adı altında 600 sene evvel bütün dünyaya sunulmuş bir külliyat var. Bu kültürün barındırdığı özlerden sinemanın da istifade etmesi lazım. Ortak konular o kadar fazla ki, bunların film olması gittikçe aynı konuları işlemeye başlayan sinemayı zenginleştirecektir. Bu, dünya sinemasındaki temsilleri de değiştirecektir” ifadelerini kullanıyor.  

Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali kapılarını açıyor
Yönetmenler Mesut Uçakan (ortada)  ve Nazif Tunç (solda) , Festival Direktörü İhsan Kâbil’le birlikte.

ÂDETA KÜLTÜR FESTİVALİ
Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali Direktörü İhsan Kâbil şöyle konuşuyor: Kültürel değerlerimizi işleyen filmleri buluşturalım istedik. Özel bölümler ekledik ve bir de baktık ki âdeta ortaya kültür sineması festivali çıkmış. Yani insanlar hem film seyredecek hem de geniş bir coğrafya hakkında bilgilenecekler. Sadece Orta Asya’daki değil Türkçe konuşulan bölgelerin bulunduğu Ukrayna ve İran gibi ülkelerden filmler var.

TÜRK ÂLEMİNDEN FARKLI HİKAYELER BİR ARADA
Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali, Atlas Sineması, AKM, Emek Sineması gibi İstanbul’un gözde mekânlarında 12 Kasım’a kadar gerçekleştirilecek. “Uzun Metraj” ve “Belgesel” olmak üzere iki dalda filmlerin yarışacağı festivalde, yarışma dışında ise 25 film sinemaseverlerle ücretsiz olarak buluşacak. Kendilerini Suriye’nin savaş bölgesinde bulan Özbek vatandaşlarının dramatik hikâyesini işleyen “Tutkunluk”, memleketine dönen bir doktorun yaşadıklarına odaklanan “Son Rapor”, genç bir adamın ıssız bir adada kurduğu sıra dışı dostluğa odaklanan “Üstümde Hiç Güneş Batmıyor”, Türkmen halk destanını işleyen “Necef Oğlan”, Cengiz Aytmatov’un “Beyaz Gemi” romanına dayanan “Şambala”, gerçek ailesini bulmaya çalışan bir adamın hikâyesini merkezine alan “Dağınık Ölümler Arasında”, 15. asırdan savaş ve entrikaların işlendiği “Kazak Hanlığı: Altın Taht” ve Fatih Özcan’ın “Mavzer” isimli filmleri festivalde yarışacak.


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...