Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

Yasemin Aslan Bakiri: Eskiden cam eserleri sergileyemiyorduk

Yasemin Aslan Bakiri: Eskiden cam eserleri sergileyemiyorduk

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Cam sanatçısı Yasemin Aslan Bakiri: Eskiden cam sanatı çok yadırganıyordu. Etrafımdaki insanlar “Camdan eser mi olur!” diyor, galericiler cam eserleri sergilemiyordu. Sonra âdeta küllerin içerisinden bir şeyler alevlendi.

MURAT ÖZTEKİN

Yasemin Aslan Bakiri, İngiltere’de büyük ustalarından öğrendiği cam sanatını İstanbul’a taşıyan ve eserleri tanınmış isimlerin koleksiyonlarında yer alan bir sanatçı... Balat’ta tarihî bir komplekste 17 sene evvel kurduğu Camhane’de sanatı devam ettiren Bakiri, mazinin ışıltısını camla yansıtan eserlere imza atıyor... En çok da Osmanlı kaftanlarından ilham aldığı işlerle tanınıyor. Biz de soğuk bir İstanbul gününde Bakiri’nin atölyesine misafir olup sanat macerasını dinliyoruz...

> Bir sanatçı olarak camla tanışmanız nasıl gerçekleşti; çocukluğunuzda camın sizin için özel bir yeri var mıydı?
Harbiye’de radyoevinin tam karşısındaki sokakta hayata gözlerimi açtım. O dönemde evlerde cam nesneler çoktu. Parlak şeyleri severdim. Derken Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinin seramik bölümüne girdim. Staj için gittiğim Londra’da tesadüfen girdiğim bir cam sergisi hayatımı değiştirdi. Devasa cam eserlere hayran kaldım ve ülkenin en iyi cam bölümün olduğu üniversiteye gittim. Christopher Williams, David Taylor ve Fleur Tookey gibi tanınmış sanatçılarla çalışma fırsatı buldum.

ANADOLU’YA HAYRANIM

> Ama ülkenize döndünüz. Türkiye’de sanat yapmak hep aklınızda mıydı?
Ben ülkesini çok seven bir insanım, Anadolu’ya hayranım. Daha İngiltere’ye gidip gelirken ilk atölyemi bir arkadaşla Salacak’ta açtım. Çünkü cam sanatını Türk insanıyla tanıştırmayı istiyorum.

Yasemin Aslan Bakiri: Eskiden cam eserleri sergileyemiyorduk

> İstanbul’da o yıllarda cam sanatını icra eden var mıydı?
Türkiye’de stüdyo camcılığı diye bir şey yoktu o yıllarda... Aslında cam sanatı çok yadırganıyordu. Etrafımdaki insanlar “Camdan eser mi olur!” diyor, galericiler cam eserleri sergilemiyordu. Sonra âdeta küllerin içerisinden bir şeyler alevlendi. Yabancı dergiler benimle röportaj yapınca, insanlar cam dersi almak istediler.

> Sadece sanat açısından değil cam bir dönem gözden düşmüştü sanki...
Evet, bir dönem cam gözden düşmüştü. Fakat bu malzemeyle sanat üretmeye devam ettim. Derken hem atölye hem de sergileme mekânı olan içinde bulunduğumuz Camhane’yi 2005’te açtım. Burada Sultan III. Selim zamanında cam parlatma atölyeleri varmış. Camhane’yi kurduktan sonra birçok insan buraya gelip cam sanatını tanıdı. Uluslararası çok sergi de açtık.

SIRLI BİR YAPISI VAR

> Peki, cam sanatını “nevi şahsına münhasır” kılan şey nedir?
Camın çok gizemli bir yapısı var. Aslında şeffaf ama aynı zamanda derin bir malzeme. Yumuşakken birden bire sertleşiyor ve anlık hareketlerle eser meydana getiriyorsunuz. Bu bende büyük bir heyecan uyandırıyor. Camın her hâlini seviyorum.

Yasemin Aslan Bakiri: Eskiden cam eserleri sergileyemiyorduk
Yasemin Aslan Bakiri’nin “Billur” sergisi bugünlerde Nevmekan Selimiye Galeri’de görülebiliyor. Bakiri sergi hakkında “Tarihî hamamda kaftanları ve mekâna özel tasarladığım nesneleri bir araya getirdim. Sürdürülebilir bir malzeme ile sürdürülebilir bir kültürü çalıştım. Cam Yılı münasebetiyle Venedik’te de sergi açacağım” diyor.

> Camla bir sanat eseri meydana getirme safhası nasıl gelişiyor?
Çoğunlukla her şeyi kendim yapıyorum. Bugüne kadar tek asistanım annem oldu. Hem cam üflüyorum hem de işlerimdeki metalleri yapıyorum. Malzemeyi bilirseniz anlık tasarımlar da yapabiliyorsunuz.

> Kaynakların azaldığı bir dönemde camın önemi daha çok artıyor sanırım. 2022’nin BM tarafından “Cam Yılı” ilan edilmesinin sanatta da yansımaları olacaktır...
Cam yaşayan bir malzeme ve sürdürülebilir. Bu sebeple sanatta çağımızın malzemesi diyebilirim.

KAFTANLAR KÜLTÜRÜME HAYRANLIKTAN DOĞDU

> Maziyle bağ kuran cam eserler meydana getiriyorsunuz. Onlar arasında ise Osmanlı kaftanları öne çıkıyor. Arkasında nasıl bir fikir var?
Cam bugüne kadar hep geleneksel kalmış. Aslında hiç değişmemiş. Hâlâ aynı malzemeler kullanılıyor. Bütün bunlar eserlerinizde geleneksel dünyadan ilham almanıza yol açıyor. Kaftanlar da kendi kültürüme olan hayranlığımdan doğdu. İstanbul’da katman katman medeniyetler var. Hepsinin farklı malzemeleri mevcut. Bizans’ta metaller öne çıkıyordu, Osmanlıda renkli ve parlak olan şeyler revaçtaydı. Ben kaftan serimde kültürleri birleştirdim. Fermanları ve hat yazılarını da bir seri olarak işledim. Tarihten ve mimarinden yoğun ilhamlar aldım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...