Disney+'la dengeler daha çok değişiyor! Sinema tektipleşiyor

Düzenleyen:
Disney+'la dengeler daha çok değişiyor! Sinema tektipleşiyor

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Türkiye’de dijital film platformlarının sayısı artıyor. Sinema dünyası ise endişeli. Yönetmen Reis Çelik "Dijital platformların nereye varmak istedikleri tartışmalı. Büyük platformlarda birileri ne istiyorsa öyle filmler üretiliyor" diyor. Semih Kaplanoğlu ise "Artık her ülkenin kendine has kültürel değerleri, aynı şekilde anlatılmaya başlayacak" ifadesini kullanıyor.

Murat ÖZTEKİN

SVOD olarak adlandırılan film izleme platformları bütün dünyada altın çağını yaşıyor. Türkiye’de ise Netflix, Amazon Prime Video derken Disney+ da faaliyet gösteren uluslararası dijital film platformlarının arasına katıldı. Amerikan menşeli Walt Disney Company’nin bir parçası olan ve sansasyonel eserleriyle tartışılan dijital platform, dün Türkiye’de faaliyet göstermeye başladı. Dünyada yaklaşık 137 milyon aboneye sahip olan Disney+, 1.000’den fazla film, 400’ün üzerinde dizi ve 170 orijinal yapımdan oluşan arşiviyle Türkiye’ye geldi. 

Ancak sayıları hızla artan üniversal film platformları, yerli sinemacılar için hem heyecan hem de endişe kaynağı… Zira faaliyet yürüttükleri ülkelerde sadece film göstermeyip yeni sinema eserlerinin yapımcılığını da üstelenen platformlar, beyazperdeye yön çiziyor. SVOD’larla sinemaya ekonomik canlılık gelse de, hikâye anlatımları değişiyor, bazı ideolojik unsurlar ile karakterler öne çıkarılıyor, ücretler revize oluyor ve bağımsız yapım şirketlerinin sayısı giderek azalıyor. Disney+ ise, yeni yapımlarının yanı sıra Türkiye’de tüm zamanların en çok seyredilen film serisi olan “Recep İvedik”in yedinci halkasını yayınlamaya hazırlanıyor. Bunun sinema salonlarında büyük değişimlerin fitilini ateşleyeceği düşünülüyor. 

BAĞIMSIZ FİLMLERİN RUHUNA TERS

Sorularımızı cevaplayan yönetmen Reis Çelik “Dijital platformların nereye varmak istedikleri tartışmalı” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Büyük platformlarda birileri ne istiyorsa öyle filmler üretiliyor. Bu, bağımsız sinemanın ruhuyla ters düşen bir durum. Öte yandan Türkiye’ye ne kadar yabancı platform geldiyse, TV’lere iş yapan birkaç yerli kuruluş tarafından abluka altına alındı. Yine de bunlar bağımsız yapımları yok edemez.”  

HİKÂYELER AYNI OLACAK!

Usta yönetmen Semih Kaplanoğlu ise dijital platformların tektipleşmeyi beraberinde getirdiğine vurgu yapıyor ve sinemada yaşanan değişimi şu sözlerle anlatıyor: Şunu net olarak söyleyebilirim ki, dijital platformların teknikleri sinemada tamamen kullanır hâle geldi. Ölçekler, hikâyelerin kuruluş biçimi, bazı tipolojiler ve cinsiyet meseleleri… Bütün bunlar sinemada kullanılmak zorunda kalınıyor hissine kapılıyorum. Bağımsızlığını kaybeden yapımcılar, giderek dijital platformların taşeronu hâline geliyor. Artık her ülkenin kendine has kültürel değerleri, aynı şekilde anlatılmaya başlayacak. Fakat her ülkenin hikâyeleri kadar, hikâye ediş biçimleri de farklıdır. Bu özgün bakış açıları indirgenir ve formatlanırsa ortaya ucube bir sürü şey çıkar. Çıkıyor da… 

TEKRAR SİNEMAYA DÖNER 

Yapımcı Emre Oskay ise dijital platformlarla sinema sektöründe oluşan duruma pozitif cepheden bakıyor. Dijital platformların Türkiye’deki sinema sektörüne ekonomik katkı sağladığı savunan Oskay “Platformların gelmesi bizi pozitif yönde etkiledi. Sinema sektörüne ekonomik değer katıldı; bazı kurallar gelişiyor. Öte yandan platformlarla çalışan yapımcıların kazandıklarını tekrar sinema salonlarında seyredilecek işlere aktaracaklarını düşünüyorum” değerlendirmesinde bulunuyor. 

SANAT ENDİŞELERİ YOK 

Sinema eleştirmeni Mehmet Açar ise “Dijital platformlar, en çok kim seyrediliyorsa, onun üzerine stratejilerini kuruyor. Dolayısıyla sinema sanatına dair endişeleri mevcut değil; ticari hedefleri var. Bunu da Nuri Bilge Ceylan ve Zeki Demirkubuz filmleriyle gerçekleştiremeyeceklerinin farkındalar. Fakat dijital platformalar, yeni istihdam imkânlarıyla sinemaya canlılık katıyor” diyor.

TRT DE YARIŞA DAHİL OLACAK

Dijital platformlar ekonomik olduğu kadar politik ve ideolojik çekişmelerin de merkezinde yer alıyor. Çin hükûmeti Amerikan menşeli SVOD’lara karşı, kendi platformlarını destekliyor. Çin’de faaliyet gösteren Tencent Video, 123 milyon VIP aboneye sahip. Yine Çin merkezli iQIYI ise 106 özel aboneye hizmet veriyor. Hâlihazırda Türkiye’de Exxen, Gain ve BluTV  gibi yerli platformlar da faaliyet gösteriyor. Yakında bunlara TRT’nin de ilave olması planlanıyor. İsmi henüz belli olmayan platform için hazırlıklarına devam eden TRT, “Mevlâna” dizisinin çekimlerini tamamladı. Platformun yeni içeriklerle en geç 2023’ün ilk çeyreğinde hem Türkçe hem de yabancı dillerde bütün dünyada yayına geçmesi bekleniyor. 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...