Aslıgül Atasagun Çebi'nin hayatını değiştiren soru: En son ne zaman mutlu oldum?

Aslıgül Atasagun Çebi'nin hayatını değiştiren soru: En son ne zaman mutlu oldum?

MEDYA Haberleri

“Ana haberi sunarken bir gün kendime ‘Mesleki manada en son ne zaman mutlu oldum?’ diye sordum. Daha fazla üretebileceğim bir format oluştu aklımda. Ve “Dün Bugün Yarın” ortaya çıktı.”

EMEL BALTACI

Aslıgül Atasagun Çebi... Yirmi yıl önce stajyer olarak başladığı habercilik macerasında bugüne kadar birçok önemli işe imza atmış bir isim. Bir dönem ana haber bültenlerinin vazgeçilmez yüzlerindendi. Şimdi ise TGRT Haber ekranlarında yayınlanan “Dün Bugün Yarın” programıyla adından sıkça söz ettiriyor. Kadınlar ve çocuklara yönelik yardım projelerinde yer almayı kendisine misyon edinen Aslıgül Atasagun Çebi ile dünü, bugünü ve yarınına dair keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

¥ Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?
Liseyi İstanbul’daki Fransız Pierre Loti’de bitirdim. Üniversiteyi Washington DC’de okudum. Fransızca, İngilizce, İtalyanca konuşuyorum. Haberciliğe 1999 senesinde New York’ta NBC televizyonunda maaşlı stajyer olarak başladım. Tamamen tesadüfi oldu. Temmuz ayıydı. John F. Kennedy Junior, eşi ve baldızı uçak kazasında hayatlarını kaybetmişti. Star TV benden bunu haber olarak bildirmemi istedi. Ben de bu üzücü haberi geçerek mesleğe ilk adımı attım. Bu temmuz 20. yılıma gireceğim.

¥ Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunusunuz. Niçin basın? Niçin televizyon?
Uluslararası İlişkiler bölümünü seçtiğimde hedefimde diplomat olmak vardı. Ancak mezuniyet sonrası BM’deki Irak Gıda Karşılığı Petrol Ofisinde staj yaparken, muhabirliğin tarihî olaylara anında şahit olabileceğim, adrenalini daha yüksek bir meslek olduğunu keşfettim.

¥ Önemli bir aileye mensupsunuz. Bunun ekstra bir sorumluluk getirdiğini düşünüyor musunuz? Avantajları ya da dezavantajları oldu mu?
 Dezavantajlarını yaşamadım değil. Belli bir aileden gelince, mesleğimin ilk yıllarında diğer meslektaşlarımdan “Niçin buradasın? Niye burada çalışıyorsun?” gibi soruları çok duydum. Ama yılmadan hep çalıştım ve hâlâ çalışıyorum. Çünkü mesleğimi seviyorum. Yıllar geçtikçe de başarımı herkes kabullendi.

¥ “Kariyerimin şekillenmesinde önemli payı var” dediğiniz isimler var mı?
Tabii ki var. New York NBC’den Türkiye’ye gelmemin sebebi rahmetli Mehmet Ali Birand’ın beni CNN Türk’e çağırması oldu. Birand o dönem yeni kurulan CNN Türk’ün başındaydı ve beni işe aldı. Kendisinden çok şey öğrendim.

¥ Uzun yıllardır televizyonculuk yapıyorsunuz. Sektör içinden gerçekten dostum dediğiniz kaç isim vardır?
Hâlâ görüştüğüm birçok meslektaşım var. Mesela TGRT Haber’de çalışmaya başlamamın sebebi sevgili Aslıhan Ören’in bana iş teklif etmesidir. Kendisi işin mutfağından gelen, haberciliğe yıllarını vermiş, vizyonu çok geniş olan bir isim. FOX Haber’de beraber çalıştık, çok güzel bir dostluğumuz gelişti. Şimdi hem işverenim hem dostum. Yine TGRT Haber’de geçmişte FOX’ta, Kanal D’de çalıştığım birçok isimle birlikteyiz. Çok başarılı bir ekip olduğumuza inanıyorum.

¥ Bana Bir Şans Ver Derneğinin kurucususunuz. Derneğin faaliyetlerinden bahsedebilir misiniz?
“Herkesin bir şansa ihtiyacı vardır” düşüncesiyle yola çıktık. Tüzüğümüzü yardıma ihtiyacı olan herkes için geniş tuttuk. Derneğimiz Aralık 2018’de kuruldu. Üzerinde çalıştığımız iki insani yardım projemiz var. Bir tanesi Azerbaycan’daki önemli projeler üretmiş değerli bir dernek ile yetenekli Azerbaycanlı ve Türk kadınlarına yönelik bir iş birliği... Diğeri de Suriyeli mülteci kadınlar ve çocukları için İtalya’nın değerli bir markası ile olan iş birliğimiz. Şu anda açıklamıyorum ama projeler start aldı, vakti gelince duyuracağız.

¥ “Dün Bugün Yarın” nasıl başladı?
Cine-5’te Ana Haber’i üç dört yıldır sunuyordum. Bir gün “En son mesleki anlamda ne zaman mutlu oldum?” diye sordum kendime. Ve yıllarca bir stüdyoda aynı saatte girip haber sunmanın ötesinde; daha fazla üretebileceğim ve aynı zamanda topluma, gençlere, hikâyeleriyle örnek olabilecek isimleri ağırlayabileceğim bu program formatı oluştu aklımda. Sonrasında Al Jazeera Turk Genel Müdürü İsmail Kızılbay’a ana haberi bırakmak istediğimi ilettim. Ardından adını da değerli hocam, Galatasaray Üniversitesinden Doç. Dr. Ali Faik Demir’in koyduğu “Dün, Bugün, Yarın” doğdu. Bir buçuk sene Cine-5 ekranlarında yayın yaptık. Şimdi de TGRT Haber’deki ikinci yılımızdayız.

¥ Programın genel içeriğinden bahsedebilir misiniz?
Programda, bilim, sanat, spor, siyaset dünyasından hem Türkiye’den hem de uluslararası arenadan, topluma faydası olmuş değerli isimleri ağırlıyoruz. Aktivist ve yazarlara yer veriyoruz. Aynı zamanda yakaladıkça sıcak haber röportajlarına da imza atıyoruz. Toplumun kanayan yaralarına da dikkat çekmeye çalışıyoruz. “Dün, Bugün, Yarın” hikâyesi olan herkese açık.

KENDİSİYLE BARIŞIK OLAN GÜZEL GÖRÜNÜR
¥ Biraz da özel sorular sormak istiyorum. Kendinize vakit ayırabiliyor musunuz?
5 senedir haftanın 3-4 günü düzenli olarak sahilde yürüyorum, yaz kış yüzüyorum ve kas çalışması yapıyorum. Sporsuz hayat olmaz. Buradan “Vakit bulamıyorum” diyenlere tavsiyem şudur: Önce gerçekten isteyin, o vakit muhakkak oluşur.

¥ Güzelliğinizin sırrını öğrenebilir miyiz? Özel bir rutininiz var mı?
Güzellik göreceli ve gelip geçicidir. İnsan kendisiyle barışık ise, huzurlu ve mutlu iç dünyası varsa bu dışa da yansıyor bir şekilde. Cildime iyi bakmaya çalışıyorum, sağlıklı besleniyorum, dört senedir işlenmiş şeker yemiyorum.

ÇİPRAS RÖPORTAJI İÇİN 4 YIL UĞRAŞTIM
¥ Yunanistan Başbakanı Alexis Çipras, Türk televizyonlarında ilk defa size konuştu. Bu görüşmenin ayrıntılarını alabilir miyim?
Yunanistan-Türkiye ikili ilişkileri yıllardır hep bir ısınır bir soğur. Benim için bu röportajın önemi, bir haberci olarak “güvenilirliğimin” tescillenmiş olmasıdır. Dört senedir bu konuda ısrarcıydım. Röportaj talebimi istikrarlı bir şekilde Yunan tarafı yetkililerine ilettim. Sağ olsunlar sonunda kabul ettiler.

KISACA...
En son okuduğunuz kitap?
Azra Kohen’in son kitabı “Gör Beni”...

En son seyrettiğiniz film?
Andrea Bocelli’nin hayatını anlatan “Music of Silence”...

En son gittiğiniz konser?
U2 konseri/Los Angeles.

Kahve mi çay mı?
Sabah kahve, akşamüzeri yeşil çay.

Twitter mı Instagram mı?
Instagram daha saf.

Trump mı Putin mi?
Röportaj vereceklerse ikisi de olur.

Basılı kitap mı e-Kitap mı?
Sayfaları çevirirken kâğıdın dokusunu hissetmeye alışmışım.

Issız bir adaya düşseniz yanınıza alacağınız üç şey?
Zor soru! Satelit (uydu) cep telefonu, büyük bir kibrit kutusu ve balık ağı.

Spor mu klasik mi?
Tabii ki spor.

Et mi sebze mi?
Sebze.

 

Düzenleyen:  - MEDYA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...