Her harfinde şifa var

Her harfinde şifa  var

Ramazan Haberleri

Bilinen bilinmeyen, görünen görünmeyen, maddi manevi her hastalığın, her derdin devası, şifası Kur’ân-ı kerîmdir.

Müslümana niye belâ geliyor? Bunun çeşitli cevabı var. İkisi şöyle:

1- Günahkâr Müslümanların günahlarına karşılık olarak belâ verir. Bir Müslümana ne kadar çok belâ geliyorsa, ne kadar çok sıkıntı geliyorsa, bu demektir ki, ahirette ona dokunulmayacak, ona hesap sorulmayacak. Hadîs-i şerîfte buyuruluyor ki: (Ümmetimin cezası dünyada verilir.)

2- Enbiyâya, evliyâya da çok belâ gelir. Bunlara niye gelir? Allahü teâlâ bunlara bir derece, bir makam vereceği zaman belâ verir.
Meselâ, Yusuf aleyhisselâm kuyuya atılmasaydı, o yüksek dereceye ulaşamazdı. Onun için Allahü teâlânın gönderdiklerine razı olmak lazım.

ALLAH İÇİN ALLAH DE

Çok insanın Allah demesi, Allahü teâlâ için değildir. Onlar kafasındaki şeye Allah diyor. Hayallerindeki “tanrı” adına ahkâm kesiyorlar. Allah’ın değil, kendi isteklerinin peşindeler. Allahü teâlâ, Habîbini tanımadan kendisine yapılan ameli de, imanı da kabul etmez. Allahü teâlâ, Habîbimi geçerek, arada o olmadan bana gelmeyin, onsuz olan hiçbir şeyi kabul etmem buyuruyor.

Allahü teâlâ kendisine kavuşturacak her kapıyı kapatmış, tek kapıyı açık bırakmıştır. Bu tek kapı, Peygamber Efendimizin mübarek kalbidir. Peygamberler dâhil herkes bu kapıdan geçmedikçe Allahü teâlânın rızasına kavuşamaz.

Dünyada en faydalı ilaç, maddi ve manevi bakımdan eşi bulunmayan tek ilaç, Kur’ân-ı kerîmdir. Bilinen bilinmeyen, görünen görünmeyen, maddi manevi her hastalığın, her derdin devası, şifası Kur’ân-ı kerîmdir. Kur’ân-ı kerîmin her bir harfi, yüz bin derde, yüz bin şifadır...

CAHİL, EVLİYÂNIN GÖRÜNÜŞÜNE BAKAR

Evliyânın zâhiri [dış görünüşü] cahilin zehiridir. Cahil, bâtından haberi olmadığı için zâhire bakar. Evliyâya, akılla, gözle kulakla giden helak olur. Müşrikler de böyle yapmışlardı. Ebû Cehil, Muhammed aleyhisselâma Ebû Tâlib’in yetimi gözüyle baktı. Ebû Bekr-i Sıddîk, âlemlerin Rabb’inin Habîbi gözüyle baktı. Ona her şeyini feda etti, her sözüne, (O söylüyorsa doğrudur) diyerek tam inandı, sıddîk oldu. Peygamberlerden sonra insanların en üstünü oldu. Onun için biri Ebû Cehil oldu, diğeri Ebû Bekr-i Sıddîk oldu. Bu, nasip meselesidir.

Mıknatıs molozu çekmez, içinde cevher olanı çeker. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitapları, mıknatıs gibidir. Kalbinde cevher olanı çeker. Kalbinde saman çöpü olanı çekmez. Büyükleri de, molozlar sevmez. İçinde cevher olanlar sever.

***

KENDİSİNİ İNSANLARA FEDA ETTİ

Evliyânın büyüklerinden. İsmi Pîr Muhammed'dir. Erzincan kasabalarından Kaleriç'te doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1464 (H.869) târihinde Erzincan'da zelzelede şehîd oldu... Seyyid Yahyâ Şirvani hazretlerinin yanında uzun süre kalmış ve ilim ve feyiz kaynağı yüksek hocasından aldığı dersler sayesinde büyük derecelere kavuşmuştu. Pîr Muhammed Halvetî hazretleri bir yaz günü, 40 talebesiyle Erzincan Câmi-i Kebîr'e gidip halvete girdi. Yanındakilere "Allahü teâlâ bu beldeye yakında bir zelzele takdir etmiştir. Bize ilhâm edildi ki: 'Ey Pîr Muhammed! Eğer bu belânın geri çevrilmesini istersen bizim yanımıza gelmelisin'... Şimdi kim bizimle berâber şehâdet şerbetini içmek isterse burada kalsın. Bir mikdar daha dünyâ hayâtını yaşamak arzu edenlere de biz izin veriyoruz, dışarı çıkabilir. Bu gece bizimle birlikte olmasınlar" buyurdu. Bunun üzerine talebelerinden yedi kişi hâriç diğerleri câmiden dışarı çıktılar. O gece kuvvetli bir zelzele oldu. Câmi-i Kebîr yıkıldı. Yedi talebesi ile birlikte Muhammed Erzincânî hazretleri şehîdlik şerbetini içtiler. Câmiden başka hiçbir yerde bir zarar olmadı. Said Eken

***

İSTESE DAĞLAR ALTIN OLURDU

Cebrâil (aleyhisselâm), Peygamber Efendimize gelip; “Allahü teâlânın sana selâmı var. İsterse şu dağları O’na altın yapayım. Nereye giderse gitsin, o altın dağları O’nunla beraber olur” buyurdu. Sevgili Peygamberimiz buyurdular ki: “Ey Cebrâil! Dünya, evi olmayanın evidir. Ve yine (o) malı olmayan kimsenin malıdır. Bunları aklı olmayan kimse yığar.” Bunun üzerine Cebrâil (aleyhisselâm;) “Yâ Resûlallah! Allahü teâlâ seni kat’i söz ile dimdik kılmıştır” dedi.

EY HABÎS OLAN RÛH!

DÜNDEN DEVAM
Fâcirin, yanî kâfirin rûhu sert olarak şiddet ile alınır ve yüzü Ebû Cehil karpuzu gibi olur. Melekler ona hitâben, (Ey habîs olan rûh! Habîs olan cesedden çık) der. O da merkeb gibi bağırır. Rûhu çıkınca, Azrâîl aleyhisselâm, onu yüzü gâyet çirkin ve siyâh elbiseli ve fenâ kokulu zebânîlere (yanî azâb yapan meleklere) teslîm eder ki, ellerinde yünden yapılmış, eski kilim parçası gibi bir bez vardır. O rûhu buna sararlar. Bu zamânda, çekirge kadar insan şekline çevrilir. Bunun sebebi, kâfirin cesedi âhırette müminin cisminden büyük olur. Hadîs-i şerîfte, (Cehennemde kâfirin bir azı dişi Uhud Dağı kadardır) buyuruldu.

FATİH SULTAN MEHMET

İstanbul’un fethi için çocukluğundan beri ilim ve fen öğrenen Fatih Sultan Mehmet Han bu kuşatma sırasında kullanılan topların soğutulması için zeytin yağı kullanmıştır. Böylece yağ ile makine soğutma sistemi tarihte ilk defa kullanıldı. Çağ kapatıp, çağ açan Mehmet Han, havan topunun balistik hesaplarını yaparak dik mermi yollu ateşli silahın kâşifi olarak bir kere daha tarihe adını yazdırmıştır. Novoberda Kuşatması'nda, havan topunu kullandığını tarihî kaynaklar kaydederler.

TEFEKKÜR

Aksilokop hayvanı yumurtladıktan hemen sonra ölür, yavrusunu hiç görmez, buna rağmen yumurtadan çıkacak yavrusuna gösterdiği ihtimam dikkate şayandır. Yavrusu bir sene gıdasını temin etmeye muktedir değildir. Bundan dolayı anne, bir ağaç parçasında uzunca bir oyuk meydana getirir. Çiçek yapraklarını ve bazı yumuşak dalları buraya doldurmaya başlar ve oraya bir yumurta bırakır. Sonra ağaçtan çıkardığı tozları hamur hâline getirip tavan yapar. Bundan sonra başka bir yuva yapmaya koyulur. Buraya bıraktığı yiyecekler, bu yavruya tam bir sene yeter.

Her harfinde şifa  var

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...