Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti sağlığın demir leydisi

Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti sağlığın demir leydisi

SAĞLIK Haberleri

Onun hayatı tam bir başarı hikayesi. Yer aldığı projelerle sağlık sektöründe fark oluşturdu. Neredeyse 7/24 çalışıyor. 2 de çocuk sahibi.

İstanbul'un gerçek anlamdaki tam teşekküllü ilk büyük özel hastanesi olarak açılan Yeşilköy'deki İnternational Hospital'de tanıdım Meri İstiroti'yi… 1990 yılıydı...Henüz sağlıkta kurumsal iletişim kavramının yeni başladığı dönemde, ben sağlık habercisi o da hastanenin medyaya dönük gencecik yüzüydü. Sonra basamakları hızla tırmandı. 1993'te International Hospital Hastanesi İşletme Koordinatörü oldu. 1998'te henüz 30 yaşında iken Bayındır'a bağlı 750 kişilik Yaşlı Yaşam ve Rehabilitasyon Merkezi'nin Genel Müdürlüğü görevine atandı. Ardından Acıbadem Sağlık Grubu'nun Genel Müdür Yardımcılığına yükseldi. 1999-2010 yılları arasında Acıbadem markasının bir zincir şeklinde büyümesi sürecinde aktif rol aldı. Aradan 25 yıl geçti. Meri İstiroti bugün, üst düzey teknolojiyle donatılmış ve kendi alanında bir ilk olan Liv Hospital'in Grup Koordinatörü. Bugüne kadar 15 hastanenin açılışını gerçekleştiren İstiroti, yer aldığı projelerle "Sağlığın Demir Leydi"si unvanını hak ediyor.
İş dünyası, genellikle erkek egemen bir dünya. Başlangıçtan bugüne doğru gelirken kadın olarak pozitif ya da negatif ayırımcılık yaşadınız mı? nbsp;
İşinizi doğru yapar, güvenilir ve çalışkan olursanız cinsiyet farkınız ortadan kalkıyor. Sadece bir iş insanı olarak kalıyorsunuz. Bazı kadınlar, kadın kimliklerini, bazıları ise işlerini ön plana koyuyor. Ben hep işimi ön plana aldım. Bulunduğum ekiplerin liderliğini ona göre planladığım için yöneticiler ve sermayedarlardan herhangi bir ayırımcılık görmedim. Buna karşılık duygusal zekâmı kullanarak ilerlediğim için kadın olmanın avantajını da yaşadım. Özel hayatımda ise, negatif ayırımcılık gördüm. Çevremde bu tempoda çalışan biri olmadığı için "O hep çalışır, hep yoğundur" gibi eleştirilere maruz kaldım. Çünkü seçtiğim iş 7/24 çalışmayı gerektiriyor. Hafta sonu, bayram diye bir şey yok. Her zaman olağanüstü durumlar olabiliyor. Bu da aile çevreme ve çocuklarıma olumsuz yansıdı. nbsp;
Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti sağlığın demir leydisi

"Ne zaman emekli olacağımı bilmiyorum. Ancak üretmeye devam edeceğim. Bir çocuk hastanesi kurup işletmek en büyük hayalim..."
Aynı zamanda annesiniz. "İş tempomla ilgili ailemden negatif ayırımcılık görüyorum" dediniz. Çocuklarınız bunu nasıl dile getiriyor? nbsp;
İki çocuğum var. Ralp 10, Valerie 18 yaşında. Oğlum dördüncü sınıfta, kızım lise son. Önceleri her ikisi de çok çalışmamdan dolayı şikayetçiydi. 'Liv'in doğuşu ve kuruluşu aşamasında neredeyse 24 saati hastanede geçirdiğimiz aylarımız oldu. Çocuklarımın beni anlayabilmesi için onları hastane kuruluşunda görevlendirdim. Oğlum pediatri ekibinin inşaatının kontrolünden; kızım ameliyathane inşaatının kontrolünden sorumluydu. Elbette fiili bir şey yapmıyorlardı ama bu durum ilişkilerimizde inanılmaz bir fark doğurdu. Yoğun tempomdan şikâyet eden çocuklar, işi daha hamur aşamasında görüp de gelişmesinde sorumluluk alınca inanılmaz destek oldu. İnanılmaz anlayış göstermeye başladılar. Şimdi "Seninle gurur duyuyoruz ve çalışmayan bir anne hayal edemiyoruz" diyorlar. nbsp;
Hayatınızda "İyi ki bu işi yapıyorum" dedirten bir dönüm noktası oldu mu?
Boğaziçi Üniversitesi'nde Klinik Psikoloji eğitimi aldım. 1990'da İnternational Hospital'e başladığımda 1-2 sene bu işi öğrenir sonra kendi işime dönerim diye düşünüyordum. İlk yıldan sonra bu işin manevi hazzını alınca sektör değiştirmek istemedim. Tiyatro tozu yutmak gibi hastane tozu yutmak... Her gece başımı yastığa koyduğumda 'bugün şu kadar hastaya şifa sunduk' demek çok güzel bir duygu. Gün sonu muhasebemiz de bu. Başka hiçbir meslekte bu manevi tatmini alamayacağımı gördüm. nbsp;
Bu yoğun tempo içinde kendiniz için ne yapıyorsunuz? nbsp;
Şu anda yapabildiğim tek aktivite, bazı hafta sonları yürüyüşlerine çıkmak. Çok nadir de olsa birkaç seans pilates ama çocuklarımla olmak yegâne ödül. Onlarla gezebilmek, dersleriyle ilgilenebilmek paha biçilemez. Çünkü bunlar çok nadir anlar oluyor.
Hayata dair planlarınız hep işle mi ilgili? nbsp;
Meslekî kitap yazmayı arzuluyorum. Yaptığım işin eğitimcisi olarak yola devam etme fikri, beni heyecanlandırıyor. Ürettikçe genç kalacağımı düşünüyorum fakat stressiz bir üretim olması hedefim. Bir çocuk hastanesi kurup işletmek en büyük hayallerimden biri.


SIKINTIDAN KURTULMA FORMÜLÜ:
Bunaldığımda bebek odalarına giderim
"350-400 gramlık et parçası gibi doğan bebeklerin sağlıklı bir şekilde 2 kiloya ulaşıp taburcu olmasını görmek inanılmaz bir mutluluk"


Bir kadın yönetici olarak kadınlarla çalışmak zor mu? Siz hangisini tercih edersiniz? nbsp;
Özgüveni yüksek ve ne yaptığını bilen, olaylara duygusal bakmayan kadın yöneticiyi kesinlikle tercih ederim. Ancak zaman zaman rekabetçi tarafta, işe daha duygusal bakan bir kimlikte ise, o zaman çalışmak çok zorlaşabiliyor.
Buradan işe duygusal bakmamak gerektiğini düşündüğünüzü anlıyorum ama insan hayatını etkileyen bir alanda çalışıyorsunuz. Çalışırken sizi en çok ne etkiliyor? nbsp;
Çalıştığım hastanelerde yetişkinlere dair olağanüstü tedaviler veriliyor. Ancak beni en çok sarsan, bebeklerle ilgili tedaviler. 350-400 gramlık et parçası gibi doğan minicik yavruların sağlıklı bir şekilde 2 kiloya ulaşıp taburcu olmasını görmek inanılmaz bir mutluluk. İş hayatımda çok çok sıkıntılı olduğum anlarda mutlaka doğum odasının yanına inerim. Orayı bir görürüm, koklarım ve çıkarım. O benim buradaki gizli rehabilitasyon anlarımdır. Kimse bilmez.
Türkiye'de hastanecilik sektörünün gelişiminin en yakından tanığısınız. Türkiye'de sağlık hizmetine erişim konusunda şu anda hangi noktada bulunuyoruz? nbsp;
25 yılda çok büyük yol kat ettik. 1990-2000 yılları arasında gelişen sağlık sektöründe Amerika ve Avrupa'ya gidişi azalttık. 2000'li yıllardan sonra ve özellikle 2005'ten sonra hasta kabul eden taraf biz olduk. Bunun adı da sağlık turizmi oldu. Türkiye sağlıkta bir marka olma yolunda ilerliyor. Ciddi rakamlar ortaya çıktı. 'Liv', bir yeni bir oluşum. Diğer zincir hastanelerin yanında emeklemeden yürümeye yeni geçiyor. 24 ayda sadece tek şube ile 14 bin hasta kabul ettik. Ankara ile birlikte bunun 1.5 katına çıkmasını bekliyoruz. Biz bile 2 yılda bu seviyeye ulaştık. Türkiye'nin 2023'te sağlık turizminden 20 milyar dolarlık gelir hedefi var. Ki bu rakam, neredeyse normal turizm geliri kadar.
Liv, görece elit bir hastane grubu. Genel olarak değerlendirdiğimizde herkesin kesesine göre erişebileceği bir sağlık sunumu mevcut mu ülkemizde?
Türkiye'de 1500 tane hastane var, bunun 600'ü özel. Sağlığa erişim imkânı arttı. Rutin işlemlerde bir sıkıntı yok. Ancak özellikli kanser cerrahileri, böbrek, karaciğer, nakil ameliyatlar, nadir yapılan kök hücre tedavileri gibi konularda, risk düzeyi yüksek işlemlerde, kritik hastalıkların tedavilerinde özel sektör yine başı çekiyor. Önceden insanlar önemli tedaviler için Ankara, İstanbul ya da İzmir'deki üniversite hastanelerine giderdi. Bugün Türkiye'nin bütün illerine çok ciddi yatırımlar yapılıyor. Artık büyük şehre gitme ihtiyacı da azaldı.
EN SON?
Kendiniz için en son ne satın aldınız?
Baharda da kullanabileceğim birkaç elbise. Zaten fırsat bulduğumda denemeden alıyorum birkaç tane şey. nbsp;
En son satın aldığınız kitap?
Orhan Pamuk'un son kitabı "Kafamda Bir Tuhaflık". Ancak kitap evlerinde vakit geçirmeyi, çocuklara bir şeyler alırken kitapları karıştırmayı çok severim.
En son izlediğiniz film?
Oscar ödüllü Whiplash ve Birdman.
Yapmayı en çok istediğiniz şey?
Çok uzak yerlere doğru seyahate çıkmak. Örneğin Uzak Doğu ya da Güney Afrika.



Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti sağlığın demir leydisi

İKİ KİTAP, İKİ ÇOCUK
Meri İstiroti, mesleki kariyerine iki de kitap sıkıştırdı. İşin mutfağında yaşananları anlattığı "Son Söz Doktorların" ve günümüzün başarılı kimliklerinin gençlere öğütleri niteliğindeki "30 Yaşa Mektuplar".

Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti sağlığın demir leydisi


HAZIRLAYAN: ZİYNETİ KOCABIYIK




UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...