Beynimizin bir garip oyunu, takıntıları takmayın!

Düzenleyen:
Beynimizin bir garip oyunu, takıntıları takmayın!

SAĞLIK Haberleri

Eskilerin “vesvese” dedikleri düşüncelerin sonucunda ortaya çıkan, tekrarlayan hareketleri hemen herkes yaşıyor. Ancak bunlar hastalık derecesine geldiğinde kişinin hayatını zindan edebiliyor…

Ziyneti Kocabıyık - Günde kaç defa el yıkarsınız? Söz dinlemeye başladıktan sonra çocuklara her yemekten önce ve sonra el yıkamaları öğütlenir. Titiz bir insansanız günde 10-15 defa 10-30 saniye boyunca elinizi yıkarsınız. Peki ya bir kalıp sabunu bitirene kadar saatlerce el yıkıyorsanız… Ya da “kirleneceğim” endişesi ile dışarı bile çıkamıyorsanız…
Sabah işinize gitmek üzere evinizden çıktığınızda ütünün fişini çektim mi diye herkes hayatında birkaç kez düşünmüştür. Geri dönüp kontrol etmiştir. Ama geri dönüp kontrol ettikten sonra “Ya yanlış gördüysem” diye tekrar tekrar gidip bakıyor musunuz? Ya da çözüm olarak sabah ütüyü de yanınızda işe götürüyor musunuz? 
Bu örnekleri artırmak mümkün. Attığı mailin yanlış kişiye gidip gitmediğini defalarca kontrol edenler, düzen takıntısı yüzünden hiçbir şeyi düzenleyemeyenler, hiçbir şeyi atmayıp, dışarıdan bulduklarını da eve taşıyarak evlerini çöp ev hâline getirenler… Bu örneklerin biri veya birkaçı için “Bende de var” diyebilirsiniz. Takıntılı davranışlar ne zaman takıntı hastalığına dönüşür? Bunu test edebilir miyiz? Takıntı hastası olduğu bilmediğimiz ünlüler kimler? Tedavisi var mı? Bu soruların cevaplarını NPİstanbul Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç Dr. Oğuz Tan verdi.

İnatçı, bir konuda tutturan insanlara rastladığımızda “takıntılı” deriz. Böyle bir şey mi takıntı?
Takıntı, insan zihninin düşman başına diyebileceğimiz özelliklerinden biridir. Aklımıza bir düşünce, hayal gelir oturur; bir türlü oradan kalkmaz. Yabancılar “obsesyon”  derler. Türkçeye çevirirsek “saplantı”. Obsesyon, takıntı, saplantı ne derseniz deyin, istemeden gelen, sıkıntı verici, tekrarlayıcı ve sürekli düşünce,  dürtü, hayaldir. Takıntılı kişilik ile takıntı hastalığı bazı noktalarda birbirine benzer ama aynı şey değildir. Takıntı hastalığı sonradan başlar ilaçla tedavi edilebilir. Takıntılı kişilik doğuştandır ve değiştirilemez.

Hastalık söz konusu olduğunda farklı takıntılardan söz etmek mümkün mü?
Evet. Bir kişide sadece biri olabileceği gibi birkaçı da bir arada bulunabilir. Ya da biri biter diğeri başlar. Kişide saldırganlık takıntısı, kirlenme takıntısı, cinsel takıntılar, biriktirme ve saklama takıntıları, eşyaların simetrik olması ve düzeni ile ilgili takıntılar, şüphe takıntıları, somatik (hastalıklarla ilgili) takıntılar ve diğer takıntılar (bilme veya hatırlama ihtiyacı, belirli şeyleri söyleme korkusu, doğru şeyi söylememe korkusu, bir şeyler kaybetme korkusu, batıl itikatlar, uğurlu ve uğursuz sayılar) olabilir. 

ANNE-BABALAR DİKKAT!
Beyindeki serotonin eksikliği ve çocukluk dönemindeki olaylar, ailenin yanlış tutumu takıntıların temelini atıyor. “Çocuğum başarılı ve örnek bir insan olacak” derken, takıntılı bir çocuk yetiştirebilirsiniz…

Takıntı hastalığına birkaç örnek verebilir misiniz?
Sayma takıntısı olan bir hastamdan örnek vereyim. Bir büroda çalışan hastam her şeyi sayıyordu. Gömleğinizin düğmelerini, parmaklarınızı, kendi parmaklarını, duvardaki fotoğraftaki insanları, odada kaç ayak olduğunu, “Şu dosyayı uzatır mısın?” dediğinizde, cümle içindeki harfleri sayarlar. 
Hasta olma takıntısı olan hastalarım da var. Mesela bir tanesinin kuduz olma korkusu vardı. Sokağa çıktığında kedi ya da köpek görmese bile “Acaba gördüm mü? Kuduz olur muyum?” şüphesi içindeydi. Ayrıca tetanos ve kangren olmaktan da müthiş korkuyordu. Çekmecede iğne görse dehşetle “Acaba elime battı mı?” diye soruyordu. 

Bu insanların problemi nedir? Takıntı hastalığı niye ortaya çıkıyor?
Sebebi yüzde 60 oranında biyolojik. Diyabet, hipertansiyon, kalp hastalığı gibi. Beyindeki mutluluk hormonu olarak adlandırılan serotoninin eksikliği ya da yeterince iş görememesi sebebiyle ortaya çıkıyor. Genetik bir altyapısı da var. Ancak yüzde 40’ı daha çok çocukluk döneminde karşılaşılan olaylar, aile yapısı ve eğitim özellikleri sonucu oluşuyor. Anne babanın mükemmel çocuk yetiştirme gayreti, katı ahlakçılık, yasakçılık, titizlik, mükemmeliyetçilik, dört dörtlükçülük, anne babanın kaygılı kişilik özelliği çocuğun takıntılı olmasına sebep oluyor. 

Mükemmel çocuk yetiştirme takıntısı çocukları riske atmıyor mu bu durumda?
Atıyor elbette. Genel toplumda görülme oranı yüzde 2,5-3’tür. Ancak ülkemizde 2000’lerden sonra yapılan çalışmalar bu oranın yaklaşık 2 kat arttığını gösteriyor. 

Her yaşta görülür mü? 
Daha çok genç hastalığı. 20-36 yaş arasında başlıyor. Ancak çocukluk ve ergenlik döneminde de görülebiliyor. Kadınlarda daha çok görünüyor gibi algılansa da kadın ve erkekte görülme oranı neredeyse birbirine eşit.

Genel kişilik özellikleri var mı?
En belirgin özellik mükemmeliyetçi olmalarıdır. Her konuda aşırı titizdirler. Düzene meraklıdırlar. Mükemmeliyetçilikleri yüzünden işlerini bir türlü zamanında bitiremezler.  İşlerini bir türlü başkalarına devredemezler. Emirleri altındaki kişilerin işlerini de çoğunlukla kendileri yaparlar. Sorumluluk almaktan kaçınırlar. İnisiyatif alamazlar. Bu yüzden lider ve yönetici olamazlar. Aşırı kararsızdılar. Çünkü hata yapmaktan korkarlar. Takıntılı kişiler arasında işsizlik oranı yüksektir. Üç hastadan biri işsizdir.  

Tedavisi nasıldır?
Uzm. Klinik Psikolog Dr. Cengiz Demirsoy: İlaç ve davranışçı terapilerin birlikte kullanılması sonucu tedavi başarısı yüzde 90’dır. Ancak ilaç tedavisinin düzelmeden sonra da 1,5 yıl devam ettirilmesi gerekir. Davranışçı terapilerde kişinin takıntısıyla yüzleşmesi ve çeşitli egzersizlerle üzerine gitmesi hedeflenir. Sadece davranışçı terapilerle takıntı hastalarının yarısı tedavi edilebilir. 

Beynimizin bir garip oyunu, takıntıları takmayın!
Yrd. Doç. Dr. Oğuz Tan ve Uzm. Klinik Psikolog Dr. Cengiz Demirsoy, takıntılı kişilikle, hayatı âdeta felç eden takıntı hastalığını anlattı…

ÜNLÜ HASTALAR
Takıntıdan ölenler bile var
Ünlü hastalara en önemli örnek petrol zengini bir ailenin trilyoner oğlu, Amerikalı film yapımcısı, sanayici, havacı Howard Hughes’di…  Temizlik takıntısı bulunan Hughes, kendini hapsettiği bir otelin kral dairesinde açlık ve susuzluk yüzünden çırılçıplak bir şekilde hayatını kaybetti. Öldüğünde ardında 2 milyon dolarlık bir servet bırakmıştı. Hughes, kirlenme ve hastalık kapma korkusu yüzünden hiçbir şey yiyip içemez hâle gelmişti. “Yaralı Yüz”, “Kanun Dışı” gibi filmlere imza atan Hughes’in hayatı yıllar sonra “Havacı” filmi ile sinemaya aktarıldı. Hughes’i Leonardo Di Caprio canlandırdı.
Bizden de örnekler var. Büyük yazar Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın temizlik takıntısı yüzünden daktiloyu eldivenle kullandığı, Abdülhak Şinasi Hisar’ın da temizlik takıntısı yüzünden kendini Gümüşsuyu’ndaki evine kapattığı biliniyor.  

NE ZAMAN HASTALIK?
10 soruya evet dediyseniz eyvah!
Belirtilere baktığınız zaman kendinizden kuşkulanabilirsiniz. Peki hepimiz mi hastayız? Dr. Oğuz Tan, takıntının hastalık olabilmesi için kişiyi huzursuz etmesi, bu huzursuzluğunu gidermek için eyleme geçmesi ve bunu tekrar tekrar yapması gerektiğini söylüyor: 
Mesela evden çıkarken kapıyı kilitleyip kilitlemediğini düşünerek, yarı yoldan geri dönüp kontrol etmek gibi. Bunu kafamız çok dalgın olduğunda arada sırada yaparız ama her gün aynı şey yaşanıyorsa ve bir defa kontrol etmek yetmiyorsa hastalıktan söz edilebilir.

Bunu ölçmek mümkün mü?
Takıntının derecesini belirlemek için tedavi öncesinde bazı testler yapıyoruz. Basit bir değerlendirme testi verelim. Aşağıda takıntılı kişilik sahiplerinin kişilik özellikleri sıralanıyor. Çevrenizdeki bir insanda bunlardan 5’i varsa dikkatli olun; eğer 10’dan fazlası varsa yandınız demektir…
- Kararsızdır veya zorlukla karar verir.  
- Çok inatçıdır.  
- Eleştiricidir kolay beğenmez.  
- Alışverişte müşkülpesenttir.
- Kendisini rahatlatmakta zorluk çeker.
- Kendi işini kendisi yapmayı sever.
- Kontrollüdür ama kabul etmez.
- Kızdığı kişiyi düşmanca test eder.
- Rutin işi aksarsa sinirlenir.
- Tuttuğunu koparır, ısrarcıdır.
- Çalışmaktan keyif alır ama belli etmez.
- İşlerini yetiştirmekte zorlanır.
- Sıklıkla geç kalır.
- Sözü uzatır sadede gelemez.
- Dürüstlüğe çok önem verir.
- Ahlak ve iyi-kötü vurgusunu çok yapar.
- Biriktirmekten zevk alır, hesapçıdır.
- Hataları abartır.
- Temiz ve düzenlidir.
- “Hayır” kelimesini “Evet” ten çok kullanır.
- Başkalarını değiştirmeye çalışır.
 
 
 

 

Düzenleyen:  - SAĞLIK
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...