Left
Lamba

HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__
Lamba
Right

Her safra taşı ameliyat edilmeli mi?

Her safra taşı ameliyat edilmeli mi?

SAĞLIK Haberleri

Türkiye Gastroenteroloji Derneğinin yeni yaptığı bir çalışmaya göre ülkemizde safra taşı yüzde 8 oranında görülüyor. Ancak bunların sadece yüzde 20’si ameliyat gerektiriyor.

ZİYNETİ KOCABIYIK

Son zamanlarda çevremizden “safra kesemi aldırdım” cümlesini çok sık duyar olduk. Özellikle kapalı ameliyat metotlarının başarıyla uygulanmasının da etkisiyle safra taşı tespit edilen hastaların büyük bölümünün safra kesesi basit bir operasyonla alınıyor. Peki bu ameliyatların ne kadarı gerçekten mecburi? Safra taşları ne zaman alınmalı?
Türk Gastroenteroloji Derneğinin Mardin Gençlik Merkezinde düzenlediği halk toplantısında Türkiye’de safra taşı görülme oranının yüzde 8 olduğunu söyleyen Türk Gastroenteroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Dilek Oğuz “Her safra taşının ameliyat edilmesi şart değil. Sadece komplikasyon gelişen safra taşları alınmalıdır. Safra kesesinde taş olan kişilerin sadece yüzde 20’sinde komplikasyon gelişir” dedi.

YANLIŞ ALARMA ALDANMAYIN
Safra taşlarının genellikle belirtisiz olduğunu ve tesadüfen fark edildiğini, sadece yüzde 2-3’ünün belirti verdiğini söyleyen Prof. Dr. Oğuz “Halkımızın çok sıklıkla bildiği ‘Yemekten sonra sağ tarafım ağrıyor’, ‘Sırtım ağrıyor’, ‘Karnım ağrıyor’ şeklindeki şikâyetler safra kesesinin alameti değildir. Onlar hazımsızlık ya da sindirim bozukluğu dediğimiz başka hastalıkları işaret eder” dedi.

OBEZİTE AMELİYATI TAŞ OLUŞUMUNU ARTIRIYOR
 Şişmanlığın safra kesesi taşları için risk faktörü olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Oğuz “Hızla büyük miktarlarda kilo kaybetmek de taş teşekkülü için çok önemli risk faktörü. Günümüzde sıklıkla yapılan bariatrik cerrahi dediğimiz obezite cerrahisi taş oluşumunu artırıyor. Bunun yanında 40 yaş üstünde olanlarda, kadınlarda, menopoz öncesi dönemde, gebelik ve doğum kontrol hapı kullananlarda, diyabetlilerde, yüksek kalorili yiyeceklerle beslenenlerde daha fazla taş görülüyor” dedi.

BELİRTİLERE DİKKAT

BÖBREK TAŞI AĞRISI GİBİ
Safra kesesi taşının en önemli belirtisinin şiddetli ağrı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Dilek Oğuz “Safra kesesi taşı gerçekten belirti verdiği zaman birkaç durum ortaya çıkar. Bunlar ciddi belirtilerdir. Bir tanesi şiddetli karın ağrısıdır. Bu karın ağrısı ‘safra taşı atağı’ gibi kabul edilebilir. Çok şiddetli karın ağrısı tıpkı böbrek taşı ağrısı gibidir. Karnın sağ üst kesimi ve orta kesiminde görülür. Sırta yayılabilir. Yarım saatle 2 saat arasında devam eder. Hasta acile gidip güçlü bir ağrı kesici yaptırdıktan geçer. Ağrıya mide bulantısı ve kusma da eşlik edebilir. Ataklar genellikle yağlı bir yemekten sonra ve her zaman geceleri ortaya çıkar” dedi.

İLTİHAP VE SARILIK TEHLİKESİ
Safra taşının bir başka belirtisinin de sarılık olduğunun altını çizen Prof. Dr. Oğuz “Kesedeki taşlar safra kanalına düşerse sarılık oluşabilir. Şiddetli ağrının yanı sıra kesenin iltihabı, pankreasın iltihabı ya da safra kesesinin delinmesi gibi durumlarda ameliyat tavsiye edilir” dedi.  Safra kesesindeki taşların safra kanalına düşmesi durumunda pankreasın hasar gördüğünü ve bu duruma pankreatit adı verildiğini belirten Prof. Dr. Oğuz “Belirti vermeyen taşlar için  ameliyat önerilmiyor. Genel olarak öyle bir algı var ki, safra kesende taş var seni ameliyat edeyim. Böyle bir algı yanlış. Her safra kesesi taşı için ameliyat  gerekli değil” dedi.

BELİRTİ YOKSA TAŞ YERİNDE DURSUN
Belirti vermeyen safra taşlarının ameliyat edilmemesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Oğuz, “Taş var diye her önüne geleni ameliyat etmemek lazım. Birçok hasta ‘Ameliyat oldum sıkıntılarımdan kurtuldum’ diyor. Biz buna plasebo etkisi de diyoruz. Gereksiz yere ameliyat olanların çoğunda ameliyat öncesi belitilerin bir bölümü tekrarlıyor. Gerçekte şiddetli ağrı yaşayıp kanala taş düşmüş kişiler kurtulmuş oluyor.Genellikle kapalı yöntemle ameliyat edilir. Bazı vakalarda açığa dönmek gerekebilir” diye konuştu.

YİYECEKLERLE ALINAN YAĞLARI İŞLEYEN ORGAN
Safra, karaciğerde üretilen, besinlerle alınan yağların ve yağda eriyen vitaminlerin vücuda faydalı olmasını sağlayan bir maddedir.  Safra kesesi ise karaciğerin sağ alt köşesinde yer alan ve karaciğerden salgılanan safranın toplandığı            küçük armut şeklindeki organdır.  Kesenin görevi, safrayı depolayıp, yoğunlaştırmak ve gerekli aralıklarla on iki parmak bağırsağına göndermektir. Yemek yedikçe çalışır. Çeşitli sebeplerle kesenin içinde kolesterol ve kalsiyum tuzları birikerek taş oluşumuna sebep olur.

 

45 GÜNLÜK KURSLA ENDOSKOPİ YAPILMAZ
Türk Gastroenteroloji Derneği, toplumun yüzde 60’ını etkileyen sindirim sistemi hastalıkları ile ilgili bilgilendirmek yapmak üzere şehirlerde halk toplantıları düzenliyor. Derneğin yönetim kurulunu oluşturan uzmanların konuşmacı olarak katıldıkları toplantıların 12.si Mardin Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla Mardin’de yapıldı.  Toplantıda Türkiye’de mide ve bağırsak hastalıkları ile ilgilenen uzman sayısının yetersiz olduğunu söyleyen Dernek Başkanı Prof. Dr. Serhat Bor “Avrupa ülkelerinde yüz bin kişiye üç gastroenteroloji uzmanı düşer. Ülkemizde bu sayı yüz bin kişide 0,7’dir. Mide ve bağırsak hastalıklarının kesin teşhisinde endoskopi ve kolonoskopi altın standarttır. Ancak ülkemizde endoskopiyi kimlerin yapabileceğini belirten alan yasal olarak düzenlenmediği için 15-45 günlük kurslarla endoskopi yapılıyor. Bu durum teşhisin güvenilirliği konusunda soru işaretleri meydana getiriyor” dedi.

 

 

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...