Kocaman: Fener en verimli döneminde

nbsp;
Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman, UEFA Avrupa Ligi'ndeki gruplarından çıkma şanslarının rakipleri Olympique Marsilya ve Borussia Mönchengladbach ile eşit gözüktüğünü belirterek, ''Bu takım gruptan çıkmayı başardığı zaman Avrupa Ligi'nin favori takımlarından biri olacak'' dedi. Kocaman, Lig TV'de katıldığı programda sarı-lacivertli takımın gündemiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Teknik direktör olarak görev yaptığı süre boyunca Fenerbahçe'nin Avrupa kupalarındaki 8 maçtan sadece birini kazanmasıyla ilgili soru üzerine Kocaman, ''8 maç 1 galibiyet, evet doğru. Şimdi Avrupa Ligi'nde 6 maç oynayacağız. Bu 6 maç hakikaten çok zor olacak. Bizim gruptan çıkma şansımız Mönchengladbach ve Marsilya ile aynı gözüküyor. Bu takım gruptan çıkmayı başardığı zaman Avrupa Ligi'nin favori takımlarından biri olacak'' diye konuştu. Kocaman, Fenerbahçe'nin son yıllarda Avrupa hedefini küçülttüğüne dair eleştirilerin gerçeklikten uzak olduğunu anlatarak, şunları kaydetti: ''Fenerbahçe futbol takımının, başkanının ve antrenörünün böyle bir düşüncesi olsa, şu anki transferler olur mu? Ama şunu atlamamamız gerekiyor, Avrupa'ya çıkış Türkiye'den geçiyor. Fenerbahçe üzerinden konuşmak gerekirse, geçen dönemdeki yatırımlarıyla aldığı sonuçlar arasında olumsuzluk olduğunu söylüyorum. Eğer bu yatırımlar devam edecekse, Fenerbahçe önümüzdeki 10 yıl içerisinde en az 7-8 kez Şampiyonlar Ligi'nde gruplarda olmalı. Olmazsa bunun nedenleri araştırılmalı.''

-''Fenerbahçe, son dönemlerdeki en başarılı transfer sezonunu geçirdi''-

Kocaman, Fenerbahçe'nin son dönemlerdeki en başarılı transfer sezonunu geçirdiğini ifade etti. UEFA Şampiyonlar Ligi'nden elenmelerinden sonra Meireles'i transfer etmeleriyle ilgili yapılan eleştirilerin sorulması üzerine Kocaman, şunları kaydetti: ''Fenerbahçe'nin geçmişinde de bu tür transferler yapıldı. Bu dönemde de yapıldı. Örneğin Vaslui maçından sonra Yobo ve Krasic geldi. Krasic başlangıçta gündemimizde olan bir futbolcu değildi. Transfer opsiyonu ortaya çıkınca değerlendirmek istedik. Çok güvendiğim, Fenerbahçe'ye ilerleyen döneminde oyun anlamında eşik atlatacağına inandığım bir oyuncu. Stoper konusuna gelince, takımımızdan Yobo ve Bilica ayrılmıştı.
İlk aşamada bu oyuncuların yerine verimli oynayan Egemen geldi. Ancak sayısal olarak bir oyuncuya daha ihtiyacımız vardı. Yobo'nun transferi gecikti. Mehmet Topal, Emre'nin yokluğunda geldi. Aslında hem Mehmet Topal hem de yanındaki futbolcu (Tino Costa) için çok önceden hareket etmiştik. Ancak kulübünün istememesi sebebiyle bu transfer gerçekleşmedi. Meireles gelmeden önce de takımın çok kapasiteli olduğuna, birbirlerini anladıktan sonra daha iyi bir takım olacaklarına inancım vardı.''

Kocaman, Şampiyonlar Ligi'nden elenmelerinden sonra yaptıkları Meireles transferinin, bu konuyla ilgili olarak çok gündeme geldiğini anlatarak, ''Meireles hep bu işin önünde olduğu için daha önce yapılan 7 transfer çöpe atılıyor. Meireles üzerinden gündeme geliyor bu işler. Futbolda son gün transferleri var. Bütün dünya kulüplerinin yaptığı bir şey. Aslında bakıldığı zaman Fenerbahçe, bu sene son dönemlerdeki en doğru, en başarılı transfer sezonunu geçirdi'' dedi.

-''Yatırımla verimlilik arasında paralellik yok''-

Aykut Kocaman, Türk takımlarının yaptığı yatırımın karşılığını alamadığını dile getirdi. Türk takımlarının transfere bakış açısıyla ilgili bir soru üzerine Kocaman, şunları kaydetti: ''İşi tamamen transferlere getirip, çözümlemeye çalışırsak zaten baştan yine yanlış yapıyoruz demektir. Ben inatla ve sabırla, bu ülkede yapılan yatırımların karşılığının alınmadığını savunanlardan biriyim. Bu, Fenerbahçe için de diğer kulüplerimiz için de geçerli. Yatırımla verimlilik arasında paralellik yok.
Transferlerde birinci sınıf oyuncuları Türkiye'ye birinci sınıf zamanlarda getirmek çok zor. Çünkü merkezin dışındayız. Biz bu sene en buhranlı dönemimizdeyken, Meireles ile birlikte 4 tane birinci sınıf oyuncu getirmeyi başardık. Krasic, Kuyt, Meireles, Moussa Sow... Moussa Sow da dünya standardında bir isim. Buraya bu tip oyuncuları getirmek için yüksek ücretler vermemiz gerekiyor. Yabancı oyuncular geldikleri andan itibaren muazzam bir medya etkinliği görüyorlar. Medyanın olağanüstü etkisi var. Türkiye'deki futbol medyası takımların üzerinde çok etkili. Futbolcular zaman zaman bu gücün altında eziliyor, zaman zaman da bu gücü arkalarına alabiliyorlar. Taraftarlar da takımların gidişatı üzerinde çok büyük bir role sahip olabiliyorlar.''

Türkiye'de çalışan teknik direktörlerin doğru takımı yapmalarına izin verilmediğini savunan Kocaman, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye'deki futbol iklimi, bu insanların doğru ve antrenör takımı yapmalarına imkan sağlayacak hiçbir şeyi sunmuyor. Bizim yarışımız kötülük arasında bir yarış oluyor. Biz ileriye doğru birbirimizle yarışmıyoruz, gerilemede ve kötülükte yarışıyoruz. Bu, Aykut Kocaman'ın değil, bütün teknik direktörlerin sorunu. Takımların antrenör takımı olmadığı çok net belli oluyor. Türkiye'de antrenör takımı olamıyor. Fenerbahçe için de diğer takımlar için de bu geçerli. Bir daire çizmişiz, bu daire içerisinde didinip duruyoruz. Bu daireyi nasıl aşacağımızı düşünemiyoruz. Bu daireyi kırmak için çaba gösterdiğiniz zaman da bambaşka şeylerle karşılaşıyorsunuz. Bu daire bilgiye dayalı bir daire değil. Beraber yola çıkıp, yarışarak rekabet etmektense, kurduğumuz küçük dünyamızda birbirimizle didişmeyi yeğliyoruz.''

nbsp;-Galatasaray ile olan psikolojik rekabet-

Aykut Kocaman, ''Fenerbahçe'nin son dönemde Galatasaray'a karşı psikolojik üstünlüğü sona mı eriyor?'' şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı: ''Özellikle doğru düşünen Fenerbahçelilerin, ki büyük çoğunluğunun doğru düşündüğünü tahmin ediyorum, geçen sezonki lige şöyle bir genel olarak bakmalarını rica ediyorum. Sadece Galatasaray-Fenerbahçe maçlarına değil. Sözlerimin ne anlama geldiğini fazla açmayacağım, anlayacaklarını düşünüyorum. Biz Fenerbahçe olarak sadece psikolojik üstünlüğü mü kaybettik acaba? Lütfen sağduyulu Fenerbahçelilerin geçen sezonki lige şöyle bir bakmalarını rica ediyorum. Geçen sezon iki deplasman maçını da biz kazandık. Son Süper Kupa maçı, bir Galatasaray maçı olması dışında çok fazla öneme sahip değildi benim için. O maçta tamamen Spartak Moskova maçının provasını yapmak istedim. Galatasaray psikolojisinin olmadığını söylemeye çalışıyorum. Böyle bir şey olmadı, tam tersi bu sezon görülecektir. Eşit şartlarda ve eşit koşullarda bir ligin içinde olduğumuz ve şu 1,5 ayı iyi geçirdiğimiz sürece, bunun böyle olmadığını bütün Fenerbahçeliler görecek.''

nbsp;-''Alex'e karşı ön yargım kesinlikle yoktu''-

Aykut Kocaman, son dönemde sorun yaşadığı takım kaptanı Alex'in, Fenerbahçe'ye çok büyük hizmetleri olduğunu, Brezilyalı futbolcuya karşı ön yargılı olmadığını anlattı. ''Alex'i kıskanıyor musun?'' şeklindeki soruya, ''Bu soruyla karşılaşabileceğimi hiç düşünmemiştim. Benim yapımdaki birisi için bu soruyla karşılaşmak kadar abes bir durum olmaz. Cevap vermeye bile tenezzül etmiyorum'' yanıtını veren Kocaman, şöyle konuştu: ''Antrenörün herhangi bir oyuncusuyla ilgili tasarrufunda medyanın çok büyük bir bölümü, sanki kendisi sorumluymuş gibi reaksiyon gösterebiliyor. Bu konuda sadece bana değil, diğer antrenörlere de insafsızlık gösteriyorlar. Bu doğru değil. Bir antrenör tercihlerinden dolayı ülkemizde olduğu kadar sert bir şekilde sorgulanmıyor.''

Alex'in, teknik direktörlüğünde en verimli dönemini geçirdiğini belirten Kocaman, şunları kaydetti: ''Ben kötülük mü yaptım? Alex'e ve Alex sevenlere bunu sormak lazım. Bunun nedeni ne olabilir, bilmiyorum. Belki Alex'in kendisi yanıtlayabilir. Kötülük yapmadığım çok net ortada. Yaş olarak futbol yaşamının sonlarına gelirken, en verimli sezonlarını geçirmiş. Geçen sezon her yerde bunu da söyledim, büyük liderlik örneği gösterdi ve benim en büyük yardımcılarımdan bir tanesi olmuştur. Sonra iş başka taraflara geliyor. Bu sezon ise, benim Alex ile ilgili yüzde bir bile tasarrufum yoktu. Ön yargım kesinlikle yoktu. Zaten uygulamalarım da bunu gösterdi. Alex sezon başında hiç görmediğim kadar iyi antrenman yaptı. Hazırlık maçlarında gerçekten iyi performans gösterdi. Ama İstanbul'a geldikten sonra bu izler kalmadı. Oynadığımız 7 maça da Alex ile başladım ve devam ettim. Devam etmeyi de düşünüyordum. Ancak Spartak Moskova maçında oynatmayacağımı söyledim. Çıktı, ayrıntılı şeyler konuştu, onlara girmeye gerek yok. Bütünü budur. Ona 'Ben de 8 sene oynadım, sen de 8 sene oynadın. Bu kulüp bizim kulübümüz, beraber bu kulübü büyütmemiz lazım' dedim. Spartak Moskova maçından sonra olaylar buraya gelince insan gerçekten çok üzülüyor.''

Bundan sonraki süreçte Alex'in antrenman ve maçlardaki performansına bakacağını dile getiren sarı-lacivertli teknik adam, ''Geçen seneki standartlarına yakınlaşması lazım. Alex bu takımın en değerli isimlerinden bir tanesidir. 8 senedir Fenerbahçe'ye çok büyük hizmetler vermiş. Bu hizmetlere de büyük saygı gösterdim. Bunu sadece sözlerimle değil, davranışlarımla da gösterdim. Ancak son dönemde hiçbir dahlim olmadan olayların buraya gelmesi hem üzüntü verici hem de düşündürücü. Bundan sonraki süreçte Fenerbahçe'nin menfaatleri benim için her şeyin önündedir. Amacımıza giden yolda, Fenerbahçe'ye hizmette kusur yaratmadıkları sürece hepsinden yararlanmaya gayret edeceğim'' diye konuştu.

Alex'in devre arasında takımdan ayrılıp ayrılmayacağına yönelik soru üzerine de ''Ben Alex'ten öğretmen futbolcu olmasını istedim. Alex bunu yapabilir, yapmalı. Alex zaman zaman yanımda oturmalı. Zaman zaman bayrağı taşımalı. Son dönemdeki tavırları benim için üzüntü verici'' cevabını veren Kocaman, Brezilyalı futbolcunun, Sivasspor maçında oyundan çıkarken kendisine karşı sergilediği tavırla ilgili olarak ise şunları dile getirdi: ''Futbolcuların egosu yüksektir. Ancak şöyle bir yorum yapabilirim, bugüne kadar verdikleri ve sunduklarının tam tersi bir görüntüydü. Alex'in sezon sonunda sözleşmesi bitiyor, sezon sonuna kadar hiçbir tasarrufum yoktur. 60'a yakın maç oynayacağız bu sezon. Bunların çok büyük kısmında Alex, kaptan olarak sahada yer alacaktır ve bunu kendisine beyan ettim.''