Erdoğan'dan sert açıklamalar

Erdoğan'dan sert açıklamalar

Politika Haberleri

Başbakan Erdoğan, muhalefete Suriye konusunda sert çıktı: "Siz hiç mi İstiklal Marşı okumuyorsunuz? Biz ondan ilham alıyoruz. CHP dünyasında Şanlıurfa ve Hatay gibi saldırıya uğrayan yerler acaba vatan toprağı sayılmıyor mu? Buradaki vatandaşlar bizim vatandaşımız değil mi?.. Kalkıyorsun ABD'ye karşı çıkıyorsun. Sokak ağzı bu. Siz ABD'nin karşısında el pençe duran adamlarsınız. Biz sizin evvelinizi biliyoruz..." Erdoğan, Diyarbakır Emniyet Müdürü'nün "Dağda ölen teröriste ağlamıyorsanız insan değilsiniz" sözleri ile ilgili olarak ise, "Evlatlarımızı katleden ve ölen terörist için ağlamayız" dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan nbsp;Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hükümetin dış politikasını eleştirenler için, "At gözlüğüyle bakanların bizim dış politika vizyonumuzu anlamasını ve takdir etmesini elbette beklemiyoruz. Ama biliyoruz ki, milletimiz bizi anlıyor. Attığımız adımları tasvip ediyor" dedi. nbsp; nbsp;

EMNİYET MÜDÜRÜNÜN AÇIKLAMALARI İÇİN TIKLAYIN

Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye Cumhuriyeti, bugün AK Parti'nin hayata geçirdiği etkin dış politika ile bölgesine ve dünyaya daha güçlü bir vizyonla bakıyor. Sığ denizlerde yüzenler, engin denizlerde yüzemez. Selçuklu'yu Osmanlı'yı kuran ruh, vatanını çiğnetmeyen bir ruhtur. AK Parti elbette milletimizin tüm hassasiyetlerini korur.

##tgvideo##

Toprak bütünlüğümüzü ve can güvenliğimizi her şeyin üzerinde tutar. Buna kast edenler gerekli cevabı alır. Türkiye'nin onurunu, aynı kararlılıkla korumaya devam edeceğiz. Geçtiğimiz hafta Meclis'te kabul edilen tezkere ile ihtiyaç halinde hükümete yurt dışına asker göndermeye yetki aldık. Bu tezkere konusunda yaşanan tartışmalar tarihteki yerini aldı. Bilhassa ana muhalefet temsilcilerin tezkereye olan yaklaşımı çok dikkat çekici bir noktada. Türkiye'ye komşu bir ülkeden silah doğrultuyor, insanlarımız hayatlarını kaybediyor. CHP çıkmış saldırganın katilin ağzıyla konuşuyor. Bu nasıl bir izansızlıktır. nbsp;

ŞANLIURFA, HATAY VATAN TOPRAĞI DEĞİL Mİ?
CHP zihniyetinin Suriye'de katledilen insanların haklarını önemsemediğini, Esad'ın hakkına sahip çıktığını gördük biliyoruz. CHP dünyasında Şanlıurfa ve Hatay gibi saldırıya uğrayan yerler acaba vatan toprağı sayılmıyor mu? Buradaki vatandaşlar bizim vatandaşımız değil mi? Her saldırı sonrası gerekli tepki verildi. 7. saldırıda 5 vatandaşımız şehit oldu. Biz şimdi bunlara sessiz mi kalacaktık. Senin canın kanın buna müsade edebilir ama bizim canımız kanımız buna müsade etmez. Buralara yapılan saldırılar tezkere için yeterli gerekçe oluşturmuyor. Dünyaya savaş açılırmış bu tezkereyle. Orası perde arkası. O gece gerekli adımlar atılmıştır misliyle. nbsp;

ABD KARŞISINDA EL PENÇE DURAN KİM?
Kalkıyorsun, yok 'Esed'in canı cehenneme', 'ABD'ye canı cehenneme diyebiliyor musunuz?'... Sokak ağzı bu ya. Siz ABD'nin karşısında el pençe divan duran adamlarsınız ya. Biz sizin cemaziyelevvelinizi biliyoruz. ABD Başkanı affedersiniz orada tırabzanın üzerinde otururken, sizin devamlı takdir ettiğiniz, izinden arkasından gittiğiniz liderler de el pençe divan duruyordu. Biz böyle bir tablo yaşamadık, yaşamıyoruz. Bu milletin onuru neyi gerektiriyorsa o tabloyu, o görüntüleri veriyoruz. Size hangi komplo teorisyenleri akıl daneliği yapıyor. Ortada somut bir sorun var. Sizin toprağınıza top ateşi açıldığında, insanınız öldürüldüğünde siz ne yaparsınız, nasıl davranırsınız? Görmezden mi gelirsiniz, sineye mi çekersiniz, alttan mı alırsınız? Egemenliktir, hürriyettir, vatandır, bayraktır, onurdur; bunlar sizin kitabınızda bir şey ifade etmiyor mu? Siz hiçbir İstiklal Marşı okumuyorsunuz?. Biz ondan ilham alıyoruz. Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner, aşarım; Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım. Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın... Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Top mermilerine misliyle karşılık veriyoruz. Artık karşılıksız bırakmak asla yok. Bütün ihtimaller dahil her türlü hazırlığımızı yapıyoruz. Devlet olmanın gereği olarak her türlü tedbiri alıyoruz. Eğer devlet olma bilincini yitirirseniz ciddiyetiniz kalmaz. Diplomasinin bittiği yerde diğer seçenekleri öne almak büyük devlet olmanın gereğidir. Böyle büyük bir devleti CHP yönetiminin kaprislerine teslim edemeyiz. Suriye sınırındaki alt yapısını korumak isteyen BDP'nin ne yapmak istediğini anlıyoruz ama CHP'nin Esad aşkını anlayamıyoruz.

KAPILARI KAPATMAK TÜRKİYE'YE YAKIŞIR MI
Hükümetin Suriye politikasını eleştirenler bu insanlık dramı karşısında ne yapmamızı öneriyor. Kapıları kapatalım, çoluk çocuk kadın herkesi o zalimin ellerine bırakalım. Bu, Türkiye'ye yakışır mı? Türkiye gerekirse sıkıntı çeker ama kendisine sığınan mazlum insanlara sırtını dönmez.Hint Yarımadası'na bir kişi için donanma gönderen milletin torunlarıyız biz. Türkiye bu meseleye insani hassasiyetle yaklaşmıştır. Suriye halkının tamamıyla tarih, kültür ve gönül birliğimiz var. Suriye halkı bizim kardeşimiz. Aralarında ayrım mümkün değil. nbsp;Suriye politikamızı onlara göre asla belirlemedik, belirleyemeyiz. 1990'da Saddam'ın zulmünden kaçanlara tereddüt etmeden kollarımızı açmıştık. O zaman sığınanların sayısı 750 bin civarındaydı. Sınırın bu tarafındakiler huzur içinde yaşıyor diye sınırın diğer tarafındakilerin katledilmesine göz mü yumacağız? Nükleer enerji konusunda ABD'ye rağmen İran'ı destekledik. İran, Şii. Sen AK Parti iktidarını ne zannediyorsun. Önce aynaya bak. Kimsin, nesin? Kılıçdaroğlu ve avanesini bu saplantıdan kurtulmaya çağırıyorum. Diyarbakır'da CHP, terör örgütünün uzantısıyla el nbsp;ele kol kola miting yaptı. BDP birinci, AK Parti ikinci, CHP üçüncü, MHP dördüncü parti oldu. Kiminle el ele verdiğiniz ve aldığınız netice ortada.

ESAD BİTMİŞTİR
Öyle komik şeyler söylüyorlar ki: 'Biz dün Esad'la kol kolaymışız da bugün düşmanlık yapıyormuşuz...' nbsp;Biz Suriye halkı ile dün de kol kolaydık, bugün de. Bunu niye söylemiyorsun. Dün kol kola olduğumuz bugün ihanet ediyorsa onu hemen orada bırakırız. nbsp;Esad yanlış yaptıkça bizi kaybetti. Esad bitmiştir. Esad şu anda koltuk değnekleriyle ayakta durmaktadır. O koltuk değneklerinin markasını da biliyorsunuz. Koltuk değnekleri düşünce kendisi de düşecek."

ARAP BAHARI'NDA GİDENLERİN ÇOĞU SÜNNİ
Başbakan Erdoğan CHP'nin, hükümetin Suriye politikasına mezhepsel yaklaştığına ilişkin eleştirilerine de cevap verdi. Erdoğan, "Türk dış politikasın belirlenmesinde hiçbir zaman Sayın Kılıçdaroğlu, mezhep konusu etkili olmamıştır. Arap baharı diye ifade edilen süreçte yönetimden düşenlerin çoğu Sünni'ydi, ey Kılıçdaroğlu. Şöyle yakın siyasi tarihi de iyi oku. Bırak tarihi, anı oku. Ama anı okumaktan da uzaksın. Biz, bunlar Sünni'dir diye zalimleri, diktatörleri desteklemedik. Sünni'nin içinden de diktatör çıkar, zalim çıkar. Nereden çıkarsa çıksın, biz hepsinin karşısındayız" diye konuştu. nbsp;

TERÖRİST İÇİN AĞLAMAYIZ, HERKES KENDİ GÖREVİNİ YAPSIN
Erdoğan, Diyarbakır Emniyet Müdürü'nün "Dağda ölen teröriste ağlamıyorsanız insan değilsiniz" sözleri ile ilgili olarak ise şunları kaydetti: "Burayı özellikle vurguluyorum; gerek size gerek ekranları başında bizi izleyen halkıma sesleniyorum; elinde silah olan, kan döken, can alan, tehdidi, tedhişi yöntem olarak benimsemiş hiç kimseye en küçük müsamahamız yoktur, olamaz. Eline silah alıp masum insanları katleden teröristlere karşı 'iyi çocuklardı' açıklamasını yapan, katilleri masum, terörü mazur göstermeye çalışan hiçbir anlayışa prim vermedik, vermeyiz ve onları da savunamayız. Onlarla da el ele olamayız. Evlatlarımızı katleden ve bu mücadeleler esnasında ölen terörist için de ağlamadık, ağlamayız. Bunun da çok açık, net söylüyorum; bu bizim hem insani hem vicdani görevimizdir de. Bunu böyle bileceğiz. Bunu böyle bilmeye de mecburuz. Biz kalkıp bazı şeylerle, birilerini memnun etmek için bazı ifadeleri kullanamayız. Yerimizi iyi bileceğiz. Siyaseti bırakın siyasetçiler yapsın. Herkes kendi görevini yapacak. Terör örgütüyle mücadelemiz hukuk ve demokrasi içinde aynı kararlıkla devam edecektir. Burada bu mücadelede bütün ölenlerimiz bizim ağlama sebebimizdir. İşte biz onun için diyoruz ki 'anaların gözyaşı dinsin' diyoruz. 'Biz anaların gözyaşına dinsin' diye haykırırken analarımızın gözyaşına kimsenin gözyaşı ilave etmesine hakkı yoktur. Burayı da çok iyi bilmemiz lazım."

KCK OPERASYONLARININ SEBEBİ
"Kürt kardeşlerime tekrar sesleniyorum" diyen Erdoğan, şunları ifda etti: "BDP belediyelerinin olduğu il, ilçe, beldelerdeki kardeşlerime sesleniyorum; güllük gülistanlık yerlerde mi yaşıyorsunuz, yoksa pislik içinde mi yaşıyorsunuz? Sizi insan yerine koyup da hizmet veren yerel yönetim anlayışı var mı, yok. Niye? Çünkü onların derdi başka. Biz yapılan tahsislerin nasıl değerlendirildiğini de çok iyi biliyoruz. KCK operasyonu denilen olayları da benim Kürt kardeşlerimin çok iyi bilmesi lazım. KCK operasyonlarının nedeni, Kürt kardeşlerimizin hakkını, hukukunu farklı yerlere çeken, gönderen yönetimlere karşı yapılmıştır. Bunlar çok açık net ortada. Belediye başkanları, belediye başkanlığı yapmıyor zaten. Yanlarına gönderilmiş olan malum elemanlarla yönetiliyor belediyeler. Bunları çok iyi bilmemiz lazım. Bugüne kadar geçmişte sorun olarak dile getirilen, beklenti olarak ifade edilen ekonomik, sosyal, kültürel birçok meseleyi biz çözüm yoluna koyduk. Bunları bir lütuf olarak yapmadık, terörle bağlantılı bir konu olarak olarak yapmadık. Bu talepleri Kürt kardeşlerimizin en doğal, en tabii, en insani hakları olarak gördüğümüz için karşıladık, gereğini yerine getirdik. Ama bunlar bakıyorsunuz utanmadan, sıkılmadan gidip bölgede 'biz tehdit ettik de iktidar onun için bunları yaptı' diyor. Bizim bütün seçim propagandalarında, programlarımız her şeyimiz açıkça ortada. Biz daha yola çıkarken Afyonkarahisar'da bir şey söyledik; Kürt kardeşlerime tekrar bunu hatırlatıyorum. 'BDP'nin bu oyunlarına gelmeyin' diyorum. Ne dedik Afyon'dan yola çıkarken, iktidarımızdan 16 ay önce; '3 kırmızı çizgimiz var, bir biz etnik milliyetçilik yapmayacağız' dedik. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abaza, bilmem ne ayrımı yapmayacağız. Çünkü biz 'yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz' dedik ve yola öyle çıktık. Bu ne demek; Ey Kürt kardeşim senin yanında olan biziz ya, onlar seni istismar ediyor. Biz seni istismar etmiyoruz, etmeyeceğiz. İktidar olduğumuz andan itibaren 'bunun neticelerini alacaksın' dedik. Aldı mı, aldı." nbsp;

ANADİLDE EĞİTİM, ÖĞRETİM. YOK ÖYLE BİR ŞEY
Erdoğan, bölücü terör örgütünün kendine göre bazı istismar başlıkları olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Biz o başlıklara da gelmeyiz. Nedir? Anadilde eğitim, öğretim. Yok böyle bir şey. Bizim ülkemizin resmi dili Türkçe'dir. "Bu bir haktır' iddiasında bulunanlara sesleniyorum; bu bir hak değildir, öğrenmesi haktır, onları öğretmek, onun zeminini hazırlamak da bizim görevimizdir. Bunu da yaptık. Buyurun; okullarda Kürtçe'yi seçmeli ders olarak getirdik. Üniversitelerde aynı şekilde bölümler açtık, buyursunlar öğrensinler. Konuşmak cezaevlerinde yasaktı. onun önünü bile, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ile genelgeyi yayınladım ve o süreci de başlattık. Bunları biz yaptık. Bu adımları attık. Yani belediyenin içinde sadece müdürün kapısına, Kürtçe müdür demenin bir anlamı yok. Onu halk görmüyor, bilmiyor. Yaptırdığımız kamuoyunun araştırmalarının neticeleri elimizde. Kimseyi aldatmaya gerek yok. Şu anda seçmeli Kürtçe dersine başvurularla ilgili rakamlar ortada. Benim Kürt kardeşim de bazı gerçekleri biliyor. Bugün Avrupa'da bu işin tahrikini yapan ülkelerde, Türkçe azınlık hukukuna tabi olduğumuz halde bize Türkçe orada anadil olarak verilmiyor eğitim-öğretimde. Bunu bazı arkadaşlarım bilsin, lütfen bunu araştırsınlar. Ama onlar buraya gelince bakıyorsun hemen tahrik ediyorlar. Bu konuları iyi anlamamız, iyi bilmemiz lazım, tahriklere de gelmememiz lazım. Birilerinin ağzıyla da konuşmanın anlamı yok." nbsp;

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...