"Bunu yesin, bir şeyi kalmaz!"

A -
A +
Hama şehrinde yaşayıp Halep'te vefât eden Ahmed Hamâmî hazretleri, bir gün Sultâna gitti.
Ve emr-i mâruf yaptı.
Ama o, memnun olmadı.
İyi muâmelede bulunmadı.
O vakit kalbi kırıldı mübâreğin.
Mahzun oldu, üzüldü!
Derken akşam oldu.
Birden hastalandı Sultân.
Ağrıdan kıvranıyordu.
Doktorlar âciz kaldılar...
Ölecek duruma gelmiştı ki, bu hâl, mâlum oldu bu velîye.
Yine de acıdı ona.
Biraz bal gönderip;
“Bunu yerse iyileşir” buyurdu.
Sultân bir kaşık yedi.
Kesildi ağrısı.
Hiçbir şeyi kalmadı.
Bu sefer utandı yaptığına!
Hemen dergâha koşup;
“Özür dilerim” dedi.
Ve artık ayrılmadı yanından...
● ● ●
Bu zât bir sohbetinde "Allah'ın kullarını sevindirin" buyurdu.
Ve şunu anlattı:
Bir kimse bir mümin kardeşini sevindirince Allahü teâlâ o “sevinç”ten bir “melek” yaratır. Bu kişi ölüp kabre girince o melek gelip sorar:
“Beni tanıyor musun?” 
“Hayır, sen kimsin?”
Melek cevâben;
“Ben; senin bir Müslüman kardeşine vermiş olduğun sevincim. Bugün seni sevindirmek ve suâl meleklerine cevap verirken sana yardımcı olmak için geldim” der...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.