"Anneciğim, ne olur izin ver!.."

A -
A +
Edremit'in hâkim bir tepesinde medfun bulunan Şipşip Dede, henüz on yaşlarında bir çocuk iken, câmiye gitti bir gün.
Câmi bahçesinde oturmuş sohbet eden yaşlı Müslümanları gördü orada. Bu nûr yüzlü insanlar, ilim öğrenmenin fazîletinden bahsediyorlardı. Merak edip kulak kabarttı.
O sözleri hoşuna gitti.
Hele bir cümlesi kalbine işledi âdeta.
O cümleyi tekrar etti kendi kendine;
“Kıyâmette, âlimlerin mürekkebi, şehitlerin kanıyla tartılacak ve mürekkep ağır gelecektir.”
O, bunu duydu.
Çok duygulandı!
Ve koştu annesine.
Nefes nefeseydi...
“Anneciğim! Ne olur izin ver.”
Annesi şaşırdı!
“Hayırdır oğlum, ne izni?”
“Gidip ilim tahsil edeceğim anne, ben âlim olmak istiyorum.”
Kadıncağız sevindi...
Muhabbetle sarılıp;
“Âferin oğlum, çok iyi edersin” dedi ona.
Bu cevâba çok sevind.
“Sahi mi anneciğim. İzin veriyor musun?”
“Tabii yavrum, sen yeter ki ilim öğren, duâlarım seninle” dedi.
O gün vedâlaştı.
Ve çıktı evinden.
Kalbi, ilim öğrenme aşkıyla yanıp tutuşuyordu. Zamanın en meşhur âlimlerinden ders aldı. Ve “büyük bir âlim” olarak döndü geri...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.