"Yetiş yâ Seyyid Ahmed!"

A -
A +
İmâm-ı Şa’rânî hazretleri anlatıyor:
Bir kişi ticârî bir seferden dönerken, harâmîler kestiler yolunu.
Tüccar, çâresizdi!
Var gücüyle seslendi:
“Yetiş yâ Seyyid Ahmed!”
O an nûrlu bir zât belirdi yanında.
Bu, Ahmed Bedevî hazretleriydi.
Harâmîler, bu zâtı gördüler.
Korkudan her biri bir tarafa kaçtı.
Tüccâr kurtuldu böylece.
Büyük velî de gözden kayboldu...
● ● ●
Birisi de merkebini kaybetmişti.
Çok aradıysa da, bulamadı.
Çok üzüldü, bunaldı!
Son çâre, Ahmed Bedevî hazretlerinin türbesine gitti.
Ve bir Fâtiha okudu.
Sonra da, sesli olarak;
“Yâ Seyyid hazretleri! Ahdolsun ki, merkebim gelmedikçe buradan gitmeye niyetim yoktur” dedi.
Ve beklemeye başladı.
Aradan birkaç dakika geçti.
Adam, sesini duydu merkebinin.
Eh, imdât yetişmişti.
Bir Fâtiha daha okudu.
Gönderdi bu zâtın rûhuna.
Ve merkebine binip evine gitti...
● ● ●
Bu zâta, bâzı gençler sordu:
“Nasıl muvaffak oldunuz efendim?”
Büyük velî;
“Helekel-müsevvifûn hadîs-i şerîfini, kendime rehber edindim. Bu hadîsin mânâsı; (Tövbeyi ve iyi işleri sonraya bırakanlar helâk oldu, ziyân etti) demektir” buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.