Dolunay odasına girmişti!..

A -
A +
 
Efendimizin hanımlarından Hazret-i Safiyye, îmân etmeden önce biriyle nişanlanmıştı.
Sonra bundan ayrıldı.
Başkasıyla evlendi.
Bu kişi, Hayber'in en meşhur kalesinin kumandanı ve çok zengin olan Kinâne bin Hakîk idi.
Safiyye bir gece yattı.
Ve bir rüyâ gördü.
Dolunayı görmüştü rüyâsında.
Dolunay gökten yere indi.
Ve onun odasına girdi.
Derken sabah oldu.
Bu rüyâyı anlattı kocasına.
Kinâne sinirlenip;
“Öyleyse sen, Hicaz Meliki Muhammed'i istiyorsun!" dedi.
Yüzüne bir tokat attı!
Ve gözünü morarttı.
Yıllar sonra, Müslümanlar Hayber'i fethedince, Hazret-i Safiyye'nin babası ve kocası öldürüldü.
Kendisi de esîr edildi.
Eshab, esîrleri bölüştüler.
Safiyye, Efendimize düştü.
Efendimiz de onu aldı.
Ve derhâl âzât eyledi.
Îmân edince de nikâhına aldı.
Ve “Hazret-i Safiyye” oldu
Düğünleri yapıldı.
Kavun ve hurma ikrâm edildi.
Efendimiz, gözündeki morartıyı görünce sordu:
"Bu iz nedir yâ Safiyye?”
O da, hâdiseyi anlattı.
Efendimiz çok üzüldüler.
Hazret-i Safiyye, İslâmiyetle şereflenince çok samîmî bir Müslüman oldu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.