"Sen Rabbini bilir misin?"

A -
A +
Veysel Karânî hazretleri, geceleri hep ibâdet ederdi.
Bâzı geceler;
"Bu, kıyâm gecesidir" derdi.
O gece hep kıyâmda dururdu.
Bâzı geceler;
"Bu, rükû gecesidir" derdi.
O geceyi hep rükûda geçirirdi.
Bâzı geceler de;
"Bu, secde gecesidir" derdi.
Sabaha kadar secdede kalırdı.
Bir gün, Ona sordular:
"Namazda huşû nedir?" 
Buyurdu ki:
"Vücûduna iğne batsa.
Bir şey hissetmemektir!"
Bir gün de Ona;
"Nasılsınız?" dediler.
Buyurdu ki:
"Bir kul ki, sabah kalktığında, akşama sağ çıkar mı çıkmaz mı bilmiyorsa, onun hâli nasıl olur?"
● ● ●
Bir gün, bir genç nasîhat istedi.
O gence sordu ki:
"Sen Rabbini bilir misin?"
"Bilirim" deyince, buyurdu ki:
“Mâdemki Rabbini biliyorsun.
Başkasını bilmene lüzum yok!"
Bu, gencin hoşuna gitti.
Ve yine nasîhat istedi.
Bu defâ da sordu ki:
"Rabbin seni biliyor mu?"
Genç, "Elbette" dedi.
O zaman buyurdu ki:
"Mâdemki Rabbin seni biliyor.
Gayrinin bilmesine lüzum yok!"
Bir gün de buyurdu ki:
“Yücelmek isteyen mütevâzı olsun.
Şeref arayanlar, ibâdetlere sarılsın.
Zengin olmak isteyen, kanâat etsin!.."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.