“Duâ aynı duâ, ama ağız aynı ağız değil!"

A -
A +
 
 
Azîz Mahmud Hüdâyî hazretleri devrinde bir kimsede kimyâ ilmine karşı bir merak uyanır.
"Bunu kimden öğrenebilirim?" diye düşünür.
Azîz Mahmud Hüdâyî hazretlerini tavsiye ederler.
O da, koşar bu zâta.
“Efendim, bana kimyâ ilmini öğretir misiniz?” der.
Büyük velî;
“Olur, öğretirim” buyurur.
Ve yanındaki asmadan bir yaprak koparır.
Üzerine bâzı duâlar okur.
Adam, pürdikkat izler.
Ve görür asma yaprağının altına döndüğünü!
Ricâ eder:
“O duâyı tekrar eder misiniz?”
O da “Peki” der, tekrar eder.
Bir daha, bir daha...
Adam, ezberler o duâyı.
Asmadan bir yaprak koparır.
Üzerine o duâyı okur.
Ama yaprak, yine yapraktır.
Bir yaprak daha koparır.
Okur duâyı, netice değişmez.
Mahçup olup der ki:
Ben de aynı duâyı okudum. Neden olmuyor acaba?”
Büyük velî buyurur ki:
“Duâ aynı duâ, ama ağız aynı ağız değil. Önce nefsini temizlemelisin evlâdım. Nefsi kimyâ etmeden bu ilme kavuşulmaz. Nefis 'altın' olmadan, bu yaprak 'altın' olmaz.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.